..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Benim yaradılışımda fevkalade olan birşey varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdir. - Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Çocuk > Adsız




15 Mart 2010
Bir Lokma Düş  
Adsız
Annesi sürekli "kurtulacaksın" diyordu. Bir süre sonra annesini de duyamaz oldu. Çok küçüktü o zaman anlamadı. Kurtuldu. Büyüdü, büyüdükçe anladı. Anladıkça sustu...


:BBCC:
Karlar henüz erimeye başlamıştı. Çukur olan yerler de su birikmişti. Sokaklar çamur içindeydi.
Ayağındaki ayakkabının büyük olması yetmiyormuş gibi birde su geçiriyordu.
Üşüyordu ayağı.
Beklide soğuktan morarmıştı.
Üzerinde sadece bir kazak vardı. İçin de yırtık eski bir atlet..
Pantolonu da inceydi. Bacakları hep üşüyordu zaten.
Yüzü kir içindeydi. Kirli yüzde o mavi gözler o kadar belli oluyorduki.
Bir çift mavi göz karanlıkta bile seçiliyordu.
Ümitsiz bakan, soğuk bakan, aç bakan, halsiz bakan bir çift mavi göz…
Karnı çok açtı. 2 gün önce komşuları çorba getirmişti. Biraz suluydu ama olsun doyurmuştu karnını…
Yolun kenarından yürümeye çalışıyordu. Ayakları sırılsıklamdı. İyice ıslanmasınlar diye dikkat ediyordu.
Fırının önünden geçiyordu. İçeriden mis gibi ekmek kokusu geliyordu.
Kokuyu burnundan ciğerlerine kadar çekti.
Çöp kovası gözüne ilişti. Kapağını açıp içini eşelemeye başladı. Kovanın yanındaki kediler nasiplerini çoktan almışlardı. Kova da çok fazla bir şey kalmamıştı.
Ekmek kokusu ne kadar güzel diye düşündü.
İçeride kimseler görünmüyordu.
Gecenin bir yarısı kimse görmez nasıl olsa.
Hırsızlık çok kötü biliyordu ama…

Hem sadece bir ekmek ne olacak ki.
Çok fazla pahalı da değildi nasıl olsa.
Hırsızlık ucuz pahalı diye ayrılmıyorduki.
Biliyordu ama.
Kapı açıktı içeride mutlaka birileri vardı ama hiç ses duyulmuyordu.
Sessiz davransa belki... Kimbilir.
İçeri süzüldü sessizce raftaki ekmeğin birisini aldı.
Sıcacıktı. Isınmayı düşündü yemeden önce.
Ekmeği eline alıp göğsüne bastırdı iki eliyle.
Şimdiden ısınmıştı bile yüzüne tebessüm yayılmıştı…
Hemen kaçmalı uzaklaşmalıydı.
Arkasını döndü. Adımını attı. Tam koşmaya karar vermişti ki
Hışımla bir el tarafından silkelendi.
Ne olduğunu anlamadan sırtının ortasına bir yumruk yedi.
Ekmeği bırakmadı yine.
Her tarafı hamur içinde iri bir adam yumruklarını indirmeye başlamıştı bile.
“Şu ekmeği yiyebilseydim”
Sadece bunu düşünüyordu.
Adam sadece kafasına değil her tarafına vuruyordu.
Yerde yuvarlanırken tek düşüncesi ekmeğini korumaktı.
Çamur olmamalıyı. Sıcacıktı hala.
İnen bir darbe ile elindeki ekmek çamura düştü.
Adam bir tekme daha savurdu ve gitti.
Mavi gözlü çocuk yerde çamura batmış ekmekten bir tane ısırdı.
Çamurluydu ama olsun hala sıcacıktı.
Bir kere daha ısırdı.
Kan akıyordu burnundan kaşından kafasından kanlar sızııyordu.
Eline çamurdan görünmeyen ekmeğini aldı. Yüzündeki kanları kazağına silmeye başladı.
Sırılsıklam olmuştu.
Üşüyordu.
Ekmekte soğumuştu.
Kalkıp yürümeye çalıştı.
Bir iki adım attı yürüyemedi.
Yıkık bir duvar vardı ileride onun yanına gitmeye çalıştı.
Dizlerinin üstünde süründü.
Duvarın dibine geldi sırtını duvara yasladı.
.
Gökyüzüne baktı.
Gece sessizdi. Yıldızlar pırıl pırıldı.
Ekmeği bırakıp elini açmak istedi.
Yalvarır gibi.
Dua eder gibi.
Yapmadı tekrar ekmeği eline aldı
Elindeki ekmekten bir kere daha ısırdı.
Çiğneyemedi. Yutkunamadı.
Sıkıca sarıldı ekmeğe.
Sıcacıktı hala.
Bir ev hatırladı. sıcacık. Sobası yanan. ve sobanın üzerinde demlenen çayın kokusunu hissetti.
Bütün vücudunu sıcaklık kapladı.
Isınmıştı.
Gazete okuyan babası. Elinde örgü şiileri bulunan annesi gülümsüyordu yine.
Kardeşi sessizce oynuyordu bir köşede.
Birden bir gürültü koptu.
Çatırdayan duvarlar.
Ve karanlık her yer karanlık...
Babasının inlemesini duyuyordu.
Kardeşinin hiç sesi çıkmamaıştı.
Annesi sürekli "kurtulacaksın" diyordu.
Bir süre sonra annesini de duyamaz oldu.
Çok küçüktü anlamadı.
Kurtuldu.
Büyüdü, büyüdükçe anladı.
Anladıkça sustu...
Ekmeği tekrar çiğnemeye çalıştı.
Çiğneyemedi, yutkunamadı…

Ertesi gün buldular onu.
Mavi gözleri hala pırılpırıldı.
Gülümsemiyordu.
Gözlerini kapadılar.
Ama…
Elinden ekmeği alamadılar …..

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Yüreğinize sağlık
Gönderen: Esra Gedüz / , Türkiye
26 Ağustos 2010
Yazınızı okurken ekmeğin sıcaklığını göğsümde hissettim sanki, bir de ellerimde. Bir yandan da ayaz giriyordu ince pantolonumdan, kazağımdan. Çok içten yazmışsınız, etkileyici. Yüreğinize sağlık.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sessizce Veda Son Bölüm
Sessizce Veda 8. Bölüm
Sessizce Veda 7. Bölüm
Sevgilicilik Oyunu
Sessizce Veda 6. Bölüm
Sessizce Veda 3. Bölüm
Sessizce Veda 2. Bölüm
Sessizce Veda 5. Bölüm
Sessizce Veda 4. Bölüm
Bekle Gülüm Belki Bir Gün...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Seni Düşünürken [Şiir]
Aslında Ağlamayacaktım [Şiir]
Yanılıyor Muyum? [Şiir]
[Şiir]
Kelimeler Biriktirdim Sana İlmek İlmek D/okuman İçin [Deneme]
Gülüşün Aklımda Saklı Kaldı [Deneme]
Seni Hep Çok Çok Seveceğim... [Deneme]
Yalnız Kalmak İstiyorum [Deneme]
Konuşma Vaktim Gelmiş Hemen Yetişmeliyim [Deneme]
Ne Bilmek İstersin Ey Yar? [Deneme]


Adsız kimdir?

Hiç bir özelliği olmayan, sıradan biriyim.

Etkilendiği Yazarlar:
Emile Zola, Beethoven, Mina Urgan, Necip Fazıl


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Adsız, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.