"Bazen bir mısra yaşamı değiştirir." -Kafka |
|
||||||||||
|
Geçmişini düşündüğünde çokta içi acımıyordu. Çocukluğunda dönüp dolaşıp sakat damgası yemiş olması kimliğine işlemişti. O artık öyle yaşıyor ve öyle soluyordu dışarıdaki havayı. Hayatın protez kollarının olduğunu o herkesten önce öğrenmişti. Biliyordu diyaloglar ne kadar kötü yazılırsa ayrılık o kadar yakındı. Eline aldı bavulunu yeni bir köprü kuracaktı hayatında ama bunu da biliyordu; yeni köprüler inşa etmek eskilerden parça çalmaktı. O da bunu yapıyordu hatta daha sert bir tavırla geride bıraktığı köprüleri hepsini yıkıyordu. Geleceğe sakat bedeni gibi yarım yamalak bir şeyler taşımak istemiyordu. Çoğu kez kervanlar geçecekti yüreğinden, bir arkadaşının dediği gibi, onlara sokulacaktı. Onlardan kokular duyarak bedenine bir kez daha ağlayacaktı. O bedenindeki eksikliği hissettiği yerlerini başka bir şeylerle doldurmaya çalışıyordu. Çoğu kez zekice davranacaktı, insanların bedeninde ki eksikliği görmemesi için efsaneler yaratacaktı hayatına dair. Kimsenin aklına bile gelmeyecekti. Ne zaman ki o efsun bozulursa o da artık herkes gibi sevgi dilenmeye devam edecekti. -Anne ben ne zaman kör odum? -Ayağın kopmadan önce -Ne yani benim körlüğümden önce ayağım mı vardı? -Hayır, kolların vardı, ben ilk aslında kafanı gördüm doğduğunda, sonrasını hatırlamıyorum acımdan kıvranıyordum. -Babam! ya babam nereme en çok ağlardı? -Bilmiyorum oğlum en çok aklına ağlardı. -Neden? Ben daha neremden yaralıyım anne söyle bana. (annesi kendini bilmiş bir şekilde avlanılmaya bırakacaktı onu, o da avlanmadan önce avlanmayı bir cengâver gibi kavrayacaktı) Hayatı en çok bir kadına yanarken anlayacağını umarken, hayat ona öyle bir sille çakacaktı ki o daha kaç kadın sevecekti artık bilmeyecekti. Kaç defa kanatmaya başladı düşüncelerini. Ama gemi çoktan yol almıştı. Rıhtım artık bulanık, sular bir fırtınadan kalma çöplerini kusacaktı denizin geniş karnına. Bir soytarı gibi kendini attı sokaklara deliydi artık, meşruuydu şırıngayı alıp ne kadar saplasa da kimse ona ne alkolik ne de keş demeyecekti. Çünkü o sınırlarını zorlayıp vatanın sınırına tecavüz etmişti. İnsan ister bedeninden ister ruhundan yaralı olsun bundan gayrı üretemediğini biliyordu. O kendinden geçerken yarattığı eserlerle dünyanın onu bir çırpıda midesine indiremeyeceği kadar sertti artık hazım sanması gerekiyordu. -Anne ben ne zaman kör oldum? -Sorularını bitirdiğin zaman. -Anne ben neden siyahı çok seviyorum? -Beyazı görseydin öyle demezdin… -Anne ben neden seni artık duymuyorum? -Kulaklarını kendinle çok yormazsan duyarsın Sert olmak zorunda kalmıştı insanlara, kendine bir kale biçecekti. Çünkü o diğerlerinden eksikti. Ama o her gün kendi cezasını veriyordu zaten. Tanrı bile onu bağışlamıştı. Her daim bir ayin gibi karanlığı düşünmesi yetiyordu bütün cezalarına. Yarım yamalak yürüyordu yolları kim bilir kaç şiddetinde vuruşlarla bedeni sallanarak titriyordu her akşam. Dürüst olmak ona gelmiyordu. Mutlaka her acımada yüzü kendine tekrar tekrar tükürüyordu. Gece tekrar boğuldu, nefesi kesildi yine sustu ve susmaya devam edecekti. Daha ne kadar sus(a)ması gerekiyordu o bile bunu bilmiyordu. Annesi geldi aklına ona artıklarla sorularını soramayacaktı. (bir oğul verdi ona protez bakışlı, lens yeşili gözleriyle hayat) -Baba neden beni görmüyorsun? -Ben seni duyuyorum oğlum… -Baba ben neden diğer insanlar gibi yürüyemiyorum? -Babanın gözlerinin neden kör olduğunu sorduğun için… istanbul
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © asef şafak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |