Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin |
|
||||||||||
|
SUYA SABUNA DOKUNMADAN Yaşayıp gitmek, -bildiğiniz gibi en temel felsefemizdir. Halkımız da bu deyişi gönülden kabullenmiştir. Öyleki bunu uygulamaya koyarken, sadece mecazi anlamıyla değil, kelime anlamı ile de gereğini yerine getirmektedir! Şöyle ki, istatistiklere göre kişi başına düşen sabun kullanımımız, aynen GSMH’ mız ölçüsünde düşüktür. İşte bu noktadan çıkarak, ben bu yazımda size toplumumuzun hijyen konusundaki noksanlığından bahsetmek istiyorum.Yoksa önceki ‘Tepkisiz Toplum ‘yazılarımızla bir bağlantısı yoktur bu makalenin! Geçtiğimiz günlerde, basında; yabancı ortaklı bir kamuoyu araştırma kuruluşunun, Türk toplumunun banyo alışkanlıkları ile ilgili çalışmasının sonuçları açıklanmıştı. Buna göre halkımızın ne yazık ki banyo yapmayı pek sevmediği ortaya çıkıyordu. Araştırmaya göre her gün yıkananların oranı kış aylarında sadece %5 idi.Yazın ise bu oran % 28 e çıkıyordu ancak. Yeri geldiğinde temizlikle övünmeyi pek severiz!. Ama bu rakamlar böyle işte! Başka bir gün, yine basında; Amerika’ lı turistlerin eline verilen kılavuz kitapçığının,Türkiye ile ilgili bölümünde; belkide bize çok ağır gelmesi gereken bazı uyarılar yer aldığı yazıldı. Söz konusu el kitapçığında; halkın el temizliğine yeteri kadar önem vermediği, bu açıdan elle hazırlanan gıdalardan kaçınılması gerektiği yazılmaktaymış!. Durun bu kadarla bitmedi; sokaklarda yerlere tükürme alışkanlığının yaygın olduğundan(!), insanların öksürürken ağızlarını mendil ile kapatmayı bilmediklerinden bahsedilmekte ve bütün bunların hastalık riski oluşturduğu belirtilmekteymiş!!. Benzer bir bilgilendirme örneğine, yıllar önce bende şahit olmuştum. Bir akşam, Amerikalı bir misafirimi yemeğe çıkarmıştım. Amerikalıların yemek öncesi nasıl tabaklar dolusu yeşil salata tükettiğini bildiğimden, dostumun ısrarla maruldan uzak durmaya çalışmasına şaşırmış ve sebebini kendisine sormuştum. Amerikalılar çok planlı ve metodiklerdir bilirsiniz. Misafirim büyük bir şirkette çalışıyordu. Bana şirketinin seyahat eden personeli için hazırladığı el kitabını göstermişti. İşaret ettiği paragrafta,’Türkiye’de marul ve benzeri yeşilliklerin, tarlada kanalizasyonlu sularla sulandığı ve iyi yıkanmadığından ötürü, bu gıdanın tüketilmemesi’ yönünde uyarı vardı. Bunlar acı şeyler. Ayrıca bunların art niyet ve kasıtla yazıldığı düşüncesinde de değilim. Amerikalıların bu tesbitlerinin haklı olduğunu ben şahsen her ortamda istemeden görmek zorunda kalıyorum. Örneğin eğer gözleriniz yerde yürürseniz; balgamlara basmamak için, kaldırımlarda sıçrıya sıçrıya yürümek zorunda kalırsınız. Yaz günleri kalabalık belediye otobüslerinin havasızlığı, ter kokusu dayanılır gibi değildir. Bu örnekleri çoğaltıp, toplum hakkında olumsuz düşüncelerim olduğu sanılsın istemiyorum. Zeki okuyucumun anlamış olacağı gibi Şahingöz insanları olduğu gibi kabullenmeyi ve hoşgörüyle yaklaşmayı öğrenmiştir. Sakın ola kimse onun insanları küçümsediğini zannetmesin. Başta ayna tutmak demiştik ya,o durum bu işte. Bizim dinimiz temizliği över ve yüceltir.Ama nedense ’Temizlik imandan gelir’ deyişini kimseler dikkate almaz! Eskiden böyle değildik, temizlik alışkanlıklarımız daha olumlu idi eminim. Gerçi geçmişle övünmek yersizdir, geçmiş ders almak içindir. Ama hatırlamalıyız ki; Avrupalı, Osmanlı ile karşılaştığında daha yıkanmayı bile bilmiyordu, tarihçilerin tuttuğu kayıtlara göre. Daha yakın zamanda,Osmanlı mağlubiyetle Balkanlardan çekilirken; göçmenlerin düşmanın yaklaşmakta olduğunu, kilometrelerce öteden gelen kötü kokudan anladığını yazar kitaplar!(Bu aslında, örnek olarak kullanmak için bile, çok acı bir hikayedir!) Demek ki roller tersine dönmüş! Devam ediyorum; yıllar önce Banknot Matbaası yetkilisi bir açıklama yapmıştı. Kullandığımız kağıt paraların üzerindeki kirliliğin % 60 ı insan dışkısıymış!(Geri kalanı da bakteridir herhalde!) Bunun sebebi tahmin edeceğiniz gibi, tuvaletten sonra el temizliğinin yeterince yapılmamış olmasındandır. Bazı mekanlarda, lavabolarda sabunlar görürüm; takır takır kurudurlar. O lavaboyu kullanan insanlar hiç sabunu ellerine alıp suya tutmamışlardır. Üzülürüm. Sakın iğrenmeyin, bazı şeylerin söylenmesi gerek. Bakın Almanlar bu konuda çok açıktırlar.Örnek alınmaları gerektir. Hijyen konusunda her türlü ayrıntıyı, açık açık aktarırlar hiç utanmadan. Bizde ise anne ve babalar, çocuklarına herhangi bir tuvalet terbiyesi vermeyi ihmal ederler. Gerçi kendilerinin de bu konuları bildiği şüphelidir. Toplumda tuvalet kağıdı kullanımı çok düşüktür. Gelenekçi alışkanlık, taharet temizliğini elle yaptırır. Sanki sol elle yapılınca, sağ elin temiz kaldığı zannedilir! Henüz konutların çok küçük kesiminde alafranga tuvalet bulunur. Alafranga tuvalet bulunan yerlerde ise yine elle temizlik alışkanlığı terk edilmemiştir. Yıllaca önce, Tıp Fakültesinde kürsüde ders veren hoca (Mazhar Osman’ mıydı ne?) öğrencilerine, tabibin el temizliğine vermesi gereken önemi anlatırken; bu konuyu vurguluyordu. Diyordu ki ‘bu toplumun el ile taharet alma alışkanlığı oldukça; ameliyat öncesi yeterli el temizliği sağlamak zordur. Bu açıdan bir doktor olarak sizlerin ellerinizi en az 15 dakika sabunla ovuşturmanız, yıkamanız gereklidir, yeterli temizlik sağlamanız için!’ Hoca açık sözlü; daha da çarpıcı detaylara giriyor ve talebelerin dikkatini yeterince çekiyor! Biz bu kadar ayrıntıya giremeyiz bu yazıda! Şimdi nerede böyle hocalar? Öff, bunca ‘mühim memleket meselesi’ dururken; Şahingöz bu makalede, böyle konulardan bahsediyor. Biraz uçukmudur, nedir? Mayıs 2002
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şahingöz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |