Başka dillerle ilgili hiçbir şey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir şey bilmiyorlar. -Goethe |
|
||||||||||
|
to be or not to be değil esas soru varsın, o halde gerçeğin peşine düştün mü ? olmalı etrafınıza bir bakın kaç kişi göreceksiniz insan olarak varlıklanmakla nasiplenmiş olmanın gereği olarak gerçeğin peşinde koşan kaç kişi var, yoksa bir yığın mı gördüğünüz, akşama kadar yaptıklarınızı bir düşünün hangileri gerçekten insan olmanın gereğidir ? 24 saatin kaç ta kaçını gerçekten anlamlı faaliyetlerle geçiriyoruz ? güneş hergün doğuyor ve batıyor, ancak bu herkes için geçerli değil, bazıları için son defa , bazıları için de ilk defa gösteriyor yüzünü o sabah her sabah doğuda güneşi görmemiz bizde her sabah bizim için doğuyor ve bundan sonra da doğmaya devam edecek fikrini uyandırıyor ve bizi bu fikre alıştırıyor, işte şimdi hapı yuttunuz, artık uzun akıllısınız!!!!!!!!! ne demek uzun akıllı uzun vadeli plan yapan demek güneş hergün doğuyor ya ertesi gün için, ertesi hafta için, ertesi ay için ve ertesi yıl için , hatta ertesi yıllar için plan yapabilirsiniz artık işte şimdi yandınız:)) bu fikre kapıldınız mı ipin ucunu kaçırdınız demektir artık, çünkü hayatın geçici olduğuna dair bir emare yok artık etrafınızda katıla katıla gülebilir, dans edip hoplayıp zıplayabilirsiniz, zaman sermayesini anlamsız uğraşlarla ezmek için bir engel de yok önünüzde artık ne zamana kadar -mezarlığa herhangi bir sebeple yolunuz düşene değin -hastahaneye yolunuz düşene değin -amansız bir hastalığa yakalanıncaya değin -namaza yaklaşıncaya değin -kutsal topraklara gidinceye değin -bir bebeği kollarınıza alıncaya değin -bir cenaze arabası görünceye değin - çaresiz bir halde kalıp yaradana sığınma ihtiyacı hissedinceye değin o yüzden şairin dediği zümreye dahil olmak sürüden ayrılmak demek ''bana ölen gelir.... ben ölümden sonrasına bakan doktorum...'' evet dostlarım hakikatın peşinde koşanlardan olmak bir ayrıcalıktır, lütfen şapkayı önünüze koyun ve gerçekle yüzleşin yaşadığınız sahte şimdiki zamanları baki kalan bir nimeti aramakla geçirin, yarın çok geç olabilir... Sözü bir şirimle bağlamak istiyorum müsaade ederseniz Hiç Ölmeyecek Gibi hiç ölmeyecekmiş gibi geçtik tarladan dolu başaklara gülümseyerek doyasıya kandık çeşmeden bir nefes soluklanmadan katıla katıla güldük taşkınlıkla hiç ölmeyecekmiş gibi hiç ölmeyecekmiş gibi yedik kazandan kaçırdık gözümüzü yetimin nazarından yapıştık dalına dünyanın -ki toprağa bağlıydı köklerimiz esirgedik gözyaşımızı gidenlerin ardından hiç ölmeyecekmiş gibi hiç ölmeyecekmiş gibi sevdik sevince bir kez olsun duraksamadan çağırdılar musallaya nasıl bildiğimizi diyebilmek için yapıştık salın ucuna hiç ölmeyecekmiş gibi hiç ölmeyecekmiş gibi baktı yüzüme boşlukta sallandı gözleri halbuki çürütür teni toprak damıtır yağmuru yaprak bir bileydim bir bileydi bir bileydik bir bilebilseydik eğer insan denen varlığın mecrası sonlanacak ölürdük ölmeden önce hiç ölmeyecekmiş gibi.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © mehmed arif, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |