..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bilen sever. -Leonardo da Vinci
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > ilknur DİNÇEL




18 Mayıs 2009
Gözyaşlarına Vuran Ay Işığı Olmak İstiyorum  
Yakamozum olurmusun?

ilknur DİNÇEL


"Tutkunluk değil gözlerime yaşları pazarlayan, aşk değil hüzünleri yüz hatlarıma mühürleyen! Gerçeklere kapadığım gözlerimi uçurumdan düştükten sonra açmış olmamdır canımı yakan! Zamanında üstünü kapattığım her hata cebime koyduğum bir taşmış ve her bir taşın adı belki`ymiş... Şimdi gerçeğe açtığım gözlerimle bakıyorum ceplerime ve sayamayacağım kadar çok, taşıyamayacağım kadar ağır olduklarını görüyorum... Öyle çok belki`ler koymuşum ki ceplerime; belki düzelir, belki anlar, belki değişir, belki... Şimdi keşke`lere dönüşen belkilerin ağırlığı altında eziliyor ruhum! Özümü kaybediyorum! Gülüşlerim idam ediliyor pişmanlıklarımın hükümdarlığında..."


:BJAG:
Gecenin kör bir vaktinde bir karartı farketti delikanlı deniz kenarındaki kayalıkların üzerinde. Bedeniyle varlığını kanıtlayan ama görünüşe bakılırsa ruhu varlığını kanıtlayamayacak kadar bitkin olan bir kadındı delikanlının gördüğü.

Uykusu kaçmış uzun bir gecenin keşmekeş karanlığında, kadının yanına gidip gitmemek arasında bir süre bocaladı delikanlı. Sonunda biraz merakına biraz da insanlığına yenik düşerek gitmeye karar verdi.

Yaklaştı kadına, omuzuna dokundu usulca. Korkmadı kadın başını kaldırıp delikanlıya bakarken!

Gözlerine bir saniye bakmak bile yeterliydi kadının saatlerce orada taş kesildiğini ve ağladığını anlamak için...

"Haketemiştim biliyor musun" dedi boğuk bir ses ile delikanlıya bakarak. "Hiç haketmemiştim" dedi ve bu sözleri hıçkırıklarla karışık ağlama nöbetleri takip etti...

Korku, endişe, çekingenlik, utanç ya da buna benzer hiç bir duygu yoktu kadının davranışlarına yansıyan. Adamın yüzündeki güven ifadesinden midir, yoksa tüm duygularının acısının gölgesine saklanmasından mıdır bilinmez...

Delikanlı her seferinde konuşacak gibi oluyor ama doğru kelime olduğundan bir türlü emin olamadığı, ardı arkası kesilmeyen düşüncelerini harmanlayıp duruyordu beyninde.
Delikanlının ne söylediğinin bir önemi yoktu aslında kadın için! Yalnızca, içinde ki acıyı tanıyan sesler duymaya ihtiyacı vardı...

Delikanlı bir mendil çıkardı cebinden ve izin istercesine baktı kadının gözlerine. Onay aldığını hissedince usulca sildi kadının gözyaşlarını. Kadın bir şey söyleyecek oldu ama sonra nedense vazgeçip gözlerini uzaklardaki gemilere yaslayıp sustu... Delikanlı kadının çenesine dokundu, kendisine doğru çevirdi ve sanki hisli bir şiir okurcasına içten bir ses tonu ile konuşmaya başladı.
"Beni buraya kim gönderdi biliyor musun?
Beni buraya Tanrı gönderdi. Bana dediki;
"Bir kulum bizim İBLİS`in çıraklarından birine tutulmuş! Git ve ona yardım et" ve işte buradayım...

Delikanlının gözlerine baktı kadın ve hafif bir tebessüme bıraktı yerini yüzüne yerleşen hüzün kırıntıları.

Derin bir iç çekişin ardından, söz sırasının kendisine geldiğini anldı kadın. Ama bu kez içi boş isyanlar olmamalıydı dudaklarına emrettiği, farkındaydı... Kaçmak istediği gerçeklere bir kez daha yaklaşacak, bir kez daha yüzleşecekti hepsiyle... En çokta kendisiyle...

"Tutkunluk değil gözlerime yaşları pazarlayan, aşk değil hüzünleri yüz hatlarıma mühürleyen! Gerçeklere kapadığım gözlerimi uçurumdan düştükten sonra açmış olmamdır canımı yakan! Zamanında üstünü kapattığım her hata cebime koyduğum bir taşmış ve her bir taşın adı belki`ymiş... Şimdi gerçeğe açtığım gözlerimle bakıyorum ceplerime ve sayamayacağım kadar çok, taşıyamayacağım kadar ağır olduklarını görüyorum... Öyle çok belki`ler koymuşum ki ceplerime; belki düzelir, belki anlar, belki değişir, belki... Şimdi keşke`lere dönüşen belkilerin ağırlığı altında eziliyor ruhum! Özümü kaybediyorum! Gülüşlerim idam ediliyor pişmanlıklarımın hükümdarlığında..." diyebildi güçlükle!

Derin bir sessizliğe bıraktı yerini; içi kalabalık, anlamı derin yaraların sebep olduğu; konuşulası, konuştukça paylaşılası acılar...

Delikanlı anladı üstü açık yaralara dokunamayacağını... Acıyı bile böylesine içten bir asaletle kimse taşıyamazdı. Hiç tereddüt etmedi! Eğildi... ve kadının kanayan dudaklarına bir öpücük emanet etti! Kadın şaşırdı.. Konuşmak istedi, konuşamadı! Ağlamak istedi, ağlayamadı!

"Gözyaşlarına vuran ay ışığı olmak istiyorum! Yakamozum olur musun?" dedi delikanlı. Cevap gelmedi! Eline uzandı kadının, tepki alamadı olumsuzluk yükleyebileceği... ve gece aydınlandı, güneş iki masum yüreğe doğdu sanki... zaman kollarını açtı ve geleceğe güzel bir randevu verildi...

Şimdi mi? Şimdi onlar evli...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın aşk ve romantizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Silahların Gölgesinde Bir Adam ve Bir Aşk...
Aşkın Kozasından Çıkışı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yoldan Bile Çıkabilmeli... [Şiir]
Beklenen Aşk... [Şiir]
Gerçekse İşte Asıl Gerçek... [Şiir]
Sahte Masal [Şiir]
Hayatın Satır Aralarına Tutunmak... [Deneme]
Kabul Gecesi... [Deneme]
Bu Kaçıncı Hançer Kalbime Sapladığın... [Deneme]
Sen Kangren Olmuş Kolumsun Artık... [Deneme]
Benim Yüreğimde Aşk [Deneme]
Amaç Neydi Bu Aşkta... [Deneme]


ilknur DİNÇEL kimdir?

hayat akıp giderken avuçlarınızın içinden kendi duygu ve düşüncelerinizde yarattığınız benliğinizin dışına çıktığınız bir anda ortaya çıkıveren kelimeleri takip edip giderken yarattığınız eserlerdir sizi siz yapan

Etkilendiği Yazarlar:
ahmet altan


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ilknur DİNÇEL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.