"Bilmezlik ile ne hoþtum; hayalimde ne güzellik, ne de aþk vardý." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Hatýrlarsýnýz deðil mi? Her yeni yýl kutlamasýnda birbirimize yazdýðýmýz kartlarý, mektuplarý, mesajlarý… Bende çokça yazardým, çok da alýrdým. Bazýlarý þiirsel olur, bazýlarý sade, ama konu neredeyse hep aynýydý. Sýklýkla yazdýðým bir tane, “yeni yýlýn size, ailenize, ülkemize ve tüm dünyaya sevgi, mutluluk, saðlýk ve barýþ getirmesi dileðiyle” ne güzel sözcükler deðil mi? Gözlerimiz ýþýldýyor sözcüklere tek tek deðince… En azýndan yýlda bir kez de olsa bu sözcükleri eþimize, dostumuza, ailemize ve daha nice kiþilere dillendirmiþizdir. Benim senin gibi baþkalarý da böyle yapar, hatta politikacýlar, devlet büyükleri, kimi sanatçýlar da aþaðý kalmaz onlar tüm halka benzer dileklerini iletirler, reklam panolarýnda, neon ýþýklarýnýn hemen altýnda yanýp söner isimleri. Herkes bu güzel dilekleri en azýndan yýlda bir kez bile olsa birbirine iletiyor, sevginin paylaþýlmasý, güçlenmesi, çoðalmasý için çabalýyor. Ne güzel deðil mi? Þimdilerde postacý kapýmýzý ayda yýlda bir kez týklýyor. O da üç abone olduðumuz su-elektrik-telefon faturalarýnýn tahsilâtýna birer davetiye olduðu için. Peki, nerede hata yaptýk? Nerede tepe taklak olduk? Yolunda gitmeyen ne? Niye her televizyonu açtýðýmýzda hep savaþ görüyoruz. Neden saat baþý haberlerde iç bunaltýcý olan kan rengine bulanmýþ kareler bize sunuluyor? Havada kan kokularý, sýcaktan cinnet geçirip, uykuda eþini boðazlayanlar, boþanmalar neden artmaya baþladý? Her yerde gözyaþý ve þehit cenazelerinde tabutlara sarýlýp aðýt yakanlarýn, haykýranlarýn fotoðraflarý var. Sorarým nerede hata yaptýk* Ne zaman “yeni bir haber var mý” diye televizyonu açýyorum, gözlerimin önünden resmi geçit gibi seyiriyor; çýðlýklar, trafik kazalarý, mecliste ise çocuklarýmýza kötü bir model olan, küfürlü milletvekili kavgalarýný izlemek zorunda kalýyoruz. Öyle güdülendik ki, Pavlov’un köpekleri gibi akþam yedi haberlerine, sanki kan kokusu ve þiddet içerikli sunumlarla, kanýmýzýn kimyasýndaki eksik olan adrenalini büyük bir göz ve aðýz ýslanmasý ile seyredip, þiddet duygularý, kaygýlarý yükleniyoruz. Ekranlarda tek tek cesetleri sayýyoruz. Sanki cami hocasý olduk her birimiz; dudaklarýmýzdan üç ihlâs bir Elham okuduktan sonra üflüyoruz az önce izlediðimiz, topraða girmeden ölenlerimize. Ölenlerin yakýnlarýný teselli eden aðlak izleyiciler oluyoruz kimi kez de… Bize öðretilen, görsel þiddet. Görüntü kirliliðinden baþka bir þey deðil. Bir reyting uðruna, izlenme rekorlarý kýrýlmasý için toplumun beyinleri þiddetle yýkanýyor. Bunlarý verince bizlerden çalýnanlarý kimse fark etmiyor mu? Ne mi çalýnýyor? Kalbimizdeki güzellikleri… Güzel ve iyi dileklerimizi… Birbirimce olan saygý ve sevgimizi… Nerede iyi ve faydalý bir þey yaþanmýþ, haberimiz yok! Kim insanlýk için hayatýný feda etmiþ, kim yaþamýn önemli eþiklerinden aþýp ilerlemiþ? Neden yalnýzlýklarýmýza sýðýnýp, birbirimizden uzaklaþtýk? Niçin sevinçlerimiz azaltýp, neþe duygusunu yitirdik? Düþünüyorum da aklýma þu soru geliyor: Biz nerede ve ne zaman çuvalladýk? DÜÞÜNMEKTEN VAZGEÇTÝÐÝMÝZDEN BERÝ… Kulaðýmýn içinde aksi sedaydý bu sözcükler. Kendimiz olabilmek ilkesini; yeteneklerimizin verimli bir þekilde baðýmsýz kullanabilme, özgür, eleþtirel düþünceye sahip olma, benliðinin sýnýrlarýný aþarak sevme duygusuna ulaþabilmek, insanlara BÝZ bilinciyle yönelmek, onlarla kominal iþbirliði yaparak geliþmek, sürekli vererek kaybýn endiþelerini yaþamamakla gerçekleþebilir ancak. Bizler hamlýktan ve düþünce kirliliklerinden kurtulamadýk. Mutlu olama sanatý bizlere öðretilmedi. Anne karnýnda bile huzursuz ve mutsuz geliþirken bir çocuk, doðduðunda varýn artýk siz düþünün yaþayacaklarýný. Ne yaþlýmýza saygýmýz kaldý ne de küçüklerimize saðlýklý, bilinçli, saygýn duruþlarýmýzý verebiliyoruz. Bayramlar eski bayramlar gibi deðil. Yaþlýlarýmýzýn yüzlerinde mutlu ve huzurlu bekleyiþlerin yerini aðlak çizgiler aldý. Bayram þekerlerimizin de eski tatlarý kalmadý. Mutsuz yaþlýlarýmýzý düþününce aklýma çok manidar bir fýkra geldi: "…Yurt dýþýnda yaþayan bir baba oðlunu telefonla arar: “Gününü mahvedeceðim için üzgünüm ama annenle boþanýyoruz, 50 senelik eziyete artýk bir son vereceðiz oðlum” der. Oðlu bu geliþen duruma çok þaþýrmýþtýr: “Baba nasýl böyle bir þey söyleyebilirsin, hem de tamda bayram öncesinde!” Baba devam eder mutsuz bir sesle konuþmasýna: “Bak oðlum, artýk annenle birbirimize hiç tahammülümüz kalmadý, kýz kardeþine de söyle, ona da bu durumdan haberdar et.” Der ve telefonu kapar yaþlý baba. Þaþýran ve ne yapacaðýný bilemeyen genç adam hemen kýz kardeþini arar, o da kýzýp, köpürür, bu yaþta nasýl böyle bir þey yapar bu ihtiyarlar, diye söylenir, duruma el koymak adýna kýz kardeþi babasýný telefonla arar: “Sakýn biz gelene kadar boþanmýyorsunuz, hiçbir þey de yapmýyorsunuz, anladýn mý baba, hiç bir þey, biz uçaða atlayýp hemen geleceðiz.” Der ve telefonu kapar. Yaþlý adam sevinçle karýsýna döner: “Harika, evlatlarýmýz bayramý bizimle geçirecekler, hem de uçak biletlerini kendileri ödeyecekler...” Yukarýdaki fýkrayý okuyunca, hem tebessüm ettim, yaþlý adamýn çekirdek aileyi bir arada tutma giriþimindeki zekice ürettiði çözüm yoluna, hem de uzunca bir zaman düþündüm. “Ýhmal edip, unuttuðumuz sadece yaþlýlarýmýz mýydý?” Yoksa KENDÝMÝZÝ MÝ UNUTTUK? Emine Piþiren/Edremit-Akçay 05.08.2010
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |