Bir deliyle başederken, yapılacak en mantıklı şey normal rolü yapmak. -Herman Hesse |
|
||||||||||
|
Düşünüyorum da, bu yeni bir şey mi yoksa çok eskiden beri yapıla gelen bir şey midir; kelimelerin içinin boşaltılması ? Ya da bunu sorgulamadan önce, bir adım öncesinde; "kelimelerin içinin doldurulması" nı mı sorgulamak gerekir, konuyu daha iyi anlayabilmek için ? Öyle ya, doldurmadan boşaltmak mümkün olmadığına göre ilk önce nasıl doldurulduğunu anlamak lazım. Kelimelerin nesnel anlamları, onların sözlük anlamlarıdır bir bakıma da. Peki kelimelerin bu sözlük anlamlarının nesnelliği ne kadar korunabiliyor zihinlerde ? Hemen herkes o nesnelliğin üzerine bir de kendi anlayışını bina etmiyor mu? Konuya bir adım daha yaklaşabilmek için, ilk önce bireylerin şu, "kendi anlayışları" na bir bakalım. Nedir bireylerin, "kendi anlayışları" ? Bireylerin, "kendi anlayışları"; eğitim, öğretim, inançlar, kültür... bileşenlerinin bir bileşkesi olarak tanımlanabilir kısaca. Bir bileşke olduğuna göre, "kendi anlayışları" kavramı üzerinde bir ayniyetten söz edebilmek mümkün değil o zaman. Ayniyet söz konusu değildir ama şu yukarda saydığımız bileşenlerin bileşkeye katılma oranlarına göre bir "benzerlik", yadsınamaz bir gerçektir; "kendi anlayışları" kavramı üzerinde. Doğal olarak; birbirlerine benzeyenler, kelimelere de benzer anlamlar yüklerler haliyle. Topluluklar da birbirlerine benzerlerden oluşan kümeler olduğuna göre; bir toplum içerisinde sınırsız sayıda topluluklar ve topluluklar kadar da "kendi anlayışları" olmasından daha doğal bir şey olamaz bu durumda. Bu da, bir toplumdaki bir kelimenin; toplumdaki topluluklar kadar da anlamı olmasını kaçınılmaz kılar. Dil bilimci ve sosyal bilimci değilim elbette, buraya kadar anlattıklarım, "kelimelerin içinin doldurulmasına" ilişkin kendi anlayışımdı sadece. Ve yine kendi anlayışımdan hareketle söylemek isterim ki; "kelimelerin içinin boşaltılması" yla "kelimelerin içinin doldurulması", birbirine benzer bir gelişim içerisindedir. Kelimelerin nesnel anlamlarının üzerine bina edilen öznel yaklaşımların birbirleriyle çelişkisidir; kelimeleri ve kavramları boşaltan.Ve bu bağlamda doldurma ve boşaltma ; bir anlayış farkıdır sadece.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Münevver Saral, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |