Yedi iklim dört köşeyi dolandım / Meğer dünya her tarafta bir imiş. -Dadaloğlu |
|
||||||||||
|
( Türkülerin sırasıyla okunduğu bir akşam vaktidir ve deniz ay ışığını yitirdiğinin farkında değildir. ) Sularını kendine çekip, İçindekileri kıyıya atma zamanı vurmuştur dibe, Felekten bir gonk ziliyle… Ve küstürüp ay ışığını… Oysa her defa olduğundan daha yalnız değildir. İncilerini itse eliyle, fenerlerden selamını kesse, Sazlar ve sözler nasılsa onu bulur, Alasulu akşamüstlerinin türküsü Hep aynı serinlikle yakamozlarında dururdu. ( Yelkenlerim rotasını bulmadı… Balıklar da şaşkındı… Rüzgârdan daha cesur değildim bu kez. ) Türküler sırasını şaşırırdı da bazen, İşte o zaman ne halt edeceğini bilmez, Kısarak sesini günden ve geceden, Nimetlerini tüm balıklardan, Alınganlıklarını sıralayıp başıboş oltalara Dalgalarını bildiği notalara ağ denli atar… Atar… Atardı. ( Dibini görsem de suyun, çekerdi beni içine boğulurdum. Mavi olurdu soluksuzluğum bir de istiridyeler… ) Suyunda kollayıp kayırdığı, Yani hayat verdiği her bir yaşam ritmini Kıyısına vurarak yaralar, parçalar, öldürür müydü? Diplere mi saklardı ara sıra bulmak için? Ya da dingin ve sıradan bir akışı yürütür müydü rengine… Paletinde sıralanmış gökkuşağının tüm renklerini Görmezden gelir miydi? ( Gözlerimden, kulaklarımdan ve tırnaklarımdan… Yani kendimden taşarcasına bir ölümle, Sevmek denizi…) Dibini görmeden, Banmadan tuzuna, Kulak asmadan sirenlerine gemilerin, Yelken olup su yüzüne, Yoldaş bilmeden martıları, Rüzgâra kapıldığım yönde yitmek demekti… Gökten düşmüş bir mavide, Özümle Uzun ince köpüklerin beyazında, Sözümle. Denizi sevmek… İki gözümle es geçip tüm renkleri, Tanrıyı tek bir mavide sınırlamaktı. ( Kuşluk vaktiydi, sen mercandan bir rüyadaydın… Ben mavisin de vurgun yemiş denizkızıydım. ) Balık ve yosun kokularını sularından salıp misina yalnızlığına Kıyıların su mavisini, su yeşilinde zıpkınladı ezik bir türküyle, Nilüferlerin güne bakan yüzü suyunda, Çakıl taşlarının hatırıyla ve adının ortasındaki ışıkla, Mavisinde vurgun yemiş denizkızını Dalgakıranların aşkına fondipleyen deniz. _ Türkülerin molasıdır şimdi… Ağzı kuruyor insanın.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nurten Turhan Yüksel, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |