"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacı değil miyiz!" -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Ortadoğu Labirenti ! Suriye'yi bir an değerlendirmezsek, Türkiye ve komşuları olan İran ile Irak'taki olaylar ve birbiri ile olan ilinekleri alt alta sıralarsak şöyle bir tablo elde edilecek gibi. Ne gariptir ki, çok hızlı gelişen bölgenin Siyasi atmosferini gerçekten gerektiği gibi analiz etmek oldukça zorlaşıyor! Şunu biliyoruz ki, ''İran'ın kendisine has tutum''u ve Irak'ın içine düştüğü kısa vade de çıkamayacağı girdab'ı durduramaması ve pozisyonlarını netleştirememesi. Geriye üçlünün son ayağı olan Türkiye kalmakta . Ancak Türkiye'nin kendine has ''Siyasi pradigma''sı olayları yorumlamada o denli stresli bir hal aldırıyor ki, elbette labirentin tek çıkış yönünü bulmak için Suriye, Filistin ve Lübnanı bu üçlüden ayrı değerlendirmek, eksikliği beraberinde getirir. Ancak: Saddam'ın gidişi, BOP'un Türkiye'ye daha doğrusu; Türkiye'li aktörlere biçilmis rolü bu aktörler tarafından alenen seslendirilmekte! minyatur Devlet yada tarihi Side Devletçiklerinin canlandırılması, Gulliver'lerin gönüllü-gönülsüz ölüm adaylıkları! Boş bölge! DTP'nin yaklaşık 700 üyesinin tutuklanışı, T.C - İsrail antlaşmaları Ve... İsrail'in Arz-ı mev'ud planı, İran'a isnat edilen silah sevkiyatı, ABD'nin sınır ihlali, sınır ötesi Harekat çığlıkları! PKK ile çatışmaların yoğunlaşması, 100 yıl geriye gitme paranoyası Kerkük sorunu Türkiye'lilerin Küdistan'da ki ticari rantı, Hükümet -Cumhurbaşkanlık ve Asker krizi ile öteki politik devinimlerin yanyana gelmesinin oluşturduğu etken, bize ufukta incecik te olsa bir çizginin varlığını belirtebilir! Nitekim: Yeni Ortadoğu haritasında Sünni Irak, Arap Şia Devleti, Bağımsız Belucistan, Büyük Ürdün Yeni Azerbeycan ve Bağımsız Kürdistan adlarının ilk etapta çağrıştırdığı coğrafya özelde İran, Türkiye ve Irak Ülkelerinin şu an itibarı ile elinde bulundurduğu topraklardan esinlenmekte! İran'ın İslam aleminde Cezayir'den sonra ikinci büyük toprak parçasına sahip olduğunu Türkiye'nin ve Irak'ın sahip olduğu toprak parçasından ziyade konjektörel ve Jeo-politik stratejisinin ne denli önemli olduğu! Şimdi: Büyükanıt'ın Amerika'da ki tavafında "çok büyük oyun başlamak üzere belki ilk defa söylüyorum. Sahnenin perdeleri kapalı, sahneyi açacak oyuncular ipleri elinde tutuyor. Perde açılmak üzere, önemli olan oyunu iyi okumak" şeklindeki açıklaması ile aynı tarihlere denk düşen R.T.Erdoğan'nın "Kuzey Irak'taki bölgesel Kürt hükümetiyle ilişkileri geliştirecek adımlar atılabilir! Neden olmasın? Yeterki bu yakınlaşma huzur getirsin, barış getirsin, olumlu gelişmelere yol açsın. Eğer atacağımız her adım bizim için huzur getirecekse biz buna her zaman varız" (Hürriyet 15.02.07) Düşündürücü olanı şu ki; Nasıl olurda Devletlerin dış politikaları 3 ay gibi bir kısa zamanda ''U'' dönüşüne girebilir? BOP Haritasını bilinçli olarak medyatik sundurumlara yöneltmek, kitlelerin birikmiş enerjilerini öngörüleren zamana kadar de-jarz ederek adeta kileleri var olan kadere razı etmek! (Türkiye'nin PKK ile yaşamaya alışması gibi!) Malum planın uygulanabilmesi için dinamikleri en güçlü olan oluşumdan başlamak gayet tabii olan bir olgudur. Zira diğer dinamikler için ileride uygulanması gereken bir maket veya bir model rolünü de beraberinde getirecektir. Bilindiği gibi İsrail'in Temmuz 2006 daki savaşı İsrail açısından hazimetle sonuçlanmasaydı, iç dinamik'i en az Türkiye kadar müsait olan Lübnan üzerinden bu plan gerçekleştirilmek istenmişti! Türkiye ve K. Irak'ta yalnızca CIA, MOSSAD veya MIT İstihbarat örgütlerinin varlığını düşünmek biraz saflık kokar, Zira Avrupa ve Rusya ile diğer ülkelerin istihbarat elemanları bölgenin kaynamakta olan ''Kazan''ına tuzu, biberi eklemekte! İsrail'in MOSSAD'ının yanısıra, bir diğer İsrail istihbarat örgütü olan ve en az MOSSAD kadar tehlikeli olan SHIN BET'in hummalı faaliyetleri yabana atılacak cinsten değil. Kaldı ki, Kürdistan Anayasa'sı ''mucid''lerinin İsrail'li Hukukçulardan oluşması hazırlanan Anayasa'nın içeriğinin ileriki dönemlerde bölge'ye ne tür sorunları getireceği kaygıya sebebiyet vermekten öte, konuya vakıf olan kişioğulları tarafından bilinmekte! Binaenaleyh: BOP planı ile gerkeli rolü üstlenmiş Türkiye; Nasrettin Hoca'ya atfedilen fıkra gibi, önce kendi bindiği dalı kesmektedir. Evet kabullenmek zor olacak kimi sığ düşünceliler bunu bir fantezi sunumu olarak değerlendirebilir! Gel gör ki, ''görünen köy kılavuz istmez.'' "Yani Vatan, Millet, Sakarya terenünleri sunanlar gerçekte oymacılık sanatının üstatlarıdırlar". Bu ister iç, ister dış güçler olsun, farketmez. Hem anlamlı bir halk deyimi vardır. "Ağacın kurt'u ağaçtan olmazsa, ağaç çürümezmiş Peki yukarıda sıralanan ve Türkiye'yi yakından ilgilendiren, daha ötesi, birçoğuna da dahil olan konularla ne ilgisi var? ilgisi; hiçbir Ülke kendiliğinden bugün'den yarına değişime tabi tutulamaz da ondan! Yani? Malum Avrupa ve Amerika demokrasi'sinin gelmesi, Türkiye Cumhuriyet'inin ölümünü beraberinde getirir, Bu beklentinin olgunlaşmaması için ne yazık ki Türkiyeli Demokrasi Havarileri Bekçiliğini gönüllü olarak üstlenmişler! Ne var ki, bu hezeyanların kendi kültür ve tarihinden bir gecede kopartılmış bir toplumun yegane beklentisi olarak sunulması kaçınılmaz gerekliliklerden olunduğu da pek ala bilinmekte. Öyle ise "Tavşan kaç! Tazı tut!" Söylemi ile oyuna devam! İslam'i Aydın'ların sorumluluğunda olan sorunlarımızla ilgili ''çıta''yı yükselterek kitlelerin Siyasi ufuklarının daha geniş perspektife ulaşması için ''Tevhid'' ve ''Vahdet'' Kavramlarını başkalaşıma uğra-ma-mış! İslam ile doldurmalarından başka ne yıpılabilinir ki? Değilse; İthal ve yerli maceraperestlerin "serüven avcıları" oyun'unun avı olmaya mahkum ediliriz! Çok açık bir dille adını koymak zorunda kalırsak; Türk- Kürt savaşı'nın serüveni "Kopma Savaşı"nı beraberinde getirir!!! Bu sonucu bekleyenler de serüven avcıları değiller mi? Gerçekleşmemesi dileğimizdir. Muhammed CAN Frankfurt 04.06.2006
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mehmet CAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |