..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Şiir, duyguların dilidir. -W. Winter
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > Serap Demirtürk Özaltun - SERAP HOCA




15 Mart 2010
Yazılarım - 1  
Serap Demirtürk Özaltun - SERAP HOCA
Vakit med-cezir vakti değil...deniz durgun, martılar uçmaz, serçeler ağlar sessizce...


:AFGH:
Acılarımda Yalnızım



-Veda-
Seni, beni unuttuğun yerde bırakıyorum. Yerdeki umutlar, anlatsın çektiğim acıyı. Seni, içimde bin heyecanla dağlar ötesinden getirdiğin gözlerindeki kıvılcımı görmek için gelirken sırtını döndüğün yerde bıraktım. Dokunma gözyaşlarıma, acılarımda yalnızım. Kısmetse bir yaz akşamı ya da bir yağmur serinliğinde bakarım gözlerine de,unutulmuşluğuna yanarım vuslatı bekleyen bu aşkın.. Şimdi ne zaman bir ses gelse senden bir zamanlar ruhumu sarsan sesini dinlerim de derim ki: Vakit med-cezir vakti değil...deniz durgun, martılar uçmaz, serçeler ağlar sessizce...Ve sen, bilmeden yıktığın köprüleri, hala elinde ağ, beklersin durgun denizin kıyısında. Oysa liman sessiz, gemiler boş, yolcular gitmiş. Vakit, sonsuza beş kala. Vuslat limanında ne sevdaya gebe umutlar ne sen ne de ben varız. Kim bilir, bir daha gelirsek dünyaya aynı ağulu şerbeti sunmayız, düşüncenin evrenine şüphe tohumunu ekip... ezmeyiz duygunun yüceliğini... yok etmeyiz el ele o erişilmez sevdayı ve bir türlü diyemediğimiz bilinmez sözleri saklamayız dudaklarımızda.
Sevgimle kal, kendine iyi bak.

Mavi Çınar Dergisi. Sayı 12. Mayıs 2007





26.12.2006/ Serap Hoca

----------------------------------
Ağlamayın

-Seni Unutmadık Can Eriğim -


Savrulan saçlar mıydı, düşler miydi boylu boyunca...Bir toprağın başında beklemek mi olacaktı kaderimiz....Her dem gel diyordu sanki toprak ona... Gideceğim, derdi, ama ardımdan ağlamasın kimse...ölüm tükeniş değil, ben vuslata ereceğim. Ağlamak, sazımın telini kırmaktır. Sakın dedi, sakın ağlamayın toprağımın başında. Bilir misiniz, her gözyaşı yüreğime dokunur. Yok olsa da varlığım, çürüse de bedenim, kalbim hisseder benim için üzüleni. Üzülmeyin yokluğuma. Biliyorsun değil mi gözlerine hiç bakamadığımı, hüzne aşık olduğumu ve eylüle olan sevdamı. Savrulan, saçlarım değildi. Yüreğim savruldu boylu boyunca. Türkülerle yandım ben, her türküde ağladım ben gibi dertlilere. Duvağını takamayan benim gibi nice gönüllere ağıtlar yakılmıştı arkalarından. Yüreğin ağıdıydı bu...Dil değil, yürek söylüyordu...'Niye gittin al yazmalım / elimi sensiz koydun./ niye gittin gül yüzlüm / duvağın yerde kaldı...' Dövündüm...dövündüm de dizlerim ağladı benim yerime...Can....Can içre can... Nerden bilirdim ki toprakla randevun olduğunu...Dayanmadı mı o narin bedenin, rüzgarın uğultusuna...Bilseydin bunca canı kor gibi yaktığını, gider miydin, diyeceğim...ama duyar gibiyim o güzel sesini...'Ağlamayın...Unutmayın beni, ama ağlamayın.'





13.10.2006/ Serap Hoca




-----------------------------------------

Anılarda Kalan Bayramlar


Hoşgörü, sadece hoşgörü ve anlayışın gölgesinde bütünleşmek...Belki de budur bayramın güzelliği… Eskilerde oruç bitiminde oruçlunun hakkıydı Ramazan Bayramı. Şimdi ise Şeker Bayramı olarak da anılıyor. Hani kurbana et bayramı derdik ya çocukken, Ramazanın da adı şeker bayramı oldu çıktı.Yıllar aldı bizi nerelere getirdi… Geceleri annem ve babamın sinide yiyip içtiklerini gördüğümüzde ne yemişler diye bakardık...Uyur uyanık yatarken çocukluğumun sıcacık baba ocağında...Annemin okuduğu Kur’an sesi sanki hâlâ kulaklarımda...Sonraları biz de büyüdük..Sahura kalkmak istiyoruz diye diye, annemin bizi kaldırması... Biz kadınların(!) sahur sofrasını hazırlaması... Davulcunun bugünkü gibi kamyonetin arkasından jet hızıyla geçmeyip maniler okuduğu geceler... Sahur sofrasında uyur uyanık, ne yediğini bilmeden yatmadan önce kızaran ve sofra bezine sarılıp buğusuyla yumuşayan sigara böreğinin tadı hâlâ damağımda...Babam, sevgili babam-nur içinde yatsın-, ille hoşaf isterdi.Annem onun için kaysı hoşafı yapardı...Yenilenleri kaldırıp onlar abdest alırken baktığımız, seccadenin ucunda onlarla namaz kılmaya çalışmamız daha dün gibi..Televizyon yoktu ya o yıllar radyodan Kâbedeki ezanı dinlerdik. Ramazan bayramında siz oruç tuttunuz, diye ayrıca özel bir hediye alırdı annemler ve karınca kararınca mutlaka yeni bir şey almaya çalışırlardı bir maaş, dört çocuk ve kira evine rağmen... Bayram sabahından önce haydi arife suyuna deyip annemin saçlarımızın dibini kazırcasına yıkayışı, sabun kokan çamaşırları giymemiz. Sabahı heyecanla bekleyişimiz… Odamızdaki divanın üstüne bayramlıklarımızı dizişimiz ve babamın sabah, “Gece bayramlıklarınızı alıp götürmüşler.” diye bizi öpüp uyandırması... Ağabeyim ve babam namaza gidince hemen yatakları toplayıp kahvaltıyı, mutlaka o annemin özel böreğinin olduğu bayram kahvaltısını hazırlamamız. Cami kalabalıksa diye koltuğunun altına gazete alıp seccadesini ona seren babamın, camiden gelirken mutlaka sıcak bir ekmek almasını hiç unutmuyorum. En küçücüğümüz bile kahvaltı sofrasındaydı bayram sabahı ve içimizde bir heyecan. Hadi artık derdik, bitsin bu kahvaltı da bayramlaşmaya geçelim ve sofrayı kaldırır kaldırmaz salonda toplanırdık...Annem, babamın elini öper onun yanındaki koltuğa otururdu…Ağabeyim de onların elini öpüp yanlarına. Elinin içinde sıkı sıkı tuttuğu harçlığı vardı ve ben hepsinin elini öpüp harçlığımı aldığımda büyük bir gururla koltuktaki yerimi alırdım, çünkü ikiz kardeşlerim de benim elimi öpecekti. Ah, yıllar nerelere savurdun bizi? Şimdi biz anne olduk, baba olduk ve bayramlarda birbirimize hasret olduk. Serap olmasın bayramlarımız. Anılarında güzellikler yaşatalım çocuklarımıza ve geriye dönüp baktıklarında sevgi ile ansınlar bayramları.
..




1.11.2005/ Serap Hoca





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İlişkiler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yazılarım - 18
Yazılarım - 11
Unutamam Ki
Yazılarım - 15
Yazılarım - 12
Yazılarım - 14
Yazılarım - 17
Yazılarım - 16
Yazılarım - 13
Yazılarım - 10

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kibritçi Kız
Asın Gitsin
Sana Söz Aşkım
Çetinim - 4 . 5. 1998
Hayata ve Cesarete Dair
Söz Mü?
Bir Küçücük Kır Çiçeği
Bu Bir Vedadır
Gittin
İnsana Dair

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Şiir de Neymiş! [Şiir]
Çığlık [Şiir]
Gelme [Şiir]
Taş Bağırlı Dağlar [Şiir]
Gidene Ağıt [Şiir]
Yürek Ağlar, Gözyaşı Yerine [Şiir]
Kan Gülleri [Şiir]
Gitmeyeceğim [Şiir]
Serap Hoca' Dan [Şiir]
Nerdesin? [Şiir]


Serap Demirtürk Özaltun - SERAP HOCA kimdir?

YAŞAMI DOLU DOLU SEVEN , MUTLULUĞUN İNSANIN İÇİNDEKİ KIVILCIMA BAĞLI OLDUĞUNA İNANAN BİRİ. . .

Etkilendiği Yazarlar:
YAŞAR KEMAL,FAKİR BAYKURT,TEVFİK FİKRET,NAMIK KEMAL,YUNUS EMRE


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Serap Demirtürk Özaltun - SERAP HOCA, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.