Bilim þaþkýnlýkla baþlar. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Sabrýn bu sýrrýný öðrenen samimi mümin, Rabb’inin yapmasýný istediði her davranýþ ve ibadette kararlý olacak ve süreklilik gösterecektir. Kalpleri çeviren Yüce Allah, samimi müminlerin kalplerinde sabrý ve kararlýlýðý yerleþtirir ve ‘Sabur’ (çok sabýrlý) ismini tecelli ettirir. Ýþte müminlerin yaþamlarýnýn tamamýný kapsayan sabrýn gerçek kaynaðý, Rabb’lerine olan imanlarýdýr. Ýman kalbine yerleþmiþ olan mümin, Allah’ýn üstün ve sonsuz ilminin yarattýðý bütün varlýklarý kuþattýðýný, her an herþeyi kontrolü altýnda tuttuðunu, O’nun izni olmaksýzýn hiçbir olayýn gerçekleþmediðini ve Allah’ýn her olayý kendisi için hayýr ve hikmetle yarattýðýný kavramýþtýr. Allah’ýn, müminlerin tek dostu, velisi ve yardýmcýsý olduðunu bilir ve Allah’ýn kendisi için belirlemiþ olduðu kadere kayýtsýz þartsýz teslim olur. Çünkü Rabbimiz inanan kulu için zahiren kötü gibi görünüyor da olsa, herþeyi hayýrla yaratýr ve ona taþýyamayacaðý yükü yüklemez. “Sabret; senin sabrýn ancak Allah(ýn yardýmý) iledir. Onlar için hüzne kapýlma ve kurmakta olduklarý hileli-düzenlerden dolayý sýkýntýya düþme.” (Nahl Suresi, 127) ayetiyle de bildirildiði gibi, Rabbimiz sabýr konusunda da kullarýnýn yardýmcýsýdýr. Allah’ýn her an yanýnda ve yardýmcýsý olduðunu bilmesi ve kader gerçeðini kavramýþ olmasý nedeniyle mümin, sabrý zorlanarak yaþamaz; aksine hoþnutlukla yaþadýðý ve zevk aldýðý bir ibadettir sabýr. Bu noktada Kur’an’daki gerçek sabýrla toplumdaki sabýr anlayýþýnýn farký da ortaya çýkar. Toplumda sabrýn gerçek anlamý, sabýrlý bir insanýn nasýl davranmasý gerektiði ve bu ahlak özelliðinin Rabbimiz’in Katýndaki önemi genellikle bilinmez. Sabýr, insanýn yaþamý boyunca karþýlaþtýðý zorluklara direnmesi, katlanmasý ve tahammül etmesi olarak bilinir. Bu düþünceye göre sabýr ‘bir yere kadardýr’ ve insanýn ‘burasýna kadar geldiðinde’ ise ‘taþmasý’ doðal karþýlanýr. Hatta insanlar arasýndaki en sabýrlý kiþiye “sabýr taþý” denir ve o bile zaman zaman sabrý ‘tükenip, çatlayabilir.’ Ayrýca bu çarpýk anlayýþa göre, sonunda elle tutulur bir çýkar elde edilemeyecekse, bir konuda sabýr göstermeye de gerek yoktur. Yarar saðlamayacak bir konuda sabýr göstermenin, boþu boþuna sýkýntýya katlanmak olduðu düþünülür. Oysa Yüce Allah’ýn Kur’an’da tarif ettiði gerçek sabrýn, toplumdaki bu tahammül anlayýþýyla hiçbir benzerliði yoktur. Müminler sabrý Rabb’imizin bir buyruðu olarak görür ve ömür boyu yaþarlar. Bu nedenle de hiçbir zaman sabýrlarýnda ‘tükenme, taþma, çatlama’ gibi bir durum olmaz. Tüm ibadetleri gibi sabýr ibadetini de yaþamlarý boyunca þevkle yerine getirirler. Bunun yaný sýra onlar yalnýzca Allah için sabrettiklerinden, karþýlýðýnda somut ve dünyevi bir çýkar beklentileri yoktur. Tek beklentileri Allah’ýn buyruðunu yerine getirmenin ve güzel ahlak özellikleri göstermenin karþýlýðýnda Rabb’lerininin hoþnutluðunu kazanmaktýr. Kur’an’da anlatýlan sabýr yalnýzca zorluk zamanlarýnda yaþanan bir ahlak özelliði de deðildir. Gerçek sabýr her durum ve koþulda Yüce Allah’ýn sýnýrlarýný aþmaktan dikkatle sakýnma ve Kur’an ahlakýný ömür boyunca hiçbir yýlgýnlýða ve gevþekliðe kapýlmadan yaþama konusunda gösterilen kararlýlýktýr. Allah Katýnda kabul görecek olan, Kur’an’da "... sürekli olan ’salih davranýþlar’ ise, Rabbinin Katýnda sevap bakýmýndan daha hayýrlýdýr, umut etmek bakýmýndan da daha hayýrlýdýr." (Kehf Suresi, 46) ayetiyle bildirilen ‘sürekli olarak sürdürülen salih davranýþlar’dýr. Namaz nasýl titizlik gösterilen önemli bir ibadet ise sabýr, tevekkül, þükretmek de önemlidir. Zamaný geldiðinde yerine getirilmesi gerekir. Müminin sabrý; samimiyeti ve Allah’a olan yakýnlýðý oranýnda artar. Çünkü insan ancak samimi ve Allah’a yakýn olma çabasý içinde olduðu oranda sabýr gösterebilir. Samimi müminler, "…Rablerinin yüzünü (hoþnutluðunu) isteyerek sabrederler…" (Rad Suresi, 22) ve sabýr göstermede yarýþýrlar. Mümin, ömrü boyunca Allah’ýn hoþnutluðunu amaçlayarak güzel bir sabýrla sabreder. Kuran’ýn " Rabbin için sabret" (Müddessir Suresi, 7) buyruðunu yaþamýnýn her anýnda uygulamaya çabasý içindedir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Fuat Türker, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |