Değer Yargın Varsa Değerlisin
Oldum olası ya cahillikten ya da gafletten olsa gerek değerlere karşı bir yıpratma kampanyası yürütülüyor.
"Saat dörtte uyanan biri ya aşıktır ya da felsefeci. Ben ise sadece kahve bekliyorum." – Albert Camus (kurgusal)"
"Saat dörtte uyanan biri ya aşıktır ya da felsefeci. Ben ise sadece kahve bekliyorum." – Albert Camus (kurgusal)"
Oldum olası ya cahillikten ya da gafletten olsa gerek değerlere karşı bir yıpratma kampanyası yürütülüyor.
Bunu lise sonda yazmıştım. En kapsamlı denemem diyebilirim.
Umutsuzun düşüncesinde gelecek yoktur.
Ercan Kesal
Şimdi söyleyin bana, böyle bir ülkenin halkı-vatandaşı olarak çalışarak, kazanarak, üreterek, çabalayarak zengin olmak bir yana, açlık sınırını aşıp onurlu insanca, mütevazi bir hayat yaşamak hayal değil mi?
Uykusuz kaldığım her gece, bir gün fazladan yaşıyorum sanki. Yaşıma yaş, karanlığıma karanlık katıyorum. Dipsiz kuyularda sessizliği bozacak bir taş bekliyorum bazen suya düşecek, suya düşüşüyle çıkan ses duvarlarda yankılanırken, etrafa damlalar halinde sıçrayan sular istiyorum yüzümü yıkayıp yeni güne uyanmak için.
Zeytincilik yaygınlaşmadan önce buralar bağcıydı. Şimdi zeytin ormanı misali, boş bir kara parçası kalmamacasına zeytin ağaçlarıyla kaplı. Adını taşıyan asmalardan bir zamanlar altın sarısı üzümler sallanırdı. Bağ bozumu küfelerle tozlu arazi yollarında taşınırdı. E kolay mı? Az mı beklendi? Bağlarda çardaklar kuruldu, tilkiler çakallar kovuldu. Eskiler anlatır, o
Çok şeker bir kayınvalidem var.
Sistemin baskın unsurları ne denli akılcı-bilimsel, üretken, dünya ölçeğinde bütüncül ve teknolojikse, yönetilenlerin bunlara akılcı dirençleri de o denli imkânsızlaşmaktadır. Zira savaşmak zorunda oldukları akıl-dışı, bilim-dışı bir toplumsal yapı değil, tam tersine aklın ulaşmaya koşullandığı yararcı bir yapıdır. Bilimselliğe karşı-direnç ahmaklıktır. Tüm ihtiyaç kategorileriyle farklılaşan insanın özgürlüğü, sistemin
Fantastik edebiyata ilişkin düşündüklerim...
Yağmurun susmaya niyeti yok. Elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi, Söz dinlemeyen aşık gibi, hiç bir tesellisi olmayan acılı anne gibi, şimdi çalan şarkıda ' hoşça kal gözümün nuru hoşça kal' deyip ardına bakmayan vefasız sevgili gibi,hızlı hızlı yağmaya devam ediyordu...
keman! yalnızca bir enstrumanmıdır gerçekten? yoksa bir sanatkarın parmakları aracılığıyla insanın diline kafa tutan başlı başına bir hayt formu mudur? neleri anlatır tınıları? nelere karşılık gelir sesleri?
Zülfü Livaneli