Benim yaradılışımda fevkalade olan birşey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk |
|
||||||||||
|
Ayağındaki ayakkabının büyük olması yetmiyormuş gibi birde su geçiriyordu. Üşüyordu ayağı. Beklide soğuktan morarmıştı. Üzerinde sadece bir kazak vardı. İçin de yırtık eski bir atlet.. Pantolonu da inceydi. Bacakları hep üşüyordu zaten. Yüzü kir içindeydi. Kirli yüzde o mavi gözler o kadar belli oluyorduki. Bir çift mavi göz karanlıkta bile seçiliyordu. Ümitsiz bakan, soğuk bakan, aç bakan, halsiz bakan bir çift mavi göz… Karnı çok açtı. 2 gün önce komşuları çorba getirmişti. Biraz suluydu ama olsun doyurmuştu karnını… Yolun kenarından yürümeye çalışıyordu. Ayakları sırılsıklamdı. İyice ıslanmasınlar diye dikkat ediyordu. Fırının önünden geçiyordu. İçeriden mis gibi ekmek kokusu geliyordu. Kokuyu burnundan ciğerlerine kadar çekti. Çöp kovası gözüne ilişti. Kapağını açıp içini eşelemeye başladı. Kovanın yanındaki kediler nasiplerini çoktan almışlardı. Kova da çok fazla bir şey kalmamıştı. Ekmek kokusu ne kadar güzel diye düşündü. İçeride kimseler görünmüyordu. Gecenin bir yarısı kimse görmez nasıl olsa. Hırsızlık çok kötü biliyordu ama… Hem sadece bir ekmek ne olacak ki. Çok fazla pahalı da değildi nasıl olsa. Hırsızlık ucuz pahalı diye ayrılmıyorduki. Biliyordu ama. Kapı açıktı içeride mutlaka birileri vardı ama hiç ses duyulmuyordu. Sessiz davransa belki... Kimbilir. İçeri süzüldü sessizce raftaki ekmeğin birisini aldı. Sıcacıktı. Isınmayı düşündü yemeden önce. Ekmeği eline alıp göğsüne bastırdı iki eliyle. Şimdiden ısınmıştı bile yüzüne tebessüm yayılmıştı… Hemen kaçmalı uzaklaşmalıydı. Arkasını döndü. Adımını attı. Tam koşmaya karar vermişti ki Hışımla bir el tarafından silkelendi. Ne olduğunu anlamadan sırtının ortasına bir yumruk yedi. Ekmeği bırakmadı yine. Her tarafı hamur içinde iri bir adam yumruklarını indirmeye başlamıştı bile. “Şu ekmeği yiyebilseydim” Sadece bunu düşünüyordu. Adam sadece kafasına değil her tarafına vuruyordu. Yerde yuvarlanırken tek düşüncesi ekmeğini korumaktı. Çamur olmamalıyı. Sıcacıktı hala. İnen bir darbe ile elindeki ekmek çamura düştü. Adam bir tekme daha savurdu ve gitti. Mavi gözlü çocuk yerde çamura batmış ekmekten bir tane ısırdı. Çamurluydu ama olsun hala sıcacıktı. Bir kere daha ısırdı. Kan akıyordu burnundan kaşından kafasından kanlar sızııyordu. Eline çamurdan görünmeyen ekmeğini aldı. Yüzündeki kanları kazağına silmeye başladı. Sırılsıklam olmuştu. Üşüyordu. Ekmekte soğumuştu. Kalkıp yürümeye çalıştı. Bir iki adım attı yürüyemedi. Yıkık bir duvar vardı ileride onun yanına gitmeye çalıştı. Dizlerinin üstünde süründü. Duvarın dibine geldi sırtını duvara yasladı. . Gökyüzüne baktı. Gece sessizdi. Yıldızlar pırıl pırıldı. Ekmeği bırakıp elini açmak istedi. Yalvarır gibi. Dua eder gibi. Yapmadı tekrar ekmeği eline aldı Elindeki ekmekten bir kere daha ısırdı. Çiğneyemedi. Yutkunamadı. Sıkıca sarıldı ekmeğe. Sıcacıktı hala. Bir ev hatırladı. sıcacık. Sobası yanan. ve sobanın üzerinde demlenen çayın kokusunu hissetti. Bütün vücudunu sıcaklık kapladı. Isınmıştı. Gazete okuyan babası. Elinde örgü şiileri bulunan annesi gülümsüyordu yine. Kardeşi sessizce oynuyordu bir köşede. Birden bir gürültü koptu. Çatırdayan duvarlar. Ve karanlık her yer karanlık... Babasının inlemesini duyuyordu. Kardeşinin hiç sesi çıkmamaıştı. Annesi sürekli "kurtulacaksın" diyordu. Bir süre sonra annesini de duyamaz oldu. Çok küçüktü anlamadı. Kurtuldu. Büyüdü, büyüdükçe anladı. Anladıkça sustu... Ekmeği tekrar çiğnemeye çalıştı. Çiğneyemedi, yutkunamadı… Ertesi gün buldular onu. Mavi gözleri hala pırılpırıldı. Gülümsemiyordu. Gözlerini kapadılar. Ama… Elinden ekmeği alamadılar …..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Adsız, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |