Hiçbir kýþ sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uðramadan geçmiyor. -Hal Borland |
|
||||||||||
|
Not: Parantez içindeki bölümler tarifle ilgili deðil. Sütlâcýn yalnýzca tarifini almak isteyenler, parantez içindeki bölümleri okumasýnlar. Benim amacým hem sütlâcýn tarifini yapmak hem sohbet etmek. Malzemeler þöyle: - 2 kg süt. - 1 kahve fincaný pirinç. ( Hemen herkese, pirincin miktarý az gelir nedense. O kadar süte bir fincan pirinç az olur diye düþünürler. Siz de öyle düþünürseniz, yanýlýrsýnýz. Çünkü süt o kadar kaynayacak ki, kaynaya kaynaya azalacak. Hele sütünüz hileli yani suluysa, süt yarýya inecek. Bakýn aklýma ne geldi: Yoðurt satan biri yoðurda zam yapmýþ. Alýcý kýzmýþ; ” Ne zammý bu böyle? Süte zam gelmedi ki yoðurda zam gelsin.” demiþ. Yoðurtçu þöyle cevap vermiþ: ” Süte zam gelmedi ama suya zam geldi.”....Sizin sütünüz de suluysa, kaynaya kaynaya; bürütken neredeyse millet vekili maaþý kadar olan, ama kesintiler çýkýnca kuþa dönen memur maaþý kadar kalýr. Civciv yemi gibi...O nedenle sakýn pirinci fazla koymayýn. Soðuyunca beton gibi olur sonra sütlâcýnýz. Daldýrýrsýnýz kaþýðý kâseye, çakýlýr kalýr. Çýkarabilirsen çýkar.) - Arzuya göre toz þeker. ( Þekeri önce az koyun. Piþirirken arada bir tadýna bakarsýnýz. Azsa, “ Uðra getir Keloðlan.” misali azar azar þeker koyarsýnýz... Çaresi yok deðil ya; yeter ki Allah baþka keder vermesin. “ Keder ” dedim de aklýma geldi; bizim komþunun oðlu üçtür üniversite sýnavýna giriyor, kazanamýyor. Annesi kahroluyor üzüntüden. ”Allah herkese akýl daðýtýrken bu çocuk neredeydi bilmem.” diye söylenip duruyor. Haklý kadýn. Ýnsan üç senede profesör olur be... Çocuk da haklý, demek ki kapasitesi o kadar. “ Vermeyince Mabut, neylesin Mahmut ! ” demiþler. Hem, her çocuk illâ ki üniversiteye mi gitmeli! Yeteneði olan bir dalda eðitim alsýn zavallý. Örneðin beni gönderin bakalým konservatuara, verin müzik eðitimi. En basit “ Postacý ” þarkýsýný, - býrakýn kemaný - mandolinle çalabilirsem, ne isterseniz alayým size. Yeteneðim yok bu alanda, ne yapabilirim ki ! Sesim de çok kötü. Evde iþ yaparken, sesim kötü demem, karga gibi sesimle þarkýlar, türküler söyler dururum. Bir sabah kalkar kalkmaz baþladým þarký söylemeye. Eþim uyuyordu. Baþýný kaldýrýp bana ne dese beðenirsiniz: “ Kâmuran ! Susar mýsýn lütfen ! Uyuyorum ben. Hem yanlýþ söylüyorsun, o nedenle rahatsýz oluyorum.”... Kendisi müzikte çok iyidir. Birkaç tane müzik aletini çalabilir. Sesi de çok güzel. Ýþte o nedenle karga gibi sesime dayanamýyor.....Ama þimdi tv’deki bazý þarkýcýlarý dinleyince, eþimin bana nasýl haksýzlýk ettiðini daha iyi anlýyorum. Sesi ancak benimki kadar güzel olanlar bile assolist oldu çýktý. Ama fizik var onlarda caným. Dal gibi vücut, incecik bel, ayný kum saati gibi. Bende o da yok.Vardý da birazcýk, bu yaþta kalmadý. Ben de þu an sahip olduklarýmý; diyetlerle, yürüyüþlerle biraz daha misafir etmeye çalýþýyorum. Zaten saðlýk olsun, güzellik olsun, varlýk olsun, insana misafir. Bir bakarsýn var, bir bakarsýn yok. Atalarýmýz “ Güzellik bir sivilceye; varlýk bir kývýlcýma bakar.” diye boþuna dememiþler.) - 1 yumurta. - Ýki silme tatlý kaþýðý mýsýr niþastasý. - Azýcýk damla sakýzý.( Ben koymam. Bizimkiler sevmiyorlar. ” Sütlâç süt kokmuyor o zaman.” Diyorlar. Bir seferinde damla sakýzý koymuþtum, sevmediler. “ Dilenciye hýyar vermiþler, eðri diye beðenmemiþ.” derler ya, iþte aynen öyle. Bulmuþlar da bunuyorlar. Ben de o nedenle koymuyorum. Madem yapacaðým bir hayýr, makbule geçsin. ) Yapýlýþý: Sütten bir su bardaðý kenara ayýrýn, gerisini pirinçle beraber ocaða koyun.( Sakýn ola ki pirinci öyle azýcýk suyla da olsa asla piþirmeyin. Pirinç illâ ki sütle piþecek. Sütlâcýn püf noktasý iþte burasý. Bana da Neþe Haným öðretti, saðolsun, siz tanýmazsýnýz. Kadir Bey’in eþi. Kadir Bey de kim mi? Seksenli yýllarda Mudurnu’da bölük komutaný olarak çalýþmýþ bir bey. Þimdi emekli. Þu anda bir iþ yapýyor mu bilmiyorum...Yýllar önce bir gün Neþe Haným’a gittim. Bana sütlâç ikram etti. Aman tanrým! O ne güzel tat ! Sütlâç deðil de sanki pirinçli dondurma. O kadar güzel. Kabak tatlýsýný da çok güzel yapar. Hele sütlâcýn profesörü. Nasýl yaptýðýný sorunca bana þöyle dedi: “ Önce sen bir anlat bakalým, sen nasýl yapýyorsun? ” Bilmiþ bilmiþ baþladým anlatmaya. ”Az suyla pirinci haþlýyorum.” der demez; “ Olmaz ! Sen yanlýþý en baþta yapýyorsun. Pirinci sütle haþlayacaksýn.” Dedi. Ýþte o günden beri sütle haþlarým pirinci. Ah Neþe Hanýmcýðým ah! Kulaklarýn çýnlasýn. Nasýl da özledim. Ýki yýldan fazla oldu görüþmeyeli. Bir kedisi vardý, yaþýyor mu acaba? Kedileri çok sever de. Eðer kedisi öldüyse, Neþe Haným üzüntüsünden hasta olmuþtur. O kadar düþkün kedisine.......Ýyi ki aklýma geldi. Þu yazýyý bitirince kendisini telefonla arayayým. Bakalým kedisi yaþýyor mu.) Pirinçler iyice yumuþayýncaya kadar sütü kaynatýn. Arada bir karýþtýrýn ki dibine tutmasýn.( Varsa, süt taþýrmaz koyun tencereye. Eðer yoksa, cam bir çay tabaðý da koyabilirsiniz. Benim süt taþýrmazým var. O nedenle, taþmasýn diye sütlâcýn baþýnda hasat kargasý gibi beklemem gerekmiyor. Süt ocakta kaynarken ben baþka iþler yapýyorum. Süt taþýrmaz týkýrdadýkça, sütün kaymaðý bölünüyor ve süt taþmýyor. Ýffet Haným Teyze hediye etmiþti yýllar önce; ablamým kayýnvalidesi yani. Allah razý olsun, onun sayesinde süt taþýrmaktan , ikide bir ocak silmekten kurtuldum. Ne güzel bir hediye di’mi? Kimin aklýna gelir ki birine süt taþýrmaz hediye etmek! Eþim , doðum günlerimi unuttuðunda “Alacak hediye bulamýyorum.” mazeretine sýðýnýr. Ayol yer gök hediyelik eþya satan maðaza dolu. Ýnsan nasýl olur da alacak hediye bulamaz. “ Namaza meyli olmayanýn, kulaðý ezanda olmaz.” Derler. Hediye almaya niyeti olan, alacak bir þey bulur. Ýþte süt taþýrmaz......Küçük bir hediye ama çok gerekli. Saðolasýn Ýffet Haným Teyzeciðim... Görseniz o da nasýl yaþlanmýþ nasýl yaþlanmýþ. Daha da mý yaþlanmasýn! Sekseninden fazla maþallah. Acaba ben o yaþa gelebilecek miyim. Hiç umudum yok. Zaten öyle çok uzun ömür istemiyorum. Elim ayaðým tutarken, kimselere muhtaç olmadan çekip gideyim. Bugün ziyaret ettim Ýffet Haným Teyze’yi. Hasta da. Allah þifasýný versin. Hem tansiyonu çýkmýþ hem þekeri. Yani þu tansiyon ve þeker, milletin baþýna belâ. Bana da musallat olacak diye ödüm patlýyor. ) Pirinçler iyice yumuþayýnca, arzunuza göre þeker ilâve edin.( Kimi çok tatlý sever sütlâcý, kimi az tatlý. O nedenle þeker koymada tamamen özgürsünüz. Pirinci sütle piþirme mecburiyeti var ama, þeker konusunda özgürsünüz. Ben çok þeker koyarým. Çünkü bizimkiler çok tatlý severler sütlâcý. Benim de yiyebildiðim tek tatlý sütlaçtýr ama yemem. Yalnýzca tadýna bakarým. Kilo almaktan korkarým da onun için yemem. Zaten insana ne olursa çok yemekten olur. ”Aç mezarý yok.” demiþ atalarýmýz. Kilo deyip geçmeyin, bu kilo konusu çok önemli. Azýcýk þundan azýcýk bundan yiyeyim derseniz bir bakarsýnýz, kilolu biri olup çýkmýþsýnýz. Düþünün ki yolda yürümüyorsunuz da top gibi yuvarlanýyorsunuz. Ayrýca gereksiz bir aðýrlýk yüklenmiþ olursunuz fala kilo alýnca. Boþuboþuna ne diye onlarca kilo aðýrlýk taþýyasýnýz ki! Altmýþ kiloluk bir bedeni taþýmak baþka, doksan kiloyu taþýmak baþka. O nedenle boðazýmýzý tutmak gerekiyor. Malum sütlâç çok kalorili. Ýþte o nedenle tadýna bakarým yalnýzca.” Can boðazdan gelir.” ama, boðazdan da çýkar. Biliyor musunuz kilo almamak veya diyet yapmak hem saðlýklý hem çok ekonomik. Bir kere mutfak masrafýnýz üçte bir falan azalýyor. Ayrýca onbeþ sene önce aldýðýnýz giysileri bile giyebiliyorsunuz. Daraldý, kýsaldý derdiniz olmuyor. Ýkide bir yeni giysi almak zorunda kalmýyorsunuz. “ O zaman da modasý geçer giysilerin.” mi dediniz? Geçsin caným, podyuma çýkacak deðilsiniz ya! Ama eðer mankenseniz, sanatçýysanýz o zaman baþka tabi. ) Þekeri kattýktan sonra birkaç dakika kaynatýn. O kaynarken, bir kenara ayýrdýðýnýz süte mýsýr niþastasý koyun, bir tane de yumurta kýrýn ve iyice çýrpýn. ( Benim çýrpýcý da daðýldý gitti. Bir arkadaþým almýþtý bana. Yirmibeþ senedir kullanýyorum. Ne saðlammýþ. Daha yeni yeni pek iþ görmez oldu. Unutmayayým da , en kýsa zamanda bir çýrpýcý alayým kendime...Alacak þey de hiç bitmiyor ki ! Al al al! Yani para bassan, ya da tohumunu bulup eksen gene yetiþecek gibi deðil. Bardakla kazan, sürahiyle harca. Öbür dünyaya, borçlu gideceðiz bu durumda.) Bu karýþýmý kaynayan süte azar azar akýtarak dökün. Birkaç dakika kaynattýktan sonra sütlâcý ocaktan indirin. Fýrýnlanacaðý için cam veya metal kâselere koyun sütlâcý. ( Bakýn ben nasýl koyuyorum kâselere: Ocaðý iyice kýsýyorum, sütlaç ocaktayken. Sütlâç bir taraftan kaynarken ben de bir taraftan kâselere koyuyorum. Sütlâç kaynadýðý için, pirinçler tencerenin dibine çökmüyor . Böylece her kâseye koyduðunuz sütlâç ayný koyulukta oluyor. “ Herkes kaþýk yapar ama, sapýný ortaya denk getiremez.” Demiþler. Madem kaþýk yapacaðýz, ne yapýp edip sapýný ortaya denk getireceðiz. Yaptýðýmýz iþin hakkýný vermek lâzým. Kaçak güreþmenin alemi yok. O nedenle, iyi bir sütlâç yapmak için, gereksiz gibi görünen ayrýntýlara dikkat etmek gerek.) Sýra geldi sütlâçlarý fýrýnlamaya. Kâseleri fýrýn tepsisine koyun, fýrýna sürün. Fýrýnýn yalnýzca ýzgara kýsmýný çalýþtýrýn. Sütlâçlarýn üzeri kýzarýnca fýrýndan çýkarýn. ( Bizimkiler biraz yanýkça severler sütlâcý. O nedenle ben, sütlâçlarýn üzeri neredeyse yanýncaya kadar fýrýnda tutarým. Eðer cam kâse kullanýrsanýz, sakýn ýslak veya soðuk zemine koymayýn kâseleri. Fýrýndan çýkarýrken, nemli veya ýslak bezle falan tutmayýn.Yoksa çatlar cam kâseler...Yazýk deðil mi! “ Deveye kalk oyna demiþler; bir çam, bir de çardak devirmiþ.” hesabý olmasýn yani......Hani þu kuplu, camdan çay fincanlarý var ya, sütlâç için ideal; iþte ben onlara koyarým sütlâcý. Kulpundan tutup yemesi rahat oluyormuþ. Bu, eþimin görüþü.) Ýþte hepsi bu kadar. Bakmayýn tarifin uzun sürdüðüne. Ben araya birkaç cümle sokuþturdum da o nedenle böyle uzun sürdü. Bürüt yüz satýrsa, net on- onbeþ satýr. Neden mi öyle yaptým? Muhabbet olsun diye. Hem ne demiþ atalarýmýz: “ Yalan katmayýnca lâf artmaz, haram katmayýnca mal artmaz.” Krem kramelimi de çok beðenirler. Ýsterseniz bir dahaki sefere onu da tarif edeyim. Nasýl olsa üç – beþ satýrlýk bir tarif. Ne dersiniz?
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |