..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > osman demircan




24 Kasım 2009
Atlar Gibi Öleceğiz  
osman demircan
Biz de atlar gibi doğduktan bir kaç saat sonra koşabilseydik, maymunlar gibi bizi soğuktan koruyan uzun tüylerimiz birkaç gün içinde çıksaydı böyle bir zekaya gerek kalmayacaktı. Demek ki zekanın en önemli görevi insana doğada yardım etmek ve insanı korumak gözetmektir. İnsan zekası sayesinde barınır, yer, içer.


:ADIG:
Biz de atlar gibi doğduktan bir kaç saat sonra koşabilseydik, maymunlar gibi bizi soğuktan koruyan uzun tüylerimiz birkaç gün içinde çıksaydı böyle bir zekaya gerek kalmayacaktı. Demek ki zekanın en önemli görevi insana doğada yardım etmek ve insanı korumak gözetmektir. İnsan zekası sayesinde barınır, yer, içer.
Demek ki zeka temel ihtiyaçlarımızı karşılamamızı sağlıyor. İnsan mağaraya girdiğinde zekasının sonucu olarak ateş yaktı, ısındı yemeğini yedi. Sonra mağaranın duvarlarına resimler çizdi. İşte insan doğayı o zaman yorumladı. Zeka doğada ayakta kalabilme gücü iken bir anda yorumlama, yaratıcı olma gücü oldu.İnsan zekası sayesinde alt çizgiden çıkıp bir üst çizgiye geçti.
İnsan benden çıkıp kendini büyüterek insan olma gerçeğini yakaladı ve toplumsallaştı. Sonra ne oldu? Bu sefer ırklara ayrıldı, o da yetmedi, dinlere ayrıldı; sarışınlar, zenciler diye ayrıldı. Bu sefer özelleşme yetisini yitirdi. Yığınlar içinde kayboldu.
Demek ki insan, zekası sonucu ilk önce doğaya uyum sağladı, sonra doğayı yorumladı, daha sonra ben oldu, en sonunda ise toplumsallaştı.
Peki neyi halletti. Aslında hiçbir şeyi. İnsanı en son model araba olarak düşünün. Bu araba kendi direksiyonunu kullanamıyorsa, ona birileri binip yön veriyorsa, kaportasının sağlamlığı ya da ne kadar hız yaptığı önemli midir? Üstelik gideceği yollar önceden çizilmişse ve o çizilmiş yollardan çıkıp kaza yapabiliyorsa bu dünyada en son model veya en iyi araba olmanın bir anlamı var mıdır? Bir lüks araba uçurumdan düşüp sonra bir hurda yığını haline gelebiliyorsa, o arabanın öncesinin ne önemi vardır.
İnsan kendini geliştirir, geliştirir en olgun döneminde ölüp mezara gider. Peki bunca en iyi olma çabasının sonucu toz toprak olmak mıdır? Benim tanıdığım bir insan var kolları gorilin kolları gibi uzun. Yüzü de bir maymuna benziyor. Ama çoluk çocuğuna bağlı, iyi bir insan, ahlaklı, namuslu ve toplum tarafından çok sevilen biri. Kesinlikle cennete gideceğine inanıyorum. Yüzünde bir nur var, ay ışığı gibi parlıyor.İnsana benzemese de insana benzeyenlerden daha değerli. Demek ki insana benzemek ve insan olmak da yetmiyor. Hatta insanlar arasında en iyi olmak da çözüm değil. Çünkü sen hayvanlarla aynı sonu yaşıyorsun onlar gibi ölüyorsun. Madem ağaçlar gibi, atlar gibi, maymunlar gibi öleceğiz, o zaman ya cennet ol nurunu yay, ya cehennem ol kendini yak bitir. En iyi yıldız, en iyi araba, en iyi avize olacağına kendini metalaştırmadan kendi enerjinden bir cennet ol. Hayvanlar bile cennete dönüşürken, sen hala niye insanlara ayrılan cehennemdesin? Neye benzediğin önemli değil, neye benzeyeceğin önemli. Öncen değil sonran önemli…Sonranı düşün. Yumurtadan çık, tüylen, sonra bir kuş gibi cennete kanat çırp. Cennete git de nasıl gidersen git. İnsanlığı başkalarına bırak. Böyle insanlığın içine et.
Sizin gibi insan olup cehenneme gideceğime hayvan olup eşekler cennetine giderim daha iyi de. Çünkü nur insan yığınlarının kararttığı bir dünyada bazen çekirgede bulunur. Bazen eşek gözünde bulunur.
Aldanma insanların kara kaşına kara gözüne. Git eşeği alnından öp. Bırak insanlık Ahmet’te, Ayşe’de kalsın. Bir canlının ismi Mehmet diye o kelimeyi kimliğinde taşıyor diye insan olacak değil ya. Git köpeğine Emre diye isim koy. Bak bakalım sana itiraz edecek mi?
Sonunu düşün at gibi Allah’ına koş. Cennet seni ayaklar altına almak isteyen insanların tabanlarında değil, nallarının altında olacaktır.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Asırlardır Yalnızım
Ruhum Kokan Bir Demet Söz
Hırs ve Azim
Ter de Pis Kokar; Ama Emek Olmazsa O Koku da Olmaz
Özlemek
Yaşamak, Kadınlarda Dudaklara Ruj Sürmek, Erkeklerde Şarkı Söylemektir
Hayatın Güzelliği Acımasızdır
Hayatta Aslında Hiçbir Şey Yoktur
Her Beyazlık Aynı Değildir.
Bir Kadın Gördüm

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sevgili Seninle Sevişmek Ne Güzel
Varlığım Bir Okyanus
Şimdi Sen Sus, İnsanlar Sussun
Yüreğimi Korkak Büyütmedim
Beylik Laflar Etmekle Olmuyor Dostum
Ah Angelina
Sen Benim En Büyük Hatamsın
Frezya
Çam Ormanı
Ey Sevgili Senin Aradığın Benim

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
En Ateşli Anımda Gel Yanıma [Şiir]
Öperek Beni Öldür [Şiir]
Cayır Cayır [Şiir]
Kar Yangınları [Şiir]
Söyle Neden Konuşmuyorsun [Şiir]
Kefenden Çiçekli Elbise [Şiir]
Gözlerim Kan Davalıdır Her Geceye [Şiir]
Martı Beyazı [Şiir]
Gül Şarabı [Şiir]
Varlığın Sevda Yokluğun Fırtına [Şiir]


osman demircan kimdir?

Yüreğimin ve beynimin tavanında buluyorum, tozlu mısraları. Aklım bir çatı katı. Gözlerim yıldızlarla dolduğunda, bakışlarımın ışıltısı vurur satırlara. İşte o zaman, şiirler bir Samanyolu olur. Mehtaplı gecelerimi vururum gözyaşlarımla biriktirdiğim göllere. Her mısra bir dal gibi düşer, şiir denizlerine. Kızıl bir duyguya boğulurum o an. Akarım ellerinize.

Etkilendiği Yazarlar:
Herkes


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.