Mektuplu Zamanlar
Kalemi kağıdı elinize alıp, çok özlediğiniz birine, en son ne zaman bir mektup yazdınız?
"Bir yazarın hayatı, kendi yazdığı romanın taslağı gibidir; son sayfayı asla kendi yazamaz." - Franz Kafka"
"Bir yazarın hayatı, kendi yazdığı romanın taslağı gibidir; son sayfayı asla kendi yazamaz." - Franz Kafka"
Kalemi kağıdı elinize alıp, çok özlediğiniz birine, en son ne zaman bir mektup yazdınız?
Sarıyer, şampiyon olamayacak kadar kötü, küme düşmeyecek kadar iyiydi; haftalar ve yıllar boyunca gördüğümüz şeyin bizi umutsuz bir şekilde hayal kırıklığına ve yılgınlığa götüreceğini bildiğimiz halde maçlara gitmeye devam ettik. Aslında oraya ne harika bir futbol ne de çok iyi sonuçlar beklediğimiz için gitmiyorduk. Küçük bir bölümümüz haricinde
Şimdi ışığında, sıcağında, yangınlarındayım...Vuslata çok var bilirim. Güneş öldü! Rüzgar korkuda! Mevsimler sıraya geçti...
Sen sus! Ses etme, öğrenmesinler rakiplerinin onlardan biri; bir BULUT olduğunu!
Kavgamı ben başlattım ben bitiririm.Ama bana söz ver? Kaybedersem ıslatmayacaksın toprağı!!!
Anlatsam da anlamayacaksın, biliyorum. Elimi yaktım, canım çok acıdı desem… Babamı kaybettik , çok üzgünüm desem…
Anlamayacaksın, biliyorum! Beni anlayamayacaksın…
Parçalanmış bir bedenden geriye sağlam bir çift papuç kalması pek mümkün olmasa da; belki mayın toplayan masum çocukların lastik papuçlarından biri olabilir... Yada bir gelinin veya damadın daha nikah masasında başlatılan anlamsız üstün gelme didişmelerinin izi vardır üzerinde. Belki de gitmemesi gereken bir yere doğru ayakları sürüklenirken kendi
Ve Sevgili!
Sensiz, yıkık bir kentin uğultusuzluğun da haps olmuş paslı yüreğim… Razı olmuyor, yakasına yapışmış gözlerinden firara. Sövesim geliyor… Hasret yanığı kokunu benden esirgeyen namussuz rüzgara.
kadın olmak çok zor Jale..dudaklarımızdan çıkan kelimelerin sorumluluğunu biliriz../..herkesi kendimiz sanırız../..yanılırız..
oysa bilmeyiz ki bunlar silinmez sadece kağıdı eskir...
Tüm hislerimle yazdığım bu mektup gönüllere tercüman olsun
yağmur gecenin içine çisiltili hıçkırıklar bırakıyor… çok uzaklardan gelen bir ezgi karışıyor yağmura yakalanan son otobüsün homurtusuna… birkaç yarasa saçak altlarında ömürlerini törpülemekle meşgul… ben senin olmazlığında kapı gıcırtılarına tutunuyorum hep… rüzgâr, nemli soğuklar üfürüyor kapı altlarından ve göğsümde o iflah olmaz sancı yine… sensizliğin sancısı…