..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir dünya yurttaþýyým. -Sokrates
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Didaktik > Ö. K.




5 Aðustos 2007
Genetik, Terlik ve Gökyüzü  
Ö. K.
Evrim, arkadaþlar, yaþlý adam, terlik ve gökyüzü üzerine bir öykü.


:AGCF:
-Bak! Evrim herþeyi açýklýyor.
-Baþlama gene!
-Hayýr dinle bak, anlamakta zorlandýðýmýz çoðu durumu açýklýyor. Tamamen doðal seleksiyon üzerine kurulu herþey.
-Dinlemek istemiyorum.

Üstün’le Yaþar’ýn konuþmasý kulaðý saðýr eden bir fren sesiyle kesildi. Sesin geldiði tarafa döndüklerinde, ki belki bir saniye bile sürmemiþtir, bir þeyin havada uçtuðunu gördüler. Ýlk bakýþta patates dolu bir çuval gibi görünen bu þey saniyeler içinde þekil aldý, insan biçimine büründü ve yere düþtü. Fren sesinden sonra fark edilen ilk ses de bu yere çarpmanýn tok sesiydi. Yankýlanmayan, olduðu gibi, ham ve katý bir sesti bu. Yaþar daha sonra bu olayý düþünürken hep bu ses gelecekti aklýna.

Ýki arkadaþ aylardýr görüþemiyordu (veya görüþmüyordu mu demeli?) ve bir Pazar günü için sözleþip, Bebek’te öðrencilik zamanlarýnda gittikleri kafede buluþtular. Bu iki arkadaþ buluþmaya gelirken ne düþünüyorlardý bilemeyiz. Farklý yollardan geliyorlardý ama gördükleri ortak þeyler de vardý þüphesiz. Örneðin gökyüzünün bulutlu olmasý aynýydý. Sokaklar aþaðý yukarý ayný derecede kalabalýk, yerler ayný derecede pis, insanlar benzer vb. Bu iki durumun iki farklý zihinde, eski arkadaþ olmalarýna raðmen, uyandýrdýðý kimyasal tepkimeler ise tamamen farklýydý. Biri gökyüzünün kapalý olmasýný seviyor, buluþmak için güzel bir gün diye düþünüyordu. Daha az insan olsa daha güzel olurdu kesinlikle ama Ýstanbul’da yaþamanýn da diyetleri vardý. Diðeri havanýn kapalý olmasýndan hiç hoþlanmamýþ, evden çýkarken buluþmayý iptal etmeyi bile düþünmüþtü. Son görüþmelerinin üzerinden geçen zaman buluþmayý iptal edememe eþiðini fazlasýyla aþtýðýndan, ufak, þanssýz bir düþünce filizi olarak kaldý bu fikir. Neyse ki insanlar dýþarýda diye düþündü. Kalabalýðý severdi. Farklý yüzlerin hepsi farklý tertipti. Her bir yüz olasý milyonlarca tertibin sadece biriydi. Bu fikir onu þaþýrttýðý gibi mutlu ediyordu. Biri yürüyerek diðeri arabasýyla, Ýstanbul’un bulutlu gökyüzünün altýndan, pis sokaklarýn içinden ve yürüyen, yere tüküren, konuþan, söven, gülen, dilenen insanlarýn arasýndan ayný yere bir iki dakika arayla ulaþtýlar.

Karþýlaþmalarý beklenen derecede samimi oldu. Kucaklaþtýlar, bir iki küfür de olmuþ olmalý, sevgiyi belli eden küfürler... Dýþarýda, yolun kenarýnda bir masa seçtiler ve ilk oturan denize sýrtýný dönerek oturdu. Böylece diðeri her zaman beðendiði bu Boðaz görüntüsünü; geçen gemileri, karþý kýyýdaki yalýlarý ve aðaçlarý paylaþmak zorunda kalmayacaðýna sevindi. Neler konuþtular, ne kadar süre geçti, ne sipariþ verdiler pek önemli deðil. Konuþmanýn bir yerinde konu ne okuduklarýna geldi. Arkadaþlardan biri antropolojiye merak sardýðýný söyledi. Darwin ‘in Türlerin Türeyiþi’ni okuduðunu ve daha önce ufak tohumlarý bulunan düþüncelerinin geliþtiðini söyledi. Ýnsanlar neden þiþmanlýyordu, hatta artýk þiþmanlayamayacak kadar þiþmandý? Çünkü genetik kodlarý fýrsat bulduklarýnda olabildiðince yiyip yað depolamalarý gerektiðini söylüyordu. Çok deðil daha elli yýl önce gýda bulmak önemli bir sorundu. Bu nedenle ne kadar çok yað depolayabilirseniz yaþama þansýnýz ve dolayýsýyla üreme þansýnýz o kadar artacaktý. Diðer arkadaþýn buna itirazlarý oldu. Ona göre insan genlerine mahkum bir yaratýk deðil, bilinçli, düþünebilen ve iradesi olan bir yaratýktý. Tartýþma örneklerle sürüp gitti. Arada sessizlikler oldu ve bu molalar bir tarafýn örnek bulup, ki bu örnekler gittikçe saçma olmaya baþlýyordu, karþý tarafýn düþüncesini çürütmeye uðraþmasýyla sonlanýyordu. Ýþte sonunda baþta belirtilen dört söz aðýzlardan döküldü. “Dinlemek istemiyorum” lafý aðýzdan çýktýðýnda ses dalgalarý haline geldi, havada gittikçe zayýfladý, daðýldý ve karþýdan karþýya geçmekte olan yaþlý adamýn kulaklarýna ulaþtý. Ses o kadar zayýftý ki, adamýn kulaðýndaki sinirler bu sesi gerekli sinyallere çeviremedi. Çevirseydi de pek bir þey deðiþmezdi belki. Bu adamýn bu andan sonra ilk duyduðu ses fren sesi oldu. Ardýndan adam için sonsuz karanlýk geldi.

Yaþar ilk birkaç saniyenin ardýndan içinde bulunduðu rüyamsý halden sýyrýldý. Baþta arabanýn þoförü, insanlar koþarak yaþlý adamýn çevresine geldiler ve bakmaya, konuþmaya baþladýlar. Bu anda Yaþar’ýn aklýna doktor olduðu geldi ve kafenin alçak duvarýndan atlayýp kalabalýðýn en dýþ halkasýna ulaþtý. “Açýlýn, ben doktorum.” diyerek kalabalýðý yardý ve kanlar içinde yatan yaþlý adama ulaþtýðýnda, yaþlý adam onu bekliyormuþ ve geldiðinde “Ne iyi ettin, hoþ geldin” diyecekmiþ gibi hissetti ve hatta “Tamam, iþte geldim” dedi. Hemen nabzýna baktý ve kalbinin artýk iþlemediðini anladý. Üzerinde eski, kareli, mavi bir gömlek, tozlu bir pantolon, ayaðýnda ise beyaz çoraplar ve bir telik vardý. Elindeki balýk tutmak için kullanacaðý kurþunu sýký sýký tutmuþtu. Yaþar, kalabalýða kalp masajýna yardým edecek birini bulabilmek için seslendi. En ön sýralardan, durumla oldukça tezat oluþturacak þekilde, mayolu, ýslak bir genç yapabileceðini söyledi. Yaþar, yaþlý adamýn göðüs kafesinin üç parmak altýna belli aralýklarla bastýrýrken baþta bir þey düþünmüyordu. Zihni tamamen boþtu. Sonra adamýn ne kadar zayýf olduðunu düþündü. Derisinin altý neredeyse görünüyordu. Biraz zorlasa kalbini görebileceðini bile düþündü. Belli bir süre geçince tekrar nabza baktý. Deðiþen bir þey olmamýþtý. Belki 10 dakika, veya daha fazla bu durum böyle sürdü. Yaþar baþta adamý düþünürken sonra kendi kendini düþünür buldu. Hayatýný düþünüyordu. Sevgilisi aklýna geldi, hatta itiraf etmesi zor olsa da sevgilisi orada olsa kendisiyle ne kadar övüneceðini düþündü. Adamýn öldüðüne ne zaman karar verdi bilmesi güç ama ambulansýn geldiði an karar için bir ivme oldu. Görevliler, yalnýzca yarým saat önce yaþayan ve tek derdi kurþunu bir an önce misinasýnýn ucuna takmak olan bu adamý sedyeye koyarlarken Yaþar adamýn yüzüne bakýyordu. Adam sanki her an canlanýp “Nereye gidiyoruz?” diyecekmiþ gibi geldi ve bu sýrada sýrtýnda bir el hissetti. Üstün’le bu olayýn ardýndan pek konuþmadýlar, konuþtuklarý kýsmýn da bizim için pek önemi yok. Olayýn tatsýzlýðý buluþmalarýnýn erkenden sonlanmasýna neden olurken, Yaþar vedalaþýp evine doðru yürümeye baþladý. Kafeden çýkýp saða dönünce tam önünde bir terlik gördü. Bu, yaþlý adamýn yalnýz kalmýþ terliðiydi. Bir an düþündü. Terlik ona terkedilmiþ bir kedi yavrusu gibi göründü. Eline aldý, yanýndaki gazetenin içine koydu ve evin yolunu tuttu. Akþam terliði gazete kaðýdýndan çýkarýrken arkadaþýna tekrar sinirlendi. Bu yaþlý adamýn genetik koddan oluþan bir et yýðýný olmasý ihtimali onu hem kýzdýrýyor hem de üzüyordu. Terlikle balkona çýktý, sallanan koltuðuna oturdu ve kararmakta olan gökyüzüne bakýp düþüncelere daldý.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Anlaþtýk
Ne Yemek Yaptýn?
Lan Gelsene Ýþte


Ö. K. kimdir?

. . .

Etkilendiði Yazarlar:
James Baldwin, A. Hamdi Tanpýnar, Milan Kundera, Dostoyevski, Herman Melville, Salinger, Kafka, Orhan Pamuk


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ö. K., 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.