..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Þahin bakýþlý, ahu gözlü, þirin davranýþlý ve tatlý sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Kemal Yavuz Paracýkoðlu




19 Kasým 2011
Þira...  
Kemal Yavuz Paracýkoðlu
Arda, babasýyla ayný evde yaþýyordu, ama iliþkileri açýsýndan çok farklý dünyalarýn insanlarýydýlar.


:ADDB:



Arda, babasýyla ayný evde yaþýyordu, ama iliþkileri açýsýndan çok farklý dünyalarýn insanlarýydýlar.
Babasý anadili kadar Fransýzca bilen, yazan, okuyan, bilgi daðarcýðý çok iyi, Allah inancý oldukça güçlü, özgün dünyasýnda mutlu bir yaþam standardý tutturmuþ bir entelektüeldi.

O ise müzisyenlikten kazandýðý üç beþ kuruþ parayý pastanelerde günün her saatine randevu verdiði deðiþik kýzlarla yiyerek, ya da birahanelerde bira þiþelerinin dibine vurarak, aklý bir karýþ havada gününü gün etmekle meþguldü. Eve ayýk kafayla gelmiþliði hiç yoktu ve içme diye nasihat edilemeyen, geliþ saatlerinden þikayet edilemeyen, yani hiçbir þeyine müdahale edilemeyen bir aile külhanbeyiydi. Tahrik edilmeden sýzýp kalmasý evin sükûneti için gerekli bir haldi. Bilgi daðarcýðý gazetelerin magazin sayfalarýndaki, ya da televizyonlarýn magazin programlarýndaki þarkýcýlarýn veya oyuncularýn kaçamaklarý hakkýndaki haberlerden ibaretti.

Babasýnýn yaþamý içinde aksatmamaya çalýþtýðý birkaç alýþkanlýðý vardý. Sürekliliði olan birinci alýþkanlýðý, Eskiþehir Ýl Halk Kütüphanesine üyeliðiydi ve haftada birkaç defa kütüphaneye uðrar, emanet bir kitap alýp eve getirir, okur, götürüp yenisiyle deðiþtirir, sürekli okuyacak bir kitabý olurdu. Ama kitaba para ayýramadýðý için kitaplýðýnda sekiz on tane kitaptan baþka kitabý yoktu. O sekiz on kitap da hediye olarak getirilmiþ Fransýzca kitaplardý. Buna karþýn, mahalle bakkalýna her aybaþýnda bir aylýk gazete parasýný peþin ödediði için günlük gazetesini her gün okurdu. Bir de eski bir daktilosu ve elinin altýnda bir top A4 kaðýdý bulunurdu ki, aksatmadan yazdýðý bir þeyler olurdu, onlarý bir yerlere yollardý, ya da biriktirirdi.

Eskiþehir’in kaplýcalarý, bilenler bilir, þifa menbaýdýr. Babasýnýn hayatýnda sürekliliði olan ikinci alýþkanlýðý da saðlýðý için hiç aksatmadan, her gün hamama gitmekti. Parasý kýsýtlýysa yürüyerek gider, eve yürüyerek dönerdi. Parasý yeterliyse hamam çýkýþýnda bir kaçamak yaparak tatlýcýya, ya da köfteciye gittiði de olurdu.

Eskiþehir’de yoðurtlu köfte de çok meþhurdur.
Arda, yoðurtlu köfteyi çok sevdiði için, arkadaþý olan meþhur bir köfteciye, sýk sýk yoðurtlu köfte yemeðe giderdi. Lokanta sahibiyle birlikte pek çok defa kafa çektikleri için, adam onun içmeyi sevdiðini bilerek, diðer müþterilerden farklý bir muamele ile köftenin yanýnda istediði þýranýn içine votka katarak servis yapardý.

Lokantadan içeri girdi ve babasýnýn bir masada köfte yemekte olduðunu gördü. Doðruca yanýna gidip masasýna oturdu. Adamcaðýz neye uðradýðýný þaþýrdý ve ona ne yersin, diye sormanýn korkusuyla hoþ geldin bile diyemedi. Öyle anlaþýlýyordu ki, kendi yediði köftenin hesabýný ancak ödeyebilecek imkaný vardý.

Garsona, “babamýn yediði köfteyi de benim hesabýma ilave et, yoðurtlu köfte ile þiramý da getirmeyi unutma” dedikten sonra babasýna da “bir þira ister misin, babacýðým” diye sordu.

Adamcaðýz, “pek sevmem, ama senin hatýrýn için içeyim bir bardak,” diyerek bir þira ýsmarlamasýný kabul etti.
Garsona iþaretle þýralardan babasýnýnkine votka katmamasýný iþaret edip, “þýralar iki oldu” diyerek sipariþini yineledi.

Hesabý o üstlendikten sonra babasý rahatlayýverdi. “Hamamdan çýkýp eve gitmeden önce bir porsiyon köfte yemek istedim. Ancak, senin geldiðini görünce, ne yalan söyleyeyim köfteler boðazýma dizildi; zira, cebimde kendi köfteme yetecek kadar param vardý.” Bunlarý anlatarak baþladýðý sohbetini, güncel aktüaliteler üzerinden koyulaþtýrmaya baþladý.

Arda, köfte ve þýralar gelip de yemeðe baþlamadan önce getirilen þýrayý dikti kafaya fondip yaptý. Garsona yenilemesini iþaret ederek köftesini yemeðe koyulduðunda, birde ne görsün, babasý da þýrasýný kafasýndan dikmez mi? Adamcaðýzýn þýra içme kültürü yok da, ondan görerek öyle içiliyor zannetmiþ olmalý, diye düþündü. Þýrayý bitirir bitirmez, “Oh… Pek güzelmiþ þýralarý,” diyerek, adeta bir bardak daha onun için de söylemesini beklemeye baþladý. Garsona “þýra iki oldu Ali kardeþ,” siye seslendi.

Garson Ali iki þýra bardaðýný getirip önlerine býrakýrken, babasýnýn bardaðýna da votka katmýþ olduklarýný hissetti, yerinden kalkarak mutfaða vardý, arkadaþý olan lokantacýya çýkýþarak, “ulen oðlum, pederin bardaðýna da mý votka katýyorsun yoksa?” diye sordu.

Lokantacý, “evet,” deyince derinden bir eyvah çekti.
“Yahu, babam Yeþilaycýdýr. Votkalý þýra içirdiðimizi bir anlarsa eve sokmaz beni bir daha!” Garsona seslendi telaþla, “Ali! Çabuk babamýn önündeki þýrayý alýp getir, içinde votka olmayan bir tane götür, çabuk!”

Garson Ali telaþla, babasýnýn önündeki þýrayý alarak geldi, hemen votkasýz bir tane doldurup götürdü, önüne býraktý. Babasý garsonun hareketlerine bir anlam veremeyerek olaný seyretti. Mutfaðýn küçük servis penceresinden onu seyretmeye baþladý. Babasý býrakýlan þýradan bir yudum aldý, alýr almaz vazgeçti içmekten. Hoþuna gitmemiþti götürülen þýra. Arda’nýn önüne konulmuþ olan þýraya uzandý, ondan bir yudum alýp beðendi ve kendi votkasýz þýrasýný onun önüne býrakarak kazýkladý onu. Lavabodan dönüyormuþ gibi yaparak yerine oturdu. Köfteyi yemeðe devam etti. Babasý da köftesini ucun ucun yiyerek þýrasýný içti, bitirdi. Bu defa garsona kendisi seslendi.
“Ali, evladým, aynýndan bir þira daha rica edebilir miyim?”

Ali boþ bardaðý götürüp dolusunu getirdiðinde, getirilenden bir yudum içen baba hemen itiraz etti. “Yok, hayýr, bundan deðil, ötekinden!”

Ali çaresizlikle Arda’ya baktý, üzüntülü götürdü þýrayý, içine votka katarak geriye getirdi. Baba, getirilenden içtikten sonra, “Oh…” diye iç çekerek damaklarýný þapýrdattý. “Yiyeceklere, içeceklere bu lezzeti katan Allah’a þükürler olsun. O yarattýðý her þeyi kusursuzlukla ödüllendirmekte…”

Arda, Allah ile ilgili düþünceleri deðiþik olan birisiydi, gene de hiçbir konuda olduðu gibi bu konuda da babasýyla söyleþmemeyi tercih ederdi. Fakat ne olduysa o an dilini kontrol edemedi ve dilinden, “Hangi Allah?” diye bir soru çýkmasýný önleyemedi. Galiba babasýný kýzdýrmak istemiþti dili ve eve sarhoþ gidiþlerinde olduðu gibi karþýsýndakinin ukalalýklarýný sineye çekerek korkutacaðýný sanmýþtý.

Baba, aðzýný þapýrdatarak içip bitirdiði þýranýn boþ bardaðýný garsona doðru uzattý. “Evlat, bir bardak daha getir; pek nefis olmuþ…” dedi. Galiba sinirlenebilecek kadar kafasý güzelleþmiþti, onu “Ne demekmiþ o, hangi Allah filan? Bir tane Allah vardýr!” diyerek azarladý.

Azarlanmaktan tahrik olduðu için mi, ne, birden, “Tek Tanrý’nýn tek bir dini olmaz mý?” diye çýkýþýverdi babasýna. “Ne bu böyle, çeþit çeþit? Davudilikmiþ, Musevilikmiþ, Hýristiyanlýkmýþ, müslümanlýkmýþ, Hinduluk, minduluk, bir sürü din var ortalýkta. Bir dindekiler, gerçek din bizim dinimiz, ötekiler sahtedir, diyerek diðer dinleri tanýmýyorlar!..”

Baba, azarlamak yerine bu defa kuran diliyle cevap vermek isteyerek, “Ýnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah peygamberleri müjdeleyiciler ve uyarýcýlar olarak gönderdi. Onlarla beraber anlaþmazlýða düþtükleri konularda, insanlar arasýnda hükmetsinler diye gerçeði taþýyan kitabý hak olarak indirdi,” diyerek bir þeyler konuþmaya baþlayýnca, gene dilini zapt edemeyerek,
“Gerçek ne?” diye sordu. “Senin için indirilen kitap mý? Onun için indirilen kitap mý?”

Babasý bir salaða laf anlatma sabýrlýlýðý ile þýra bardaðýný dikti kafasýndan, Ali’ye yeni bir iþaretle tazelemesini emretti. “Gerçek olan, elbette Allah tarafýndan indirilen kitaplarýn hepsi...”

Arda, önünde duran votkasýz þýradan bir yudum alarak dudaklarýný ýslattý, “Ama onlar senin kitabýnýn ve ötekilerin kitabýnýn sahte olduðunu iddia ediyorlar,” dedi.

Ali yeni þýrayý getirdiðinde, babasý, ona doðru bakarken, “Sen de, onlarýn kitabýnýn eskidiðini, demode olduðunu iddia etmiyor musun?” diye sorunca zavallý Ali kendisine bir þey sorulduðunu sanarak,

“ Kim, ben mi?” diye sordu.

Arda, “Aliciðim sana deðil, sen iþine bak,” diyerek müdahale etti ona. “Her peygamberin yeni bir din kurmasý neden? Neden inananlar arasýnda din çatýþmalarý yaratmýþlar? Ýlk gelen dini geliþtirseydi ya her peygamber. Öyle müjdeleselerdi, öyle uyarsaydýlar.”

Babasýnýn sabrýný zorluyordu. “Allah, inananlarý, üzerinde tartýþmaya girdikleri gerçeðe tekrar ulaþtýrýr. Bunu Bakara Suresi söylüyor, ben deðil. Bakara suresinin 213. ayetinde, ‘Allah, dilediði kiþiyi / dileyeni dosdoðru yola iletir,’ deniliyor.”

“Öyleyse, benim dinim, senin kitabýn diye çatýþmalar niye? Kutsal kitaplarda anlaþmazlýða düþenler, o kitabýn taþýyýcýlarýndan baþkalarý deðil ki!. Din adýna insanlarý hesaba çekmeye kalkanlar, kendilerinin bir tür göstergesi olan bu illetlerle insanlýðý saptýrmýþ, periþan etmiþ, Allah’tan ve dinden tiksinir hale getirmediler mi zaten?.”
“Tabii ki, her devirde iyilik, güzellik ve hayýr sergileyenlerin varlýðý da inkar edilemez.”
“Onlarýn varlýðý, Kur’an adýna insanlarý Allah’ýn vekili edasýyla yönetmeye kalkýþan rejimlerin ve onlarýn diktatörlerinin dinimize verdiði korkunç zararlarý hafifletti mi? ‘Þeriat isterük!’ diye galeyan yaratmak isteyenlere sorarsan, aðzýnla kuþ tutsan, onlar gibi deðilsek, tu kakayýz, kafiriz, dinimiz de, kitabýmýz da, her þeyimiz de sahte...”

Bu son sözlerinde, dinimizin, kitabýmýzýn sahte olduðunu iddia ettiðini sanan babasý sinirlerini kontrol edemeyerek, “senin bombok bir herif olduðunu biliyordum, ama ateist olduðunu henüz öðrenmiþ oldum. Rezil rüsva!” diye baðýrdý. Son gelen þirayý dikti kafasýndan, bitirdi, kýzgýnlýkla kalktý yerinden, “gözüm görmesin seni, bir daha! Benim evim satanist tapýnaðý deðil, ne zaman iman eder, tövbe eder, hidayete erer isen, o zaman gel evime! Yoksa, kendine kalacak baþka bir yer bul!” diye söylenerek yalpalaya yalpalaya çýkýþa doðru yürüdü.

Yanýna yetiþerek, “beni yanlýþ anladýn babacýðým, ben yobaz takýmýnýn bizi nasýl gördüðünü anlatmak istedim…” derken, sarhoþlaþmýþ olan babasý sinirleri iyice kontrolden çýkmýþ bir halde ona döndü, yaratana sýðýnarak bir tokat patlattý suratýna. “Düþ yakamdan, Allah düþmaný!”
O daha neye uðradýðýný anlayamadan, babasý çýktý, gitti.
*


















Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bireysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhittin Amca...
Hempa...
Hanýmeli...
Siktiriboktan…
Basgitar...
Nerede O Eski Öðretmenler…
Öpücük Tutkusu...
Alma "Nur"un Ahýný…
Çapkýným, Hovardayým…
Göz Hakký...

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Krallarýn Kraliçesi
Balkonlu Ev...
Bizim Köyün Ayýlarý... 2.
Nil Kraliçesi.
Kur'an Ayetlerinden
Facebook Tatilcileri
Babam…
Madam...
Azap Yolu - 1
Azap Yolu - 2

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Part - Time Seviþmeler [Þiir]
Bir "Hiçbir Þey" Olmak [Þiir]
Deliler Bayramý [Þiir]
Nazlý Nazlý Karýlar... [Þiir]
Gülbahar'ým; Can Çiçeðim! [Þiir]
Ýkimiz Ýçin [Þiir]
Hayatým [Þiir]
Halepçe [Þiir]
Senden Önce, Sensiz [Þiir]
Çapkýn Kýz... [Þiir]


Kemal Yavuz Paracýkoðlu kimdir?

Okur yazar, okuduðunu anlar, yazdýðý okunur, emekli büro memurluðundan devþirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiþtir, kendine özgü bir yazý dili kullanýr...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.