..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Başka dillerle ilgili hiçbir şey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir şey bilmiyorlar. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Fuat Türker




14 Aralık 2010
Allah'ın Muhteşem Yaratması  
Fuat Türker
... yerçekimi kuvveti bugünkünden daha fazla olsaydı ne olurdu?.. Koşmak ve hatta yürümek imkânsız hale gelirdi. İnsanlar ve hayvanlar tüm bu hareketleri gerçekleştirmek için şimdikinden daha çok enerji harcarlardı. Bu durumda başta yeryüzündeki besin kaynakları olmak üzere enerji kaynakları hızla tükenerek yok edilirdi. Çekim kuvveti daha zayıf olsaydı?.. O zaman da hafif şeyler yeryüzünde sabit durmayacaktı...


:AIDI:
Etrafımızda gördüğümüz her ürün mutlaka bir amaca yönelik tasarlanmıştır. Bindiğimiz otomobilden, oturduğumuz koltuğa kadar… Tasarım, parçaların belli bir amaçla düzenli bir şekilde bir araya getirilmesidir. O halde insan ve yük taşımaya yönelik yapılmış olan otomobil de, evimizde rahatça oturmamıza yarayan koltuk da birer tasarımdır. Masamızda duran küçücük bir ataç dahi, kağıtları tutabilme amacına yönelik tasarlanmış ve telin bükülmesiyle yapılmış bir cisimdir.

Canlılara baktığımızda ise; örneğin bir kuş ve onun uçuş sistemi de bir tasarımdır. İçi boş hafif kemikler, bu kemikleri hareket ettirecek güçlü göğüs kasları ve havada tutunmayı sağlayacak nitelikteki tüyler uçma amacına yöneliktir.

Diğer canlılarda da aynı gerçek karşımızdadır. Tüm canlılar- insan dahil- çok iyi birer tasarım örneğidirler. Bilim adamlarının en modern teknolojilerle yaptıkları robotların elleriyle kıyas dahi edilemeyecek mükemmellikte işlevlere sahip ellerimiz ve en gelişmiş kameradan daha net görüntü sağlayan gözlerimiz…

Elbette ki tüm bunları yaratan Allah’ın tasarım yapmaya ihtiyacı yoktur. Yalnızca, O’nun muhteşem sanatı ve üstün aklı ile yaratmış olduğu ve her an yaratmaya devam ettiği her varlıktaki plan ve sistemleri açıklayabilmek amacıyla bu kelime kullanılır.

Yeryüzündeki tüm varlıklarda sayısız yaratılış mucizesi görürüz. Detaylardaki mucizeler, tüm canlılığın yapıtaşı olan atomlarda başlar, olağanüstü dengeler ve düzenlere sahip gökyüzü, galaksiler, Güneş, insan vücudu, bitkiler, dağlar ve denizlerdeki sayısız detay ve özelliklerle devam eder. Hepsinin sahip olduğu özelliklerde bir sanat vardır. Bu, Allah’ın muhteşem yaratma sanatıdır. Tüm canlılara dilediği şekli veren, tüm doğaya hakim olan, üstün güç sahibi Yaratıcı’nın sanatı…

Akıl ve hikmet gözüyle bakabilen bir insan, bir kelebeğin kanatlarındaki yanardöner renklerde ve desenlerinde gördüğü sanatın yanı sıra, detaylarındaki tüm sistemleri de öğrenecek, Allah’ın üstün ilmine ve sonsuz gücüne daha yakından şahit olacaktır. Allah, yarattığı tüm canlılara ayetlerini yerleştirmiş, varlığının delillerini insanlara göstermiştir:

"Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır." (Casiye Suresi, 4)

Evrende, maddeyi oluşturan atomlardaki elektronların yörüngesinden, gezegenlerin yörüngesine kadar her şey muhteşem bir tasarım ve düzene sahiptir. Tüm maddelerin yapıtaşı olan atomun çekirdeğini bir arada tutan ’güçlü nükleer kuvvet’ , fizik kurallarının tanımlayabildiği en büyük kuvvettir. Bu kuvvet daha da güçlü olsa çekirdekteki protonlar ve nötronlar birbirlerinin içine geçecek, biraz daha az olsa dağılıp gidecek ve hiçbir varlık oluşamayacaktı. İşte bu kuvvet Büyük Patlama’nın ilk saniyelerinden itibaren atom için gerekli olan en uygun değere sahiptir. Evrendeki yıldızların, gezegenlerin yörüngelerinde kalmalarının nedeni olan ’kütle çekim (yerçekimi) kuvveti’ ise evrendeki diğer kuvvetlere oranla şiddeti en düşük kuvvettir. Bu kuvvetin değerlerinde bir azalma olursa yıldızlar yerinden kayar, dünya yörüngesinden kopar, bizler dünya üzerinden uzay boşluğuna dağılırız. En küçük bir artma olursa da yıldızlar birbirine çarpar, dünya güneşe yapışır ve bizler de yer kabuğunun içine gireriz. Bu düzenin sahibi Yüce Allah, mucizevi bir yaratışla, en küçük kuvvetle yıldızları yörüngelerinde tutmakta, en büyük kuvvetle küçücük atomun çekirdeğini kaynaştırmaktadır. Bütün kuvvetler, O’nun koyduğu ‘ölçü’lere göre hareket etmektedir:

"Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı. Emir, bunların arasında durmadan iner; sizin gerçekten Allah’ın her şeye güç yetirdiğini ve gerçekten Allah’ın ilmiyle herşeyi kuşattığını bilmeniz, öğrenmeniz için." (Talak Suresi,12)

Evrende düzeni sağlayan tüm fizik yasaları, Allah’ın yaratmış olduğu düzenin insanlar tarafından yapılan bir açıklamasıdır. Evrendeki düzeni düşünüp Allah’ın üstünlüğünü kavramamız ve verdiği nimetlere şükretmemiz için hizmetimize verilmiştir.

Rabb’imizin koyduğu kanunlardan biri olan yerçekimi kuvveti bugünkünden daha fazla olsaydı ne olurdu?.. Koşmak ve hatta yürümek imkânsız hale gelirdi. İnsanlar ve hayvanlar tüm bu hareketleri gerçekleştirmek için şimdikinden daha çok enerji harcarlardı. Bu durumda başta yeryüzündeki besin kaynakları olmak üzere enerji kaynakları hızla tükenerek yok edilirdi. Çekim kuvveti daha zayıf olsaydı?.. O zaman da hafif şeyler yeryüzünde sabit durmayacaktı. Yağmur damlalarının hızı çok yavaşlayacak, yere inmeden yeniden buharlaşacaklardı. Akarsuların akış hızı yavaşlayacak, bu nedenle onlardan elektrik enerjisi elde edilemeyecekti.

Bu düzenin tek sahibi Allah, evrenin yaratılışındaki ‘belli bir ölçüyle’ hesaplanmış dengelere “Göklerin ve yerin mülkü O’nundur; çocuk edinmemiştir. O’na mülkünde ortak yoktur, her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir.” (Furkan Suresi, 2) ayetiyle dikkat çeker.

İnsanın yaratılışında da, Allah’ın bir örnek edinmeksizin yaratmasının çok sayıda mucizevi delili vardır. Örneğin, embriyonun gelişimi sırasında bütün hücreler adeta görev yerine dağılan işçiler gibi bölük bölük hareket ederler. Sonra aynı organı oluşturacak hücre grupları birbirine yapışarak birikir ve organları oluşturmak için hazırlanırlar. Bu yoğun faaliyetler sonucunda, kemik hücreleri kemiklerin olması gereken yerde, kas hücreleri kasların olması gereken yerde birikirler. Bazıları daha iç kısımlara giderek iç organları yapmaya başlarlar. Bazıları beyni, bazıları gözleri, bazıları ise damarları oluştururlar. Bu sürece zamanla yeni süreçler de eklenir; örneğin hücrelerin tespit edilmiş yönlere doğru göç etmesi, programlanmış hücre ölümleri ile bazı organların inşa edilmesi vs… Kısacası bu başkalaşım sürecinde mükemmel bir strateji uygulanmakta, hücreler belirli bir plan doğrultusunda hareket etmektedirler.

Bu hazırlığın nasıl yapılacağı her hücre grubuna ayrı ayrı ilham edilmiştir. Her hücre DNA’sında yazılı olan bilgi aynıdır. Ancak her hücre grubu bu bilgiyi ancak kendilerine ilham edilen programda kullanır ve her organın görevini yerine getirmesi için gereken özel yapıları elde ederler. Bir yandan bu şekilde farklılaşırken bir yandan da sürekli bölünerek sayılarını artırırlar. Bu muhteşem organizasyonda asla bir karmaşa yaşanmaz.

Allah’ın eşsiz yaratmasındaki gerçekleri sürekli akılda tutmak, bu mucizevi olaylar üzerinde düşünürken derinleşmeye ve Allah’ın sonsuz yaratma sanatına şahit olmaya vesile olması bakımından çok önemlidir.

Tüm tasarımların gerçekte tek bir sahibi vardır ve O’nun yaptığı işlerde hiçbir zorluk yoktur. Allah tüm canlıları kusursuzca ve tek bir "OL" emriyle yaratır. Kuran’da bu gerçek, "Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir." (Bakara Suresi, 117) ayetiyle bildirilir.

Gördüğü her şeye hikmetle bakabilen ve derin düşünebilen her insan –yine O’nun izniyle- Yüce Allah’a kesin bilgiyle iman eder:

Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün art arda gelişinde temiz akıl sahipleri için gerçekten ayetler vardır. Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah’ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki:) ’Rabbimiz, Sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek Yücesin, bizi ateşin azabından koru’. (Al-i İmran Suresi, 190-191)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnkârcılar İnananların Sapmasını İsterler
Son Perde
Dinin Çıkarlarını Gözetmek
Anne Babaya İtaat Nasıl Olmalı?
Korkma Ebedi Varsın
Allah Aşkı
Bir Başka Candır Ölüm
Kadere Dair
Kur'an'dan Sorulacaksınız
Her Sabah, Günü Allah'a Adamak

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsan Neden Kıskanır?
Konuşma Kişiliği Yansıtır
Çocuklar Gibi...
Ne Kadar Aciziz!..
Gerçek Sevgili
Ahirete Hazırlık Kursu
Gerçek Adalet
Duyguları Akıl ve İrade ile Terbiye Etmek
Vakit "Öldürmek" Değil, Kazanmak İçindir
İnsanlar İçin Yaşamak Zordur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Otobüs Yolculuğu [Öykü]
Köy Anılarım (!) [Öykü]
Artık Oruç Tutuyorum (Çocuklar İçin Ama Büyükler de Okuyabilir :) [Öykü]
Daldaki Armut (Çocuklar, Gençler ve de Çocuk ve Genç Kalanlar İçin :) [Öykü]
Boyun Eğen Kutlu Kadın [Öykü]
Darwinizm, Komünizmin Bilimsel Kılıfıdır [Eleştiri]
Pkk'nın Hedefi; Komünist Toplum [Eleştiri]
"Kahrolsun O Zan ve Tahminle Yalan Söyleyenler" [Eleştiri]
Dünyalık Peşindeki Din Adamları [Eleştiri]
Şeytanın Çift Taraflı Kıskacı: Bir Yanda Ateizm Bir Yanda Yobazlık [Eleştiri]


Fuat Türker kimdir?

6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat. com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım. Ayrıca Risale Çocuk, Kalem. biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
-


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Fuat Türker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.