Olgunluğa erişmemiş şairler ödünç alır, olgunluğa erişenler çalar. -George Eliot |
|
||||||||||
|
Evrene son dönemlerde iyi tohumlar ekilmiyor. Her şeye rağmen yaşam mücadelesi devam ediyor… İyi ve kötünün savaşı… Yenileşme, çağdaşlaşma, yaratıcı olma pazarlama ve bütün bu bileşkelerin sonucunda global bir oyunun ortasındayız. Kötülerin en iyi yaptığı; yüzyıllardır, bin yıllardır becerdikleri kamuflaj… İnsanları bireyselleştirdiklerini ve özgürleştirdiklerini söyleyenler. Evet! Pazarlama kamuflajı içerisinde aslında onları nasılda tek tipli varlıklara dönüştürüyorlar. Kabul edilmesi zor olsa da galiba, içinde bulunduğumuz 21 yy. kötülerin çağı olarak görünüyor. Çünkü kötü’ nün kötülüğün karşısındakiler ya yeterince mücadele etmiyorlar, edemiyorlar yada ettirilmiyorlar ki; başka bir deyişle de kendi kaderlerine yine kendilerini terk ederek olan biteni kabulleniyorlar. Bu “ettirilmiyorlar” kötünün baskısı altında sıkışmış olduğumuzu üzülerek gerçeklik boyutuna taşıyor. İyilere sesleniyorum… Yüreğinin bir köşesinde vicdanın kırıntılarını taşıyan iyilere seslenmek istiyorum. Modern dünyanın teknolojisi bozuk paraların çoğalmasını sağladı. Tıpkı insanlarında bozuk paralar gibi aslında ruhen harcandığına şahit oluyoruz. Yani… her bozuk paranın karşılığında satın alınabilecek bozuk bir sistemin insanları var. Hem de bozuk para kadar ederi olan zümreler yaratılarak. İnsanları bu kadar alçaltan ve bu kadar gurur seviyesi sıfır çeken canlılar haline dönüştüren bozuk sistemi maalesef ki kötüler yönetiyorlar. Çünkü, kulaklarını da sağır ettiler insanların, gözlerini de ve beş duyuları da yavaş yavaş ellerinden alınıyor… Kelimeler anlamını yitirdi… sözcükler tükendi. İyileri harekete geçirecek tek şey ise içsel çağrıları yani kötülere karşı gelebilecek vicdani sesleri… Duyabilir miyiz? Ateş ve toprağın savaşı devam ediyor. Ve toprak alabildiğine bir yangın içinde… Etrafta bu kadar ateş varken. İnsanlar üzerlerine benzin dökerek dolaşıyorlar… Her an bir kıvılcım yayılabilir. Nerede…? Dünyanın herhangi bir yerinde, Ne dil, ne din, ne ırk, ne cinsiyet, ne de yaş ayrımı yapıyor. Kimi yakalarsa, içten içe yakıyor… “Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu/Her şey naylonlandı o kadar… İnsanlar, aynı kaderi, aynı inancı paylaştığı kardeşiyle saf tutar… Şimdi saf tutma zamanı… Ulusumun, milletimin, halkımın, kardeşimin, dostumun, adını nasıl telafuz ediyorsak bu ülkenin içinde bulunduğu durumun, maruz kaldığı baskıların sancısını duyanlar ve içlerinde vicdanı olanların saf tutma zamanıdır… “ İyiler her türlü inançtan yoksun. / Oysa yoğun bir tutkuyla esrik kötüler.” (W.B Yeats) “ Neler yapmadık şu vatan için. Kimimiz öldük, kimimiz nutuk söyledik.” (Orhan VELİ) Neler yaptık bu vatan için, çok değil daha dün gibi yoktan varolmadık mı? Bugün için nutuk söylüyorlar. Bırakın, bırakalım artık nutuk dinlemeyi… Şimdi… Akustik bir ses, tılsımlı bir dokunuş zamanı. Doğan ORMANKIRAN
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Doğan ORMANKIRAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |