İnsanlığı tanımak insanları teker teker tanımaktan kolaydır. -La Rochefoucauld |
|
||||||||||
|
Bir türlü eksik kalan parçayı (sözü) bulamıyordu. Ama neden? Her şey neredeyse gözünün önünde gerçekleşmemiş miydi? İçini kemiren neydi? Sıkıntılı bir şekilde elektrik düğmesini açmak için ayağa kalktı. Lambanın ışığıyla bir an için gözleri kamaştı. Koltuğa geri dönerken pencereye vuran yağmurun sesiyle irkildi. Düşüncelerinin içinde öylesine kaybolmuş,dalmıştı ki yağan yağmurun rüzgar eşliğinde camı dövdüğünü fark etmemişti bile. Yağmur, ruhundaki en büyük korkuyu iliklerine kadar hissetmesine sebep oldu. Kaybetme korkusu… Tüm vücudunu ve benliğini bu korku sarmalamıştı. Birden kendisini boğulur gibi hissederek pencereyi açtı. Başını uzatarak caddeye baktı. Gece ve yağmur nedeniyle apartmanların girişine, dükkan tentelerinin altına sığınarak yürüyen siyah gölgelerden başka bir şey göremedi. Ani bir kararla montunu, ayakkabısını giyip evden çıktı. Hiçbir şey umurunda değildi. Ne rüzgar, ne yağmur ne de açık bıraktığı pencere… Apartman kapısını açıp sokağa çıktığında kısa süre kararsız kaldı. Yavaş adımlarla başladığı yürümenin yerini birkaç dakika olmadan hızlı adımlar aldı. Sonunda koşmaya başladı. İçindeki korku, kalbini ve boğazını sıktıkça daha hızlı koşuyordu. Bir süre sonra oturduğu evin ilerisinde bulunan durakta, kalkış saatini bekleyen otobüsü gördü. Artık ne nefesi, ne bacakları ne de vücudu onu taşımaya yetmiyordu. Yere yığılmak üzere iken aklından hiç çıkmayan düşünceler son bir defa hızlanmasına, durağa ulaşması için gerekli gücü bulmasına yetti. Binmesiyle birlikte, otobüs, sanki beklediği kişi gelmiş gibi hareket etti. Bilet parasını ödedikten sonra arkaya doğru yalpalaya yalpalaya yürüdü. Cam kenarındaki koltuğa oturup başını cama dayadı. Yağmurdan dışarısı gözükmediği için gözlerini kapadı. En büyük korkusu gerçeğe dönüşmüş, sevdiği erkeği birkaç gün önce trafik kazasında kaybetmişti. Kalbine saplanan acı, gece olmasına rağmen hiçbir şeye aldırmaksızın dışarı çıkmasına, deliler gibi koşmasına neden olmuştu. Geceyi yararak yol alan otobüs, onun için bebeğine ninni söyleyen, kollarında uyutan anne gibiydi. Yağmur da ağlamaya devam etmekteydi.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Işın Çavdar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |