En güzel özgürlük düşü, hapishanede görülür. -Schiller |
|
||||||||||
|
Bu uykular, bu uykusuzluk derin bir iç görü ister. Kaybetti bu özelliğini hemen testler yüzüne sille gibi savunmacı olduğunu, yalan attığını ve hatta tamamı ile artık delirdiğini vurdu. Konuşmayacaktı, kaderini testler belirleyecekti artık. Kendini salıverdi, bıraktı. Koşulacak uğraşılacak bir tarafı yoktu artık hayatın. Bu dişlisi büyük ve keskin olan şehrin isteklerini yerine getirmenin, sabah tek parça et akşam eve dönerken kıymaya dönüşmenin de bir anlamı yoktu. Bekâretin bozulmasıyla kanlanan çarşafın değiştirilmesi gerekliliğinin, beyninde yatan fantezilerinin, bilinç dışında ona saldır, atla, öldür, becer, bağla, acı çektir gibi komutlarında bu boşluğa düşmeyle onu kontrol edişinin de bir anlamı yoktu. Dilediği gibi artık meşrulaşmışken her şeyi yapabilirdi. Rüştünü tamamlamamış kızlara, erkeklere, çocuklara, anasına avradına saldıra bilirdi. Nede olsa bir damgası vardı artık, bunlar onun hanesine değil, deli kimliğine yazılacaktı. Bir yerlere bok yetiştirmenin, eşine spermi salgılamak için güçlü olduğunun hiçbir önemi kalmayacaktı. Vajinanın etinin ve o vajinaya sahip olmaya çalışan insanları kontrol etmeye hatta vajinayı zincirlemesinin, başka bir penise özlem duymasını engellemesinin hiç mi hiç önemi yoktu. Çağrışır mıydı bülbüller güller ne yapardı onlarsız bunlarda artık anlam taşımıyordu. Ne etiği ne dürüstlüğü! bunlar onun artık anlamadığı ve kafa yoramayacağı soyut kavramlar olacaktı. Ne de olsa Freud baba haklı çıkmıştı. İd, egoyu hele süper egoyu ağırsıklet maçında testlerin ve doktorların çok iyi taktikleriyle nakavt etmişti. Birde bu sanrılar olmasaydı. Birde bu ipe çağrılışının sesi olmasaydı daha güzel olacaktı. İçkisi önünde eğlencesi yerindeydi. Ama bu sesler mahvediyordu onu git gide çoğalıyordu. Git gide tüm dünyasına yayılmaya başlıyordu. Bu sesler hayra alamet değildi. Her an gidebilirdi tanrının onu tehtit ettiği cehennemine. Tanrıyla pazarlığa oturacaktı ki onun için artık tanrının adının da bir öneminin olmadığını hatırladı. Nerde yatsaydı bu akşam şu bankanın önü nasıldı yok bankamatik bölmesi kapalıydı daha sıcak olacaktı. Çok gaddar algılanamaya başlamışken ağlamaya başladı. Hıçkırıklara boğuldu. Durmuyordu ağlamaları, gözleri deltasındaki nehirler kurumayıncaya kadar da bırakmayacaktı onu. Bu sesler olmasaydı ah bu sesler: -işte geliyor uzun süredir duran ses öldürmeye geliyor beni ses-kimim ben? (Çıkarsama yapamadı.) - annem misin, yoksa babam hayır arkadaşım, hayır tanıyorum bu sesi sensin sen olmalısın en çok yaralayan en çok kanatan, sensin yar evet sensin. ses- tanıdın evet benim ne yapıyorsun şimdi sen, ne yapmaya çalışıyorsun, anlat bana -iç çekişlerdeyim, kaybediyorum ellerimi, silikleşiyor resimler, hava soğuk ve içim bulanık, dünya bulanık ses-kendini bırakma, saçlarını tara, düzelt içindekileri, yerli yerine bırak -sus, sus… sen bu kadar iyi olamazsın ses-konuş benimle susma -nerdeyim gözlerim karartı, üşüyorum ses-kendini bırakma, kendini bırakma, kendini bırakmaaaa (çığlık atarcasına bağırarak) -dağıl, dağıt ve gel. ihtiyacım var, intihar evet soğuk bir odada belki silahla, belki iki kutu hapla istediğin bu ses-yapma yalnız koyma gözlerimi, -yok burada olmamalı nasıl taşınacak cesedim, ağlayışlar topraklara akmalı içlerine değil insanların, hayır burada olmaz ses-ben yanındayım, beni dinle (sesinin duyulmadığı zannederek) -ben ise bir çakıl taşıyım kimsesiz bir odada. yalnız koydun beni kimsesizim ses-hayır ben yanındayım, ne olursun yapma -sana söyledim, ben babasız bir vurgunum, beni ne olursun yalnız bırakma ses-kim kimsesiz ve su(s)suz -hayır ben bir bardak çaydan bahsetmiyorum. tenim ve teninin ayrı, yüreğim yalnız ses-sen güçsüzsün, çok zayıfsın -evet doğrudur, ama ben yalnızlıktan zayıfladım -evler var burada, kimsesiz birde binalar. düşün bir sürü oda ses-hayır ben varım her evde. ara sadece -hayır hepimiz katiliz. hepimiz cezalı. evet doğrudur on yaşında mavi gözlü çocuğun karşısında işledik bu cinneti. hepimiz katiliz işte. hepimiz topyekun suçlu. kral öldü. ben öldürdüm. her şeyi ben yaptım. ben işledim bu cinayetleri, bu tecavüzleri, bu saldırıları. benim gazetelerin manşeti. benim tüm kalemlerin beslendiği vaka. polisler beni arıyor. herkes bana bakıyor. herkes benim hakkımda konuşuyor. gitmem gerekiyor. kaçmam gerekiyor. Gitmem,kaçmam, kaçmam gerekiyor ( sonra bütün kulaklarda yere sertçe düşen et sesi)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © asef şafak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |