..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herkes aynı notayı söylediğinde uyum elde edilmiş olunmuyor. -Doug Floyd
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Ramazan Karalar




6 Mart 2008
Güneş Tekrar Parlar mı?  
Havada buğum buğum güneş ışıkları ve bahar kokusu var artık.

Ramazan Karalar


Havada buğum buğum güneş ışıkları ve bahar kokusu var artık. Ilgınların savruluşunu, dağ kekiklerinin sersemletici kokusunu duyar gibiyim şimdiden. Yaz mevsiminin özlemi iliklerime kadar titretiyor, göz bebeklerim toprak kokusunu doya doya teneffüs etmek isteyen beynime inat ufuktaki dağlara kayıyor. Yakıcı bir güneşi batırdığım bu akşam üstünün ardından, insanın beynini zehirli bir değnekle dokunurcasına yakan, iğrenç şehir melodileri dinliyorum yine.


:BJCD:
Güneş Tekrar Parlar mı?
Havada buğum buğum güneş ışıkları ve bahar kokusu var artık.
Ilgınların savruluşunu, dağ kekiklerinin sersemletici kokusunu duyar gibiyim şimdiden.
Yaz mevsiminin özlemi iliklerime kadar titretiyor, göz bebeklerim toprak kokusunu doya doya teneffüs etmek isteyen beynime inat ufuktaki dağlara kayıyor.
Yakıcı bir güneşi batırdığım bu akşam üstünün ardından, insanın beynini zehirli bir değnekle dokunurcasına yakan, iğrenç şehir melodileri dinliyorum yine.
Son model telefonlarla, okul önlerinde şov yapan yeni yetmeler.
İnsanın yüzüne bir tokat gibi inen küfürlerin karayelde savruluşu.
Ergenliğin ilk basamağına yeni basmış genç kızların omuzlarında çanta ellerinde telefon bir paçavraya dönen yaşamın ucundan tutunma çabaları…
Sabahın kör ışıklarıyla başlayan ve geç vakitlere kadar süren koşuşturmalar bilinmezliğe ve yitirilmişliğe sarılarak uyunan uykular.
Kenar mahallelerde rezil yaşamlar gördüm, iğreti yaşamlar.
Kaybolan, yok olan yaşamların bitmez tükenmez çilesi vardı kırışık yüzlere vuran.
İnsanı sersemleten sahtekar bakışlar vardı kimisinde de.
Omuzlara alınan çocuklar değildi artık, ekmek derdi aş derdiydi.
Gecenin kör karanlığında dondurucu soğukta bir tutam odun daha atılmalıydı, sadece kendini ısıtabilen tenekeden bozma sobaya.
Dışarıda esen tipi olanca gücüyle tırmalıyordu, cam yerine pencereye tutturulan naylonu. Odanın ortasında eski bir pala, ortasında da “dam akar” endişesi ile konulmuş bir leğen.
En sert hayat sillesinde bile düşmemek için son hamleleri, tutunuşları gördüm, insanı sersemleten bakışların arasına sıkışıvermiş, en saf ve asil haliyle, tüm yüceltilmişliğiyle
kırık hayat hikayelerini dinledi kulaklarım.
Her döndüğüm yerde başka bir rezilliğin içersinde buldum kendimi.
Delikanlı erkek ve kızların bir kısırdöngünün ortasında yalnız bırakılışlarını seyrettim.
Onların son model arabaları yoktu. Onların caka satılacak telefonları, fosforlu çantaları yoktu ve onların bir amaçları da yoktu. Amaçları, umutları da alınmıştı ellerinden.
Acıdan kaçışın olmadığını öğrendi belleğim.
İnsanlar tüm yalnızlıklarıyla yüzlerine çarpan küfürlerin içine doğru gidiyorlardı hem de koşar adım.
Sahtekar bakışlar vardı dedim ya uzakları göremeyen, sinsice; “Bir tutam yiyecek, biraz yakacak ver oylar tamamdır” diyen.
Güneşli sıcacık günler, kapkara soğuk gecelere döndü. Sofrayı süsleyen sıcacık çorbalar yok artık, sarınacak bir battaniye dahi.
Çalışmak didinmek yok artık, üretmek yok. Küçüleceksin, küçüleceksin, muhtaç olacaksın.
Uyku hali her cepheden etrafı sarmış, tüm öfkesini kusmaya hazır.
Bambaşka bir cephede tüm sinsi planları ile birilerinin emrini pusuda bekleyen düşman gölgesi.
Düşünmeye çalıştım, ufuktaki dağları, kırlarda açan papatyaları, umarsızca akan Kızılırmağı.
Özlemle doluydu içim, doğanın o eşsiz güzelliklerini yaşamaya…
Acaba diyorum, güneş tekrar parlar mı tepemizde?




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Halimiz Belli de İlmihalimiz Eksik

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
"Senin Eline Diken Batar Mı?"
Pkk Şimdi Kimin Güdümünde
Bildiğini Bilen mi, Bilmediğini Bilmeyen mi?
Kaçmak İstiyorum Buralardan…
"Ne Yaptın Kardeş?"
Onu Tanımak ve Anlamak
Şah! …ve Mat…
Geri Dönen Sevgili Olursun Kırşehir
Başkanı ve Vekili Kim Seçiyor?
Güneş Tekrar Parlar mı?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dikiz Aynası [Öykü]
"Satıldık, Uyandırın Bizi!" [Deneme]
İşte Bu Benim Ramazan’ım [Deneme]
Sizin Ampul Kaç Mumluk? [Deneme]
Her Şeyi "Örtün"! [Deneme]


Ramazan Karalar kimdir?

Lise çağlarımdan itibaren yazıyorum. Güncel olaylardan yola çıkarak yazdığım bir çok öyküm var. Ancak bir türlü yayınlayamadım. Bu öykülerin bir bölümünü Çağdaş Kırşehir gazetesinde yayınladım. Aynı gazetede güncel siyasi olaylarla ilgili köşe yazarlığı yapmaktayım. Yazdığım yazıların konusu ile yönetenlere, topluma, sisteme, yolsuzluklara, düzene, adaletsizliğe, haksızlığa karşı kendi düşünce ve fikirlerimle bir duruş sergilemeye çalışıyorum. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ramazan Karalar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.