..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan melek olsaydı dünya cennet olurdu. -Tevfik Fikret
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Bekir Öğretici




12 Şubat 2010
Prospero'ya Mektuplar - II -  
"İnsanlarda başaklara benzer, içleri boşken başları diktir, doldukça eğilirler."

Bekir Öğretici


Bir sotun bir dota mektuplarına devam...


:ACHI:

Gözlerinde beyaz tenteli çingene arabalarının vurdumduymaz yorgunluğu, dudaklarında Demokritos'un insan içine çıkarken takındığı o alaycı gülümseyiş ve ellerinde iki poşet dolusu bira ile dikilivermiştin kapının önüne "Caliban" demiştin, "bugün ne serseriler şahının ne herhangi bir başka yerde, bugün burada, bu izbe, bu benim ruhum gibi küflenmiş yerde içelim dostum, hem damağımız ıslansın hem de kemiklerimiz."
Bir insan hem sevinci hem hüznü aynı and, aynı yerde yani aynı yürekte nasıl konuk eder bunu ilk kez senin gözlerinde görmüştüm ve Prospero aziz dostum şunu itiraf et ki sen çektiğin acılardan garip bir zevk alıyor ve sana o acıyı çektirenleri daha büyük bir tutku ile seviyorsun, yüreğine saplanan hançeri tutan elleri bulup öpmek istiyorsun değil mi?" demiştim de, birandan koca bir yudum aldıktan sonra buğulu bakışlarını yöneltip gözlerime "Yoruldum ben Caliban, ziyadesiyle yoruldum,sevdim sevmekten, kızdım kızmaktan, düşündüm düşünmekten her ne kadar uzun lafın kısası olmaz deseler de, kısacası yaşamaktan yoruldum ben sevgili dostum. Keşke yalnızca bedenim olsa idi yorulan, kan şekerim düşse, tansiyonum yükselse hatta o nasıl olduğunu çok merak ettiğim kalp krizi denilen şey gelip yoklasa ya da ayağım sürçsede yığılıversem herhangi bir caddenin herhangi bir kaldırımına. Malesef hiç biri olmuyorufak tefek arazlar dışında bedenimden şikayetyim yok dostum, ruhum yoruldu benim ruhum. Keşke diyorum çoğu zaman, keşke hal bilmez, yol bilmez kara cahil biri olaydım da sadece fiziki yorgunluklardan yakınsaydım; bir çoban olsaydım mesela benden başka kimsenin olmadığı ıssız dağlarda ve yalnıza hangi koyunun ne zaman juzuluyacağı olsa idi bütün derdim ya da yok olsaydım sevmeyi ve düşünmeyi öğrendiğim gün. Lakin olmadı dostum, alnımıza kara yazı yazılmış bir kere ve bu kara leke böyle giderse eğer vicdanımı da is yuvasına çevirecek. Türlü çeşitli lekeyi çıkartmak için envayi çeşit temizleyici buldu adem oğlu ama vicanları ağartacak bir temizleyici yok, olmasında zaten." deyip susmuştun ki "belki de bulmuşlardır ama talep olmadığı için sürmüyorlardır piyasaya" dememle birlikte sarsıla sarsıla gülmeye başlamıştın "Valla haklı olabilirsin Caliban bak ben işin bu yönünü hiç düşünmemiştim neyseki şmdilik bizim gereksinmemiz yok öyle bir temizyiciye ve eminim ihtiyaç da olmayacak bizim şimdilik tek ihtiyacımız içkilerimiz onu da buluyoruz allaha bin şükür." deyip bir solukta bir şişeyi fondip etmiştin.
Üzülerek bildiriyorum ki aziz dostum sen gittiğinden beri değşen bir şey yok fani dünya cephesinde, Ne vicdana ne ağartıcııya her geçen gün biraz daha kararıyor yüreklerimiz, vicdanlarımız ve dahi hayatlarımız.
Umarım gittiğin yerde kararan sadece akşamlardır sevgili dostum.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Prospero'ya Mektuplar - 9 -
Oğluma - 2 -
Oğluma
Prospero'ya Mektuplar - 11 -
Prospero'ya Mektuplar - 3 -
Prospero'ya Mektuplar - 10 -
Caliban' Yanıtlar - I -
Prospero'ya Mektuplar - 7 -
Prospero'ya Mektuplar - 8 -
Caliban' A Ynıtlar - 2 -

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Prospero'ya Mektuplar.

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yüreğime [Şiir]
Bir Hayali Sevmek [Şiir]
Kadınlara Dair [Şiir]
Bakardık [Şiir]
Aşka Açarım Gözlerimi [Şiir]
Zamansız Ölenlere [Şiir]
Bu Gül [Şiir]
Boşa Değildir [Şiir]
Bir Kadın Sevdim [Şiir]
Neden mi [Şiir]


Bekir Öğretici kimdir?

Valla işin en zor yanı bu bence neden derseniz, insanın kendisini tanıtması için öncelikle kendisini tanıması gerekir o nedenle ben derim ki "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. " düsturunu uygulayalım ve merak eden beni yaptığım işlerle tanısın hatta beni tanıyan olursa bana beni tanıtsın.

Etkilendiği Yazarlar:
Çok klasik bir yanıt olacak ama ben klasiklerden hoşlanırım zaten roman da batı klasikleri vee batı mı doğu mu bilemiyorum rus edebiyatı, şiirde fransız şairler gene ve tabi ki bizim şairlerimiz


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bekir Öğretici, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.