..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Her devrim yokolup gidiyor ve peşinden yalnızca yeni bir bürokrasinin artıklarını bırakıyor. -Kafka
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > 21. YÜZYIL > Doğan ORMANKIRAN




1 Aralık 2010
Asimetrik ve Psikolojik Savaş ve Türkiye  
Doğan ORMANKIRAN
21’inci yy. devlet stratejilerinin şekillenmesinde ve savunma politikalarının oluşturulmasında güvenlik ve tehdit algılamalarında önemli değişmelere yol açacak parametrelerin gelişmekte olduğu bir dönemdir…


:BFHD:
21’inci yy. devlet stratejilerinin şekillenmesinde ve savunma politikalarının oluşturulmasında güvenlik ve tehdit algılamalarında önemli değişmelere yol açacak parametrelerin gelişmekte olduğu bir dönemdir…

Asimetrik savaş, simetrik olmayan diğer bir anlamıyla klasik olmayan savaş yöntemlerini ve özellikle de düzenli olmayan ve psikolojik savaşı anlatmak için kullanılmaktadır.

Psikolojik savaş, karşı ülke halkının ve askeri güçlerinin direnme gücünü zayıflatmak, moralini bozmak birlik ve bütünlüğü yıpratmak abacıyla yürütülen propaganda çabaları.

Karşı tarafın iç sorunlarının abartılması, askeri başarısızlıklarının vurgulanması acılarının sergilenmesi, kültürel nüfuzla gençlerin etkilenmesi gibi yöntemler kullanılmaktadır.

En önemli araç, propaganda ve sansürdür…

Psikolojik harekat, savaş ve barış zamanında, politik ve askeri hedeflere ulaşmak için, dost, düşman ve tarafsız çevrelerde, uygun tutum ve davranış ortamı yaratmak amacıyla planlanan ve uygulanan, siyasal ekonomik ideolojik ve askeri faaliyetleri kapsayacak şekilde planlanan ve uygulanan her türlü psikolojik etkili faaliyetleridir.

Psikolojik savaşla elde edilmek istenen sonuç; ülke halkının, aydınlarının, yöneticilerinin salim, serinkanlı muhakeme yeteneğini, idealini bozmak; mümkün olan en büyük boyutlar içinde bu insanları kızgın, kırgın, karamsar, ümitsiz, memnuniyetsiz, kendi değer ve sistemlerine karşı inançsız ve güvensiz hale getirmektir. Kendi devletine, kendi milletine, topluma karşı körü körüne yıkıcı bir tavır açık düşmanlığa ve umursamazlığa dönüşür…

Teknolojinin ve dünyanın büyük bir hızla gelişmesinin etkisiyle birlikte, toplum da yavaş yavaş bilgi toplumuna dönüşmeye başladı. Bu gelişim yeni fırsatları sunmasının yanı sıra yeni güvenlik açıklarını da beraberinde getirmektedir. Bu değişimim gelecekte pek çok ulus devleti ve milletin çeşitli yönlerden yıpratarak tarihin tozlu sayfalarında yer edineceği dönem olarak da hatırlanacaktır.

Türkiye, güvenlik ve strateji olarak Avrasya ve Afrika kavşağındadır. Türkiye Transatlantik ve AB hedefli gelecek vizyonlarına yeni stratejik ortaklıklar ve yeni coğrafyalar eklemek zorundadır. Türkiye Asya, Avrupa, Ortadoğu, Kafkaslar arasında bir enerji koridoru haline gelmiş ve gelmektedir. Ulusal sınırları aşan yeni güvenlik tehditleri karşısında uluslararası işbirliği ağını genişletmelidir.

Bu nedenle yeni güvenlik stratejilerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Askeri, ekonomik, teknolojik, siyasal, sosyal ve çevresel tüm diğer konular genel bir bütünlük içerisinde birlikte ele alınmalıdır.

Günümüz dünya koşulları içinde ülkemiz, doğrudan tehdit algılamalarının dışında asimetrik bir savaş tehdidi ile karşı karşıyadır. Bu tehdit dışarıdan kaynaklı olduğu kadar maalesef kendisine içeriden de destek bulmaktadır.

Bu müdahaleler bir istikrarsızlaştırma ve güvenlik bunalımına neden olmakta ve devletin bütününe, ulusal çıkarlara, cumhuriyet değerlerine ve bu bağlamda Devletin ve milletin koruyucusu TSK’yı da hedef alarak sürdürülmektedir. Bu savaş hem devletler yardımıyla, hem de devlet dışı aktörler tarafından uygulanmaktadır.

Ülkemiz güvenlik stratejileri içerisinde tehdit olarak algılanan oluşumlar, son zamanlarda meydanında desteği sağlanarak kamuoyu oluşturmak suretiyle bu tehdit algılamalarının değiştirilmeye çalışıldığı gözlemlenmektedir. Bu değişime de psikolojik harekatın sihirli sözcükleri kullanılarak “daha fazla özgürlük, demokrasi,” vb. adı altında psikolojik harekat uygulanmaktadır. Hatta daha ileri gidilerek, federasyonlar bile tartışılmalıdır, demek suretiyle toplumu bir sonraki aşamaya hazırlama stratejilerinin de adım adım uygulandığı gözlenmektedir.

Bu savaşı sürdürenler klasik yöntem dışında çok farklı isim, yapılar altında vücut bulmaktadır. Kah medya ön plana çıkarak, kah sivil toplum örgütleri aracılığı ile kah çeşitli platformlar adı altında faaliyetlerine devam etmektedirler. En son bir grup adı aydın olan insanların kendi ülkeleri aleyhine sürdürdükleri “Özür Diliyoruz” kampanyaları vb. faaliyetleri ve buna yer veren medyanın yayın politikalarını söyleyebiliriz. Yapılan medya programlarında “tartışıyoruz” adı altında toplumun bütün kutsallarına hakarete varan suçlamalar yöneltilmektedir. Bu değerler sıradanlaştırılarak demokrasi kisvesi adı altında toplumda derin kutuplaşmaya çanak tutulmaktadır.

Asimetrik tehdit ve psikolojik savaş; demokrasi, kalkınma, özgürlük, açık toplum ve değişim modellemeleri adı altında; vakıflar, dernekler, enstitüler, araştırma merkezleri, finansal yapılar, çok uluslu şirketler ve bazı cemaatler vb, yapılar aracılığı ile ülkemizde kurumlarımız veya toplumumuz doğrudan veya dolaylı hedef alınmaktadır. Bu STK’lar üniter devlet yapısı zayıflatılarak yerine yeni bir egemenlik oluşturma arayışındalar. Ukrayna’da, Gürcistan’da vb. bazı ülkelerde meydana gelen bu uygulamaları, çeşitli renklerle anılan devrimler ile görme ve tecrübe etme imkanımız oldu.

Dışarıdan ve içeriden destekli, ekonomik, siyasal, kültürel her türlü araç kullanılmaktadır. Yapılan bu organize çalışmalar devlet ve milleti birbirinden koparmayı amaçlamaktadır. Toplumu istikrarsızlaştırma ve güvensizlik ortamına sürüklemekle beraber, kurumlar arası çatışma yaratarak toplumun kurumlarına olan güveni de yıkılmaya çalışılmaktadır.

Asimetrik ve psikolojik savaş, ülkemizde; ekonomik tehditler, terör tehditleri, bilişim tehditleri psikolojik harekat, organize suçlar ve çevresel tehditler olarak bazen her birinde bazen ise tümünde karşımıza çıkmaktadır.

Asimetrik savaş ile sadece askeri yöntemler ile mücadele ederek başa çıkmak mümkün değildir. Bu savaşı Devletin pek çok kurumu ve halkın en çok fikir önderini de içine alacak şekilde bir yapılanmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Harekat alanı genişlerken, daha donanımlı, daha ileri teknolojiye sahip fakat bir o kadar da küçük birimler halinde örgütlenmek gerekmektedir. İstihbarat ağının olabildiğince yaygın ve hızlı olması sağlanmalıdır. Bilgi süreçleri, inisiyatif alabilen, yönlendirmelere izin vermelidir.

Bu yeni dönemde, düşman kavramının yerini tehdit kavramının aldığı gözlenmektedir. Klasik uygulamaların yerini yeni yöntemler almalıdır. Artık daha geniş coğrafyada, daha küçük hedefleri ortaya çıkarmak ve onları etkisiz hale getirmek zorundayız.

Devletler hukukunda, terör konusunda tam olarak ortak bir görüş ve uzlaşma sağlanamadığı gibi, yine güçlünün sözünün geçtiği ve istediği yaptırım kararlarını çıkarttırdığı dönem yaşanmaktadır. Bu konu sık sık istismar edilmektedir. Bu nedenle Türkiye yeni dönemde konumunu belirlemesi için aşağıdaki sorulara acil cevaplar bulmalıdır.

Türkiye bu tehditler karşısında milli bütünlüğünü savunmaya devam mı etmelidir?

Yoksa önleyici ve hatta operasyonel tedbirler almalı mıdır?

Bu tehditler zamana, mekana, konjonktüre, konseptine ve taraflara göre farklılık gösterilebilmektedir. Bu nedenle çok boyutlu analiz süreçlerine ihtiyaç duyulmaktadır.

Asimetrik tehdidi tam olarak anlayabilmek ve konumlandırabilmek için; düşman, mekan, zaman, sosyal, ekonomik, siyasal, felsefi, kültürel ve dinsel arka planlar dikkate alınarak bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.

Amaç, misyon, moral, liderlik gibi değerler en yüksek seviyede tutularak, devletin değerleri ve toplumun değerleri sürdürülen bu savaşın mücadelesinde göz önünde tutulmalıdır.

Asimetrik savaş, yeni dönemde güvenlik ve istihbarat ilişkilerinde ve de uluslararası arenada yeni aktör, yöntem ve vasıtalar kazanmıştır.

DOĞAN ORMANKIRAN




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hiç Konuşmayacak Mısınız?
Hep Ya da Hiç
Akustik Bir Ses, Tılsımlı Bir Dokunuş…

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Tedirgin [Şiir]
Hadi Git [Şiir]
Ey Sevgili... [Şiir]
Gel Ey, Gönlümün Sultanı!.. [Şiir]
Adam ve Kadın [Şiir]
Üşüyorum [Şiir]
Kimbilir [Şiir]
Aşk, Gurur ve Eylül [Şiir]
Sevgiliye Mektuplar... [Öykü]
12 Eylülde Aşk ve Ben Çocuktum. [Öykü]


Doğan ORMANKIRAN kimdir?

Varlığını sorgulayan, nereden geldim, nerdeyim ve nere gidiyorum. Felsefesiyle şu anda bulunduğumuz yer arsında insan-ı kamil olma uğraşı içerisindeyiz. Aşk ateşinde pişerek olgunlaşmayı yol edinmiş Saygı ve edep'le hayata karşı, fikirlere karşı tavrı ve tafraları olan bir uslub sahibiyiz. Kalabalık ayak takımları arasında farkedilebilme ve fikirleriyle kaideleri yerinden oynatabilme kabiliyetine talibiz. Hünerimizi bu yolla sergileme uğraşı içerisindeyiz.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Doğan ORMANKIRAN, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.