..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Cumhuriyet fikir serbestliði taraftarýdýr. Samimi ve meþru olmak þartýyla her fikre saygý duyarýz. -Atatürk
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Kemal Yavuz Paracýkoðlu




24 Kasým 2011
Gavat Sensin…  
Kemal Yavuz Paracýkoðlu
Kadýncaðýzýn sabrýnýn iyice tükendiði bir gün, bak herif, ben seni boynuzlamadýðým halde, boynuzladýðýmý iddia edip zulmediyorsun ya, seni öyle bir boynuzlayacaðým ki, boynuzlamam için þalvarýmýn uçkurunu sen çözeceksin, seni boynuzladýktan sonra da gene uçkurumu sen baðlayacaksýn, boynuzlandýðýný da ruhun bile duymayacak, ama ben duyurup sonra da seni terk edeceðim, demiþ.


:AEJG:


Metin, Eskiþehir Bahçelievler’de otururken Güllük Mahallesinin Bahçelievler ile birleþtiði ara bölgede, Talatpaþa caddesinde oturan Muazzez ismindeki bir kýza büyük bir platonik aþk ile tutulmuþtu. Platonik aþk diyorum, çünkü kýz yirmili yaþlardaydý, Metin ise on altý filan. Kýzýn oturduðu evin arka tarafýnda bulunan bir arsada siniyordu ve kýzýn bahçeye çýkmasýný bekliyordu. Bahçeye çýktýðýnda da, onun için yazdýðý þiirleri veya aþk mektuplarýný bir kibrit kutusu içinde kýza atýyordu. Yemin ediyorum ki, kýz hadi mademki sevgili olalým diyerek karþýsýna dikilivermiþ olsa, heyecandan tek cümle edemeden kaçýp gidecekti; öyle de utangaç birisiydi…
Bu kýzcaðýz, Metin’e yüz vermemesine sebep olan asýl sevgilisiyle evlenip kayýplara karýþtýðýnda yasýndan dertlere düþmüþtü.
O yaþlarda her ne kadar yaslansan da, tesellin de çabuk oluyordu ve Metin’in de daha sonra karþýsýna çýkan baþka kýzlara aþýk olarak onu unutmasý mümkün olmuþtu.
Yýllar sonra Metin yirmili yaþlara geldiðinde, ebeveyni, tam da bu kýzýn evi karþýsýnda bulunan Gül apartmanýnýn üçüncü katýndaki bir daireye kiracý olarak taþýnmýþlardý. Haliyle Metin de ebeveyninin yanýna yerleþmiþti. Bu evde otururken nostalji (geçmiþe özlem anlamýnda) yaþayarak karþýdaki kýzýn evine bakýyordu arada sýrada. Bunlardan birisinde, onun, kucaðýnda beþ yaþlarýnda bir kýz çocuðu ve valizlerle çýka geldiðini görünce aklýna ilk gelen þey, kocasýný terk edip geldiði olmuþtu. Daha sonra annesinin komþu dedikodularýndan edindiði bilgilere göre, kocasýnýn bir Alman kadýnýyla anlaþmalý bir evlilik yapmasý için anlaþmalý olarak boþanmýþlardý. Adam Almanya’ya gitmiþ, orada iþ bularak çalýþmaya baþlamýþtý. Yakýnda, oturma izni alýr almaz evlenmiþ olduðu Alman kadýndan boþanacak ve Eskiþehir’e dönerek eski karýsýyla yeniden evlenerek onu da Almanya’ya götürecekti.
Metin’i pencereden bakarken ilk gördüðü an, hayret edilecek bir þey oldu. Metin’i hatýrlamýþtý ve Mehmet ile kendi pencerelerinden sürekli bakýþmaya baþlamýþtý. Aralarýndaki cadde, karþýlýklý konuþsalar birbirlerini duyabilecekleri kadar dar bir yoldu; Metin, hemen iki satýrlýk bir yazý ile, “seni unutamadýðým için bu evi tutup, karþýna taþýndým,” diye yazýp bir don lastiði ile sapan yaparak yazdýðý pusulayý onun bahçesine sýpýttý. Attýðý kâðýt topaðýný aldý, açýp okudu ve itinayla katlayarak cebine filan deðil, direk koynuna, sutyeninin içine sokuþturdu. Bunun ayrý bir anlamý var mýydý, bilemiyorum; ancak yarým saat kadar sonra oldukça þýk bir kýyafet giyinmiþ olarak gözleri Metin’in baktýðý pencerede, çevreye belli etmeden baþýyla peþinden gitmesini iþaret ederek evlerinden çýktý. Metin de sinyali almýþtý tabii ki…
Üstünde bir kot pantolon ve alacalý bulacalý bir tiþört ile evden fýrtýna gibi fýrlayýp peþinden gitti. Beþ on adým gerisinde yürüyerek Sakarya caddesine ulaþtýðýnda, “merhaba Muazzez!” diyerek yanýna sokuldu. Elini uzattý, “merhaba Metin!” diyerek elini sýktý. Hiç tanýþmamýþtýlar, ama birbirlerini yýllardýr tanýyordular; bu karþýlaþma iþte öyle bir andý.
Metin, “Seni kaçýrmak korkusuyla düzgün bir kýyafet giyinemedim. Kusura bakma,” diye bir cümle kurdu, ama cümle tam da böylemiydi, þüpheliyim doðrusu. Kem küm ederek, zar zor konuþuyordu. “Seninle konuþmak istediðim o kadar çok þey var ki…”
O ise çok, ama çok rahattý. Metin’i, “gece, saat tam onda çevreye görünmeden bize gel, oturup uzun uzun sohbet ederiz,” diyerek yanýndan yolladý.
“Saat tam onda…”
Metin, saati on yapýncaya kadar, her halde hayatýnýn en uzun saatlerini yaþamýþtý. Saat ondan sonra ise, hayatýnýn en çabuk geçen saatlerini yaþadýðýna eminim, çünkü o ilk gecelerinde kurduðu çilingir sofrasýndaki hoþ sohbette ve ona büyük bir ihtirasla açtýðý koynunda vaktin sabah olduðunu bile anlayamamýþtý. O ilk gecelerindeki sohbetlerinde, Metin’in aklýnda kalan tek þey, onunla ilgili çektiði yýllanmýþ karasevdayý anlatmaya çalýþýrken, o, Metin’i cinselliðin yeterli olduðuna ikna etmiþti.
Buna ikna olmuþtu, çünkü onunla geçirdiði gecelerin keyfi, duyulabilecek en büyük karasevdadan çok daha keyif vericiydi.
Yaz gelip de, adýnýn Tarýk olduðunu öðrendiði, boþandýðý kocasý Almanya’dan izine geldiðinde bu keyiflerine ara vermek zorunda kaldýlar. Metin’i kocasýyla, “Metin’ciðim, kardeþim gibi sevdiðim bir komþu oðlumuzdur,” diyerek tanýþtýrdýðý zaman, kocasý da Metin’i kardeþ gibi sevilen bir komþu oðlu olarak baðrýna bastý. Ýkisinden de beþ-altý yaþ küçük kardeþleri gibiydi. Bu kimlikle sýk sýk üçlü sohbetleri olmaya baþlamýþtý.
Bir fýkra vardýr : “Kadýncaðýzýn birisi, komþu evde oturan külhanbeyinin onca askýntý olmasýna direnerek, namusunu korumuþsa da, komþu külhanbeyin kalleþçe fiskoslarla kadýnýn kendisiyle düþüp kalktýðýný yaymasý üzerine, hakkýnda dedikodular alýp yürümüþ. Çok kýskanç olan kocasý, bu dedikodular kulaðýna geldikçe de kapýldýðý kýskançlýk krizleri yüzünden karýsýna insafsýzca dayaðý basmýþ…
Kadýncaðýzýn sabrýnýn iyice tükendiði bir gün, bak herif, ben seni boynuzlamadýðým halde, boynuzladýðýmý iddia edip zulmediyorsun ya, seni öyle bir boynuzlayacaðým ki, boynuzlamam için þalvarýmýn uçkurunu sen çözeceksin, seni boynuzladýktan sonra da gene uçkurumu sen baðlayacaksýn, boynuzlandýðýný da ruhun bile duymayacak, ama ben duyurup sonra da seni terk edeceðim, demiþ. Bunu dediði için de bir dayak daha yemiþ ya, olsun varsýn…
Aylar sonra adamýn, kadýnýn bu dediklerini unutup, caný bir mantý istemiþ ki, karýsýný yalvar yakar mantý yapmasý için ikna etmiþ. Kadýncaðýz, tamam, git, kasaptan kýyma, bakkaldan da yumurta, yoðurt ve un alýp gel de yapayým diyerek kocasýný yollamýþ. Kocasý gider gitmez komþu evdeki bekar külhanbeye koþturmuþ, seninle yatmayý kabul ediyorum, bize gel de yatalým, diyerek, adamý sokmuþ evine. Adamý anadan üryan soyup, tahrik ederken kocasýnýn geldiðini duyarak tuvalete sokup, orada saklanmasýný istemiþ. Kocasý gelmiþ. Kadýncaðýz hamuru yoðurmuþ, elleri hamur içinde, çok sýkýþtým, altýma kaçýracaðým, çöz þu uçkurumu da, helaya girip çiþimi yapayým, diyerek þalvarýnýn uçkurunu çözdürmüþ kocasýna, helaya girmiþ. Külhanbeyinin hela içinde, ayak üstünde gönlünü ederek çýkmýþ heladan, kocasýna, yine, çek þu þalvarýmý da uçkurunu baðlayýver, ellerim hamur, diyerek uçkurunu baðlatmýþ. Sonra da, aç helanýn kapýsýný da içeri bak, diyerek kocasýný helaya yollamýþ. Kocasý, hela kapýsýný açar açmaz, basmýþ çýðlýðý tabiî ki… Kadýn o arada çýkmýþ, gitmiþ. Gidiþ o gidiþ. Gerisindeki iki herifin ne yaptýklarýný merak ederek baþýný çevirip bakmamýþ bile…”
Muazzez, bu fýkrayý anýmsatan þeyleri yaþattý Metin’e; kocasý içkiye çok dayanýksýzdý ve çabucak sýzýp kalýyordu, sýzmýþ haldeki kocasýný sadece külotu kalýncaya kadar bir güzel soyup, yataðýna sokarak yatýrdýktan sonra, adamýn horlamalarý kulaklarýnýn dibinde ortalýðý inletirken, hemen yataðýn yamacýnda da Metin ile yatýp saatlerce seviþiyordu. Kocanýn dibindeki bu iliþkinin kendisini büyük bir zevke gark ettiðini söylüyordu. Ýlk zamanlar böyle bir iliþki Metin’Ý çok korkutmuþtu, ama sonradan týpký Muazzez gibi, o da büyük bir zevke gark olur olmuþtu...
Türkiye’de iþsizliðin had safhaya çýktýðý o günler patronlar yevmiyelerini iyice düþürüp, ister çalýþýn, ister çalýþmayýn diyerek restlerini çekmeye baþladýðý için, müzisyenlikten iyice býkmýþtý. Bir yolunu bulup kapaðý yurt dýþýna atanlar paçayý kurtarýyordular. Üçlü sohbetlerinden birinde, ‘ben de ayný þeyi yapmak için bir arayýþ içindeyim’ demiþti.
Tarýk, yurt dýþýna giderken vedalaþmak için geldiðinde, yurt dýþýna çýkmanýn en kolay yolunu öðrenmiþ oldu.
Tarýk, “yurt dýþýna kapaðý atmanýn en kolay yolu, yabancý uyruklu bir kadýn bulup, onunla evlenmektir,” diyordu.
‘Ýyi de, benim gibi hiç yabancý dil bilmeyen çekingen ve beceriksiz birisi, yabancý uyruklu kýzý nereden bulup, nasýl tavlar, nasýl evlenir?’ Olacak þey deðildi bu…
Tarýk, “tavladýðýnla deðil, bunu iþ edinen yabancý uyruklu kadýnlardan birisiyle evleneceksin,” deyince Türklerle evlenip onlarý memleketlerine götürerek para kazanan yabancý kadýnlarýn varlýðýný da öðrenmiþ oldu. Genelde kerhane karýsý, telekýz, ya da sokak karýsý oluyormuþ bunlar ya, olsun varsýn. Maksat mutlu bir yuva kurmak deðil, yurt dýþýna kapaðý atmak.
Tam bu iþ oldu, kurtuldum, diye çýðlýk atacakken, çýðlýðý kadýnlara vermesi gereken parayý duyunca attý. Küçük müçük deðil, kocaman bir servetti ödenecek para…”O kadar param olsa, açarým bir bakkal dükkaný, otururum memleketimde,” diyerek, Tarýk’a, yurt dýþýna çýkmanýn bu yolunu kotaramayacaðýný söyledi.
Metin’i kardeþi gibi seven sevgili Muazzez’in sevgili kocasýyla vedalaþtýlar, gitti.
Metin, tam bir yýl sonra Tarýk’tan kýsa bir mektup aldý. Kendisinin gerekli olan oturma iznini aldýðýný, Alman karýsýyla evli kalmasýna artýk gerek kalmadýðýný, sýrf, Metin’i yurt dýþýna götürebilmek için, Türkiye’ye gelirken onu da getireceðini, kendisi Muazzez ile yeniden evlenirken, boþandýðý Alman karýsýyla da Metin’i evlendireceðini ve bu iþler için ödenen parayý da orada çalýþmaya baþladýktan sonra taksitle ödeyebileceðini yazmýþtý. “Tek þartým þu: evlendiðinizde onu sahiplenmeye kalkýþmayacaksýn, zira biz birbirimize aþýðýz ve ömrümüzün sonuna kadar birlikte olacaðýz. Bunu bir sýr olarak saklamaný rica ediyorum, özellikle de Muazzez’in kulaðýna sakýn gitmesin…”
Onun Alman karýsýný elbette ki sahiplenmeyecekti. Niye sahiplensin ki? Türk karýsý yetiyordu ona… Maksat evlenip bir yuva kurmak deðil, yurt dýþýna kapaklanmak…
Ýyi ama, o Metin’in karýsýný sahiplenmiþ olmayacak mýydý? Kadýn Metin’in nikahýnda olacaktý, ama geceleri onun koynunda geçirecekti. Yani, düpedüz Metin’in ona Muazzez ile yaptýðýný o da Metin’e Alman karýsýyla yapacaktý. Bir baþka deyiþle, Metin’e, gavatlýk yaptýracaktý!
Yok… Bu olamazdý.
Metin, hemen iki kelimelik bir cevabi telgraf yazýp, yolladý Tarýk’a: “Gavat sensin!...”
*























Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bireysel kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhittin Amca...
Hempa...
Hanýmeli...
Siktiriboktan…
Basgitar...
Nerede O Eski Öðretmenler…
Öpücük Tutkusu...
Alma "Nur"un Ahýný…
Çapkýným, Hovardayým…
Göz Hakký...

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Krallarýn Kraliçesi
Balkonlu Ev...
Bizim Köyün Ayýlarý... 2.
Nil Kraliçesi.
Kur'an Ayetlerinden
Facebook Tatilcileri
Babam…
Madam...
Azap Yolu - 1
Azap Yolu - 2

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Part - Time Seviþmeler [Þiir]
Bir "Hiçbir Þey" Olmak [Þiir]
Deliler Bayramý [Þiir]
Nazlý Nazlý Karýlar... [Þiir]
Gülbahar'ým; Can Çiçeðim! [Þiir]
Ýkimiz Ýçin [Þiir]
Hayatým [Þiir]
Halepçe [Þiir]
Senden Önce, Sensiz [Þiir]
Çapkýn Kýz... [Þiir]


Kemal Yavuz Paracýkoðlu kimdir?

Okur yazar, okuduðunu anlar, yazdýðý okunur, emekli büro memurluðundan devþirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiþtir, kendine özgü bir yazý dili kullanýr...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.