Geçmişten Bugüne...
zamanla insanların düşünceleri değişir.kimisinin iyi yönde kimisinin kötü..
seçmek bizim elimizde...
"Bugün 27 Ağustos 2025 ise, herhalde hala şu lanet internet bağlantısını düzeltememişlerdir." - Terry Pratchett"
"Bugün 27 Ağustos 2025 ise, herhalde hala şu lanet internet bağlantısını düzeltememişlerdir." - Terry Pratchett"
zamanla insanların düşünceleri değişir.kimisinin iyi yönde kimisinin kötü..
seçmek bizim elimizde...
Öğretmen; o tatlı, sihirli, tılsımlı sözcük!… Nasıl da telâffuz eder çocuklarımız onu coşku ve heyecanla… Söylerken kalpleri küt küt atar. Çünkü kalpten gelen, katıksız, saf bir kelimedir o… Derste, teneffüste, dışarıda, gök kubbenin altında her yerde yüreğimizi heyecana gark eder. Hangi birimizin hayatında derin izler bırakan öğretmeni yoktur
Aşk ve onun bizleri türlü türlü düşürdüğü haller ve daha birçok önemli öğütler ve de bilgiler içeren sizler için bir yazı...
Kış soğuğu girdi sanki aramıza
Ne sorar oldun hal hatır
Nede anlar oldun halden
Dışarıda yarım metre kar
Çatılar altında insanlar
Günlük bir olay belki. Belki de çok sıradışı... Sabahın altısında kim kavga eder ki?
Ne güzeldir korkuları bir kenara iterek, düşünce kırıntıları toplamak, aramak ve yürümek hep. Farklı bir ışık görmek her bir düşünce de.
Uykusuz kaldığım her gece, bir gün fazladan yaşıyorum sanki. Yaşıma yaş, karanlığıma karanlık katıyorum. Dipsiz kuyularda sessizliği bozacak bir taş bekliyorum bazen suya düşecek, suya düşüşüyle çıkan ses duvarlarda yankılanırken, etrafa damlalar halinde sıçrayan sular istiyorum yüzümü yıkayıp yeni güne uyanmak için.
Sistemin baskın unsurları ne denli akılcı-bilimsel, üretken, dünya ölçeğinde bütüncül ve teknolojikse, yönetilenlerin bunlara akılcı dirençleri de o denli imkânsızlaşmaktadır. Zira savaşmak zorunda oldukları akıl-dışı, bilim-dışı bir toplumsal yapı değil, tam tersine aklın ulaşmaya koşullandığı yararcı bir yapıdır. Bilimselliğe karşı-direnç ahmaklıktır. Tüm ihtiyaç kategorileriyle farklılaşan insanın özgürlüğü, sistemin
Fantastik edebiyata ilişkin düşündüklerim...
Hayatın değersizliklerinden dolayı yaşamı hiçe sayan bir ben ve yaptıklarımın resmedilişini gerekse fotoğraf veya bir filme çekilişini uzaktan izleyen bir kimse.
Nedir ne değildir derken yaşadığımız yılların geçip gidişini bu şekilde izleyip görüp algılıyoruz sonuca varmaya çalışıyoruz, oysaki geçip giden neydi?
Şuan da geçip
keman! yalnızca bir enstrumanmıdır gerçekten? yoksa bir sanatkarın parmakları aracılığıyla insanın diline kafa tutan başlı başına bir hayt formu mudur? neleri anlatır tınıları? nelere karşılık gelir sesleri?