Dünyada insandan çok aptal var. -Heinrich Heine |
|
||||||||||
|
Türkiye’de medya denince nedense, İstanbul merkezli yayın yapan, gazeteler, televizyonlar akla gelir. Oysa artık giderek güçlenen yerel medya İstanbul’dan yayın yapan ve “ulusal medya” olarak adlandırılan medya yapılanmasına karşı kafa tutmaya başlamıştır. İstanbul medyasını çok daha kolay elinde tutan, yönlendirme imkanı bulan merkezi iktidarların işine gelmese de, yerel medya giderek artan gücüyle iktidarları rahatsız eder hale gelmiştir… Üzerlerindeki tüm ekonomik ve yasal baskılara rağmen yerel, radyolar, televizyonlar ve gazeteler yayınlandıkları kentlerde halkın sesi olma gayretindedir… Gazeteciliğin merkezi gibi görülen İstanbul’dan yayınlanan gazetelerin ve televizyonların haber değeri görmediği, halkın bir çok sorunu yerel gazeteler ve televizyonlarda dillendirilmekte, yerel basın bu sorunlara çözüm bulunması için aracı olmaktadır. Yayınlandıkları kentlerin halklarıyla iç içe olan yerel medya, farklı siyasal görüşlerin halka yansıtılmasına olanak tanımakta, bu şekilde demokrasinin güçlenmesine katkı sağlamaktadır. Peki yerel medya yeteri kadar güçlü mü? Yerel televizyonlar yeteri kadar izleniyor, yerel gazeteler yeteri kadar okunuyor mu? Bugün yerel basın bir çok açıdan sorunlarla boğuşurken izlenme ve tiraj sorunlarına eğilmeye pek fırsat bulamıyor. Radyo ve televizyonların ödedikleri vergilerin haricinde reklam gelirlerinin büyük bölümü, RTÜK payı ve telif ücreti olarak kasaya girmeden kesilmekte, bu da yerel radyo ve televizyonların belini doğrultmalarına engel olmaktadır. Yerel gazeteler aldıkları resmi ilanlar nedeniyle radyo ve televizyonlara nazaran bir nebze şanslı görünse de, giderek küçülen resmi ilan pastasıyla artık bu avantaj da ortadan kalkmaktadır… Yerel basın yaşadığı ekonomik sorunlar nedeniyle nitelikli eleman sorununu da çözemiyor. Bugün iletişim fakültelerinden mezun gençler iş ararken, yerel basının önünde en büyük sorun olarak nitelikli elaman yoksunluğu durmaktadır. Yeterli eğitimi olmayan ve sayıca az personel tarafından yayınlanan yerel medya organlarının izlenirlik ve okunurluk sorunu aşılamamaktadır. Eleman ihtiyacını sokaktaki işsizler arasında bu mesleğe ilgi duyan gençleri eğiterek karşılamaya çalışan yerel basının bu sorununun aşılması için iletişim meslek yüksek okulları yaygınlaştırılmalıdır… İki yıllık meslek yüksek okullarında muhabirlik, sayfa sekreterliği gibi branş eğitimleri verilmeli, bu şekilde yerel basının nitelikli eleman açığı karşılanmalıdır. Yerel sermayenin, yerel ekonominin desteğinden yoksun kalan yerel basın, İstanbul medyasının merkezi iktidarla girdiği ilişkilerin benzerini yerelde yaşamaya başlamaktadır. Oysa bağımsız yerel basın, bulundukları kentlerin birer itici gücü olabilirler. Yerel basın kuruluşları, gerektiğinde güç birliğine giderek iktidarların karşısında, halkın yanında olduklarında bugün olduğundan çok daha güçlü olacaklardır. Günümüz teknolojilerini kullanmak yerel medyanın İstanbul medyasıyla rekabet gücünü arttıracak, bu da yerel basını daha güçlü kılacaktır. Yerel medyanın güçlenmesi ise Türkiye’nin çok daha demokratik bir ülke olmasını sağlayacaktır…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ramazan Karalar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |