"Moda denilen şey o kadar çirkindir ki onu her altı ayda bir değiştirirler." -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Spor konusunda pek yazmam. Fakat son haftalarda gördüğüm hakem katliamları beni bu konuda yazmaya itti. Genelde hakemlerle oynamayı da sevmem. Hatta futbolcuların hakemlerle oynamalarına daima kızmışımdır. Çünkü bir futbol maçının mutlak hakimi hakemdir. Kuralların uygulanmasını onlar sağlar. İnisiyatif tamamen onlardadır. Tabii hakemlere buradan dil uzatmak, onları kötülemek veya onları rencide etmek istemiyorum. Verdiği kararlara da hep saygı duymaya çalışıyorum. Ben bir futbol hastasıyım. Sürekli maçlara giderim. Bu dönem de BTM ikinci ligi yükselme maçlarına gidiyorum. Maçları daha ziyade genç hakemler yönetiyor. Ama ne yönetme! Evlere şenlik. Verilen kararlar insanı çileden çıkartıyor. İşi bilmiyorlar desek o zaman sahada ne işleri var? Bu işin eğitimini almışlar, kuralları öğrenmişler ve maçlara çıkıyorlar. Başta iyi niyetli görünüyorlar. Ama düdük çalmaya başladıkları andan itibaren değişiyorlar. Kendilerini sahada, gökten zembille inmiş görüyorlar. Çaldıkları düdükler, verilen yanlış kararlar gerek oyuncuları, gerekse seyircileri çileden çıkartıyor. Tabii bunun neticesinde maç daha bitmeden istenmedik olaylar çıkıyor. Peki, bu olayların müsebbibi kim oluyor? Neden bu insanlar çileden çıkıyor? Tamam, spor, centilmenlik, kardeşlik içinde yapılmalıdır. Nasrettin Hoca fıkrasında, hoca “Hanım hırsızın hiç mi suçu yok?” diye sorar ya, işte ben de burada “Hakemlerin hiç mi suçu yok?” diye soracağım. Özellikle son 4 haftadır Güvercinlik maçlarını izliyorum. Aynı hatalar, aynı yanlış kararlar. Verilmeyen onlarca penaltılar, topun çizgiyi tamamen geçmediği halde gol olarak değerlendirilmesi… daha neler neler? Sanki de kasıtlı olarak engellenmeye çalışılıyor. Aynı tutumları, Yenişehir maçında, Ötüken maçında, Canbulat maçında gördüm. Bu maçı yöneten hakemlere sormak istiyorum: Vicdanınız rahat mı? Huzur içinde misiniz? Arkadaşlar yazıktır. Bir köyün kaderiyle oynayamazsınız. Gençlerin önünü tıkayamazsınız. Onların geleceğini yok edemezsiniz. Basit bir köy takımının, bu tür maçları çıkarabilmesi için nereden bakarsanız bakın 20- 30 bin TL ister. Bir köy takımı için bu paranın ne demek olduğunu benden iyi bilirsiniz. Köy kulüplerinin daha sezon başlamadan bu paraları toplayabilmek ve bir araya getirebilmek için nelere katlandığını, neler çektiğini benden daha iyi biliyorsunuz. Balolar düzenlendiğini, piyango biletleri düzenlendiğini, hali vakti iyi olan üyelerden yardımlar istenildiğini, tabii bunların devamlılık durumunda artık insanların ne kadar kaçmaya çalıştıklarını benden daha iyi biliyorsunuz. Bir kulüp yöneticisi size bir bilet satmaya geldiğinde almamak için bin bir bahane ile yokuşa sürdüğünüzü de ben biliyorum. Ama maalesef köy kulüplerinde durum bu. Onlar, sadece spor yapmak istiyor. Boş vakitlerini olumsuz yerlerde değil sahalarda geçirmek istiyor. Gençliği, barlardan, discolardan ve kumarhanelerden kurtarmak istiyor. Siz ne yapıyorsunuz? İşin içine limon sıkıyorsunuz. Yanlış kararlarınızla insanları çileden çıkartıyor ve onların spor yapmalarını engelliyorsunuz. Lütfen kararlarınızda biraz daha dikkatli olunuz. Sizden taraf tutmanız istenmiyor. Sadece adil olmanız isteniyor. Sahaya çıkan tüm gençler, bizim evlatlarımız. Bizler hepsini taktir ediyoruz. Onları bağrımıza basıyoruz. Bırakın hak eden alsın. İyi oynayan kazansın. Hiçbir kulüp haklı düdüklere bir şey demez. Tabii hata olacak. Kimse dört dörtlük olmaz. Bizim sizden ricamız, daha dikkatli ve daha adil olmanız. Lütfen biraz dikkat…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |