Hayatınızı Ertelemeyin

Gerçeğin peşinden koşmaya başladığımız bu zaman diliminden itibaren, yaşam bizim kendi hissettiğimiz, düşündüğümüz ve hayaller kurduğumuz bir mevkie dönüşmüştür. Daha fazla olmasını istediğimiz gibi davranmışızdır. Hayatın gerek ve gereçleri toplumsal bir yaşam biçiminde geliştikçe ve hatta ilerledikçe teknoloji kendi yaşam alanımıza girerek düşündüğümüz, istediğimiz, hayal ettiğimiz ve peşinden koştuğumuz yaşam biçimimizi ele geçirmiştir.

yazı resim

Hayatımızın dörtte üçü seyirci koltuğun da geçiyor. Yapmak istediklerimizi her zaman ertelediğimizi düşünüyorum. Karar verirken bile birilerinin bizi engellediği hesabını düşünmeden adım atıyoruz. Doğru mu diye tereddüt halinde olsak da elbette karşımıza muhalefet eden birileri çıkıyor. Kendi etrafımız da ne kadar iyi ve aranan simalardan biri olsak da yine de kendi kendimize mutlu olamıyoruz. Adeta kendimize kızıyoruz, çünkü aranan simalardan ziyade; çok sevmek, çok ilgi duymak değil. Sadece saygıydı aradığımız. Nasıl biz herkese kendi saygı ve şefkatimizi gösterebiliyorsak, onların da bize aynı derece de saygı ve şefkat göstermesini istiyor ve diliyoruz. Çünkü insanlar size her ne kadar değer verseler de asla size olağan bir şekil de değer verdiklerini düşünmüyorsunuz. Çünkü sadece onlar için aranan bir sima oluyorsunuz. Belki de çok seviliyorsunuz. Ama bir türlü size verilen değerin yanlış bir değer olduğunu söyleyemiyorsunuz; karşı tarafa. Çünkü kimsenin sizi yanlış tanımasını ve anlamasını istemiyorsunuz. Onlar için aynı mükemmel bir durum da kalmak istiyor ve bu durumu da en güzel şekli ile hallediyorsunuz. Fakat bu sefer de karşı da ki kişi ne kadar mutlu olsa da siz bu mutluluğu onunla paylaşamıyorsunuz. Ne zor bir durum değil mi? Ama bunu doğru bir duruma getirmek için artık seyirci koltuğundan kurtulmanın vakti geldiğini düşünüyor ve bu mukayese de kendinize daha verimli ve daha olgun düşünen genç beyinler arayarak bu durumu, çözüme koymaya ve o güzel hatta mükemmel olmasını istediğiniz hayatın devam etmesini istiyorsunuz.

Nasıl mı?

Eğer ki seyirci koltuğundan sıkıldıysanız, sahneye çıkmanın vakti geldi. Zaten hayat seni oynuyor. Filmin başkahramanı sen, ona yön veren sen. Güzel ve kötü şeyler düşünen sen. Büyüyen hayallerinle, mutlu olabilmeyi öğrenen sen ve bu başyapıtta sana verilen rol de başarı sağlayabilmeyi kendine öğreten yine sen. Çünkü gizli gizli de olsa bir şeylere kendini inandıran sen ve inançlarını asla kaybetmeyip onları umutla ve sabırla elde edebileceğini kendine aşılayan yine sen. Sevmeyi bilmeden, sevmeyi öğrenen sen ve hali hazır da cümleler kurarak kendini mutlu bir eda ile günün yoğunluğun da şımartan yine sen. Aynaya bakarken ufak da olsa şarkı mırıldanarak bu hayatın güzel bir yanı olduğunu kendine öğreten ve vücudunun dinç kalması için pozitif davranabilmeyi, kendini mutlu hissedebilmeyi ve ayna da kendine bakarken gülümseyerek çeki düzen veren yine sen. Bu mukayese de kendini önemli hissetmeye çalışan yine sen ve şimdi söylüyorum sana; yaşadığın hayat içerisinde, öğrendiklerin için şikâyetçi misin?

Aslında bu bir mucize değil; aradığın her büyük aşk ve her büyük sevgi kalbinin derinliklerin de gizli ve sen bu umutla yeniden uyanarak kendi kendini günün yoğunluğun da inançlı ve arzulu bir şekil de yaşama olağanca mutlu bir eda ile yaklaşman ''elbette bir mucize'' değil. Zaten ''yaşadığımız bu hayat, sahip olduğumuz değer de gizli.'' Çünkü kendine ne kadar değer verirsen ver ve ne kadar peşinden koşarsan koş değeri kadar nefes alır ve değeri kadar memnun olursun bu hayatta.

Sadece, hayatınızı asla hapsetmeyin. Öğrendikleriniz ile eşleştirin tüm sonuçları; cevapları ise ''kendiniz'' olarak çıkacağını unutmayın. Çünkü için de bulunduğunuz durum da her ne varsa bilmiyorum ama ''sen gerçekten mükemmelsin.'' Kendini her sabahın ardın da izleyebiliyorsan, kendin için özel olmasını istediğin gibi davranıyorsan, ufak da olsa içten gülümseyebiliyorsan ve dünden kalan umutsuz, mutsuz, duygusuz tavırlar yok olmuş ve yerine kocaman gülümseme bırakabiliyorsan; demek ki halen bir yerler de sihrini kaybetmemiş duygularına dair hayallerin var demektir. Engeller yalnızca insanların düşünceleri ile olabileceğini unutma. Farz et ki kurduğun hayaller gerçekleşti. Asla unutma; bu hayat felsefesin de öğreneceğin en büyük şey; sabırdır. Bütün her şey sen de gizli olduğunu unutma. Kimse sana diyemez bunu yap; sen istersen onu öğrenebilirsin. Aydınlık yarınlar; adım atarak başlar. Sen de ilk adımı atarak yeniden hayatı öğrenmeye ve keşfetmeyi deneyebilirsin. Bu sayede farkedeceksin ki tekrar hayata bir kez daha geldiğini öğreneceksin. Asla geçmişini yargılama. Sadece şu anı değerlendir ve yeni bir yol çizerek keşfedemediğin hatta yarım kalan hayatın serüvenini yaşa. Gülümse ve hiç eksilmeyen mutlulukların olsun. Kendini asla değersiz hissetme ve de izin verme. Gittiğin her yer de yaşam enerjini herkese göster ve paylaş; onlar da senin enerjinden umutlansın. Ne zaman umudun kırıldı; yere düşmesin bakışların, bakışlarını göğe kaldır. Umutlarınızı tekrar bulacaksınız.Mutlu yarınları hayal eden insanlar kendi dünlerin de yok olmadan hayatın tüm monotonlaşan dünlerinin farkına varabilme cesareti göstererek, kendilerini bugünden itibaren mutlu bir eda ile yeniden doğduklarını ifade etmeleri; en büyük başarı ve en büyük duygu selidir. Unutma; herkesin güzel düşünceleri vardır; yarınlar için. Ama sabır taşımız her ne kadar bizi taşımakta zorlansa da; ''biz yine de umutluyuz ve gelecekten de ümitliyiz'' diyebilelim. Daima kendinize güzel düşünceler yükleyin. Ne zaman umudunuz kırıldı veya yok olmak üzere ya da artık onu taşımaktan yoruldunuz; sığınacağınız tek liman; ellerinizi göğe açarak başınızı kaldırın ve dua etmeye başlayın. İşte o zaman her şeyin cevabı çözülecektir.Yeter ki düşünceleriniz sizi etki altında bırakmasın. Mükemmelliğinizi her daim koruyun ve kollayın. Çevreniz de olumsuz insanlar varsa; onlara vereceğiniz en büyük cevap; unutmak olsun. Asla kavgaya kavga ile karşılık vermeyin; o zaman gerçek değeriniz ortaya çıkacaktır. Çevrenizde ki insanlara asla kızmayın ya da darılmayın. Onlara da şans dileyin.

Yarının dünü, olan bugünü ertelememek için; zamanınızı doğru kullanın.. Çünkü bugünün yarını olan güzellikler, ancak gözlerinde ki perdeyi aralayan insanlar; fark edebilir. "Yaşamı dolu dolu yaşadım" diyebilmek için, gözlerde ki karanlık perdeyi kaldırarak aydınlık yarınlar için; güzellikleri keşfetmeye hazır mısınız?

Sevgiyle Kalın.

''Ender Tören''

Başa Dön