Paranýz varsa toprak alýn. Artýk üretmiyorlar. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Eðitim Þart! Ama… Türkiye'de durmadan eðitimin öneminden, eksikliðinden, þart olduðundan söz ederiz. Annem her zaman "Eðitim cehalet alýr, eþeklik baki kalýr" derdi. Çok da doðru söylermiþ… Ýnsanlara okuma yazmayý, hesap yapmayý öðretebilirsiniz. Böylelikle cahil kalmazlar ama davranýþlarýný deðiþtirebilir misiniz? Davranýþlarýmýz bize ailemizden geçer. Ailenin deðerleri, ebeveynlerin önem verdiði konular ve onlarýn davranýþ kalýplarý bizi etkiler. Otomobilinden sigara paketini yola atan bir ebeveynin çocuðu yediði çikolatanýn paketini çöpe atmayý akýl edebilir mi? Önündeki örnek neyse, elbette onun gibi davranmayý seçer. Üstelik yolda çikolatanýn paketini yere atan bir çocuk görüp, onu uyarsanýz ve doðru davranýþýn ne olduðunu söylemeye kalksanýz muhtemelen o çocuðun ebeveyninin tepkisi ile karþýlaþýrsýnýz. Þehirli, modern ve sosyal statüsü yüksek olduðu düþünülen pek çok insan sizi hayal kýrýklýðýna uðratabilecek ölçüde kabadýr maalesef. Lüks arabasýyla yolunuzu kesen sosyetik hanýmýn, markalý giysiler giyen ama sigara izmaritini þehrin göbeðine atan þýk beyin içlerinde birer "ayý" yaþamaktadýr. Bu insanlar herkesi ve her þeyi eleþtirip, görgüsüzlükle damgalamaktan çekinmeyen tiplerdir ama iþ kendilerine gelince trafik kurallarý ve hatta kanunlar bile onlara göre çiðnenebilir. Karþýnýzdaki eðitilebilir olmadýktan sonra eðitseniz ne olur, eðitmeseniz ne olur? "Öðrenen insan", "öðrenen çalýþan", "öðrenen toplum" olmak gerek. Þu dünyadan geldiðimiz gibi gideceksek, niye geliyoruz ki? Nereye Gidiyoruz? Geçen gün bir süre oturduðum cafede yan masadaki dört kiþi çok ilgimi çekti. Genellikle etrafýmdaki insanlara çok dikkat etmem ama bu dörtlü dikkat çekmeyecek gibi deðildi. Yan yana oturan iki haným cep telefonlarýyla konuþuyorlardý. Birinin karþýsýnda oturan adam gazete okuyor, diðeri de bilgisayarýný açmýþ bir þeyler yapýyordu. Orada oturduðum sürece bu böyle sürüp gitti. Eðer cafe týka basa dolu olsaydý, bu dört kiþinin birbirini hiç tanýmayan ama yemek için beraber oturmak zorunda kalmýþ kiþiler olduðunu düþünebilirdim. TV, cep telefonu, notebook PC, MP3 çalar... Bunlar insanlýk için gerçekten önemi olan aletler, iyi icatlar. Ama insanlýðýmýzdan da bir þeyler götürüyorlar galiba. Karþýlýklý oturup muhabbet etmenin, gülüp eðlenmenin ya da bir þeyler paylaþmanýn kýymetini yavaþ yavaþ unutuyoruz. Ýletiþim araç gereçleri geliþtikçe, iletiþimin anlamý da farklý hale geliyor. Ýnsanlar yavaþ yavaþ birbirlerinden kopuyorlar. Benim ailemde akþam yemeðinin önemi büyüktür. Tüm aile bir araya gelir, hem yemek yer hem de beraberken konuþulmasý gerekenleri konuþur. Oysa etrafýmdaki bazý ailelere bakýyorum da herkesin birlikte sofraya oturduðu akþam sayýsý yok denecek kadar az. Çocuk okul ya da kurstan aç geliyor, yemek yiyip, dersinin baþýna oturuyor. Anne veya baba iþlerinin durumuna göre her akþam baþka saatte eve varabiliyor ve birbirlerini beklemeden yemek yiyebiliyorlar. Yoðun iþ ve okul hayatý ailelerin ellerinden en basit rutinlerini bile alýyor. Ýnsanlar hayatlarýný harcayýp gidiyorlar ve farkýna vardýklarý zaman da genellikle çok geç oluyor. Kaçmak Ýstiyorum Buralardan… Ýþlerimi halledip, evin yolunu tuttum. Evin bulunduðu sokaða ulaþana kadar en az on kez trafikte tehlikeli ve dikkatsiz araç kullanan insanlarla karþýlaþýp, sinir harbi yaþadým. Önceki gün Self Servis olan bir mekanda çay alýrken, orta yaþ üstü bir hanýma gayet kibarca yardýmcý oldum, bana bir kuru teþekkür etmeyi akýl etmedi. Arkadaþým sýradaydý, ben de fiþ almaya gitmiþtim. Sýraya geldiðim zaman, arkadaþým lavaboya gitti ben de onun yerine sýraya girdim. Arkamýzdaki "haným" hemen benim önüme geçmeye kalkýþtý. Benim boyum 1.75, kilom da 3 basamaklý sayýlardan oluþuyor. Ýnsan benim cüssemde birini itip kakmaya kalkýþmak için ya büsbütün budala, ya da kör olmalý. Hayret bir þey. Eve geldiðimde mutlu oluyorum. Nihayet huzura erdim diye düþünüyorum. Ancak bu sefer de yukarýdaki "komþular" gürültüye baþlýyor. Bir gün kafayý kýrýp, bir dað köyüne yerleþeceðim. Telefon, Televizyon, Internet, kýsacasý beni dünyaya baðlayan hiçbir þey istemiyorum. Güneþ batýnca yatýp, doðunca kalkacaðým, kendi yiyeceðimi kendim yetiþtireceðim. Mümkün mertebe toplumla iliþkimi minimuma indireceðim. Nedir bu Allah aþkýna? Kimse gülümsemiyor, kimse teþekkür etmiyor, kimse kurallara, sýralara riayet etmek istemiyor. Bencillik aldý yürüdü. Berbat bir toplum olduk ve daha da berbat bir toplum olma yolundayýz. Velhasýl, kaçmak istiyorum buralardan!!!
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ramazan Karalar, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |