Ýnsan, doðduðu andan itibaren, öðrenme isteði içinde sürekli etrafýný araþtýrýr. Çocukluk döneminde gördüðü, duyduðu ve okuduðu her yeni þeyden heyecan duyar. Bu süreçte çocuk için en önemli örnekler, anne - babasý ve onlarýn davranýþ biçimleridir Eðitimde ilk aþama ailedir; çocuðun ilk öðretmeni de annesidir Anne, çocuðunu yalnýzca bedensel deðil, ruhsal yönden yetiþtirmekle de yükümlüdür

Allah, insaný din fýtratý üzerine yaratmýþtýr Batýlý psikologlarýn, “doðal dinsel iþlev, dini eðilim ve duygu, dini inanç tohumlarý, insiyaki temayül, dini potansiyel” adýný verdikleri kavramlarý, Ýslam inancýndaki fýtrat prensibiyle açýklamak mümkündür.Son zamanlarda bazý batýlý psikologlar, tarafsýz ve önyargýdan uzak bir þekilde yaptýklarý araþtýrmalar sonucunda dinin, çocuðun ruhuna seslendiði ve onun ruhsal yapýsýna uygun düþeceði görüþünde birleþmiþlerdir.

Allah inancý çocuklara küçük yaþlarda öðretilmelidir Dinin özü güzel ahlâktýr. Allah’ýn beðendiði üstün ahlâk özellikleri de, özellikle çocukluk döneminde þekillenmeye baþlar

Çocuða Neler, Nasýl Anlatýlabilir?

Ýmam Gazali’nin çocuk ruhu ve kalbi hakkýnda önemli görüþleri vardýr. O, fýtrat hadisini esas alarak, çocuðun kalbini “tertemiz, bomboþ, saf, her þeyi almaya kabiliyetli ve yöneltildiði her þeyi yapmaya meyilli” olarak nitelemektedir. Bunun yanýsýra Gazali, ruhun yaratýlýþý itibariyle gerçekleri kabullenmeye yetenekli olduðuna ve Allah’ý bulup kavrayacak gücün de onda bulunduðuna inanmaktadýr.O nedenle her þeyi almaya ve yönlendirildiði her þeyi yapmaya hazýr olan çocuða anlatýlacak ve onu yönlendirilecek konular çok önemlidir.

Çocuða öncelikle Allah’ýn varlýðý, büyüklüðü ve gücü anlatýlmalýdýr. Çocuk, çevresinde gördüðü her þeyin, içtiði suyun, soluduðu havanýn, yediði sebze - meyvenin, sahip olduðu bedenin, gözlerinin, kulaklarýnýn, kalbinin nasýl var olduðu ve bunlarý kimin yarattýðý hakkýnda düþünmeye yönlendirilmelidir.

Evrendeki düzen ve denge, mucizevi tasarýmlarla yaratýlmýþ galaksiler –ki çocuklar bu konulara oldukça fazla ilgi duyarlar- hakkýnda bilgiler verilmeli ve tümünün üstün akýl sahibi bir Yaratýcý tarafýndan yaratýldýðý anlatýlmalýdýr.

Gözümüzle gördüðümüz, kulaðýmýzla duyduðumuz ve hissettiðimiz herþey, bize göklerin, yerin ve arasýndakilerin Yaratýcýsý olan Allah’ý tanýtýr. Evreni saran mucizevi güzellikler üzerinde bilgi sahibi olmasý, çocuðun bu apaçýk gerçeði fark etmesini saðlar. Rastlantýlarla hiçbir þeyin meydana gelemeyeceði çok basit örneklerle çocuða anlatýlabilir. Böylece çocuk, çevresini saran yaratýlýþ gerçekleriyle bu muhteþem düzenin bir sahibi olduðu gerçeðine ulaþabilir. Bu anlayýþa sahip olan çocuklara, Kuran ahlakýnýn ve dinin anlatýlmasý daha da kolaylaþacaktýr.

Ardýndan, Kur’an’ýn hak ve korunmuþ kitap olduðu, hükümlerine uymak gerektiði, dinin kolay ve insanýn yaratýlýþýna uygun olduðu anlatýlmalýdýr.

Dini yeni tanýyacak çocuklar öncelikli olarak, Allah’a ve ahiret gününe iman konusunda bilinçlendirilmelidir. Çünkü dinin gereklerini yapmasý için önce mantýðýný kavramalýdýr; böylece ibadetleri istekle yapacaktýr. Böyle olmadýðýnda çocuk, ne yaptýðýnýn farkýnda olmadan taklidi bir þekilde yapar. Ya da ibadetin mantýðýný bilmediðinden yapmak istemeyebilir. Bu nedenle çocuðu dinin ibadetlerini uygulamak isteyeceði, anlayacaðý düzeye getirmek öncelikli olmalýdýr. Bu zaman süreci içerisinde, ibadete yönelik baskýcý, zorlayýcý teklifler getirilmemelidir. Çocuk sevgiyle ve samimi bir kalple Allah’a inandýðýnda, ibadetleri yerine getirmeyi kendiliðinden isteyecektir...