Seviyorum, öyleyse varım. -Unamuno |
|
||||||||||
|
O halde şu soruyu sormadan geçemeyeceğim , neden insan kalıcı olan şeyleri hayat planına taşımaz da, geçici olanın peşine takılır gider, bir başka deyişle ahirete azık hazırlamak varken, mal toplama, hırs, intikam, kıskançlık, gıybet.... gibi nefsin hastalıklarına tutsak eder kendini, insan kör müdür? yoksa görmesini engelleyen bir şeyler mi vardır? Yüce Allah ayetinde Hayatı ve Ölümü , insanın ibret almasını istediği için yarattığını yazarken, insan nasıl bu kadar çıplak bir gerçeği gözardı eder. Kışın yolculuk yaparken bir şey dikkatimi çekmişti, heryer karla kaplıydı, yalnız karayolunun üzeri açıktı ve sığırcıklar ancak orada yiyecek bir şeyler bulabiliyorlardı ve yol boyunca geçen arabalar bu sığırcıklara çarpıyorlar, içlerinden biri-birkaçı ölüyor, ancak, kuşlar hiçbirşey olmamış gibi kaldıkları yerden devam ediyorlar ve yine yola konuyorlardı, İşte bu manzarayı görünce insanın ölüme tepkisiyle, sığırcıkların tepkisinin ne kadar da birbirine benzediğini farkettim, bizler de ölümüzü mezara defnettikten sonra hiç bir şey değişmemiş gibi, hayata kaldığımız yerden devam ediyoruz, içimizden pek azımız ölümden ibret alıp hayatında değişikliğe gidip, kalıcı olan, ölümle yitip gitmeyen gerçeklikten yaşantısına birşeyler katma gayreti içine giriyor. Gerçekten doğan çocuktan ve ölen bir insandan Yüce Allahın varlığı ve hayatın anlamını kavrama noktasında bir tefekküre yaklaşmayan insan o karayolundaki sığırcıklardan farksız görünüyor. Sözümü Dolap Beygiri isimli şiirimle bağlamak istiyorum, Sevgi ve Saygılarımla Mehmed Arif ölümden korkanlar güldürür beni bir de faydasız evhamlar olasıya dair gece kadar gündüz kadar bir o kadar hakikat olarak önümüzde dururken ölüm bir faydası yokken ecele korkunun niçin korkulsun ki ölümden korkutur beni ancak, hazırlıksız bir ölüm başucu tavsiyelerini erteleyen bir hayat hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için çalışmalar ve biriktirme hastalığı hummalı salgın çöp biriktirenler ya da servet al birini vur ötekine hastalıklı bir durum biriktirdiğini paylaşanlara değil sözüm hazine üstünde oturan dilencileredir sövgüm seni anlamlı kılmıyorsa gündelik telaşların yerkürede silinmesi iki nesildir izinin eğer vefalıysa bebelerin buna rağmen açılmıyorsa gözlerin dolap beygirinden seni ben nasıl ayırdederim.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © mehmed arif, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |