Acı ve Zevk
Hayat hem acı hem de zevkli. Doğmak acı, yaşamak acı, ölmek acı (kim bilir belki de zevkli)…
"Yani diyorsunuz ki, 2025'te bile insanlar hâlâ 'yarın yaparım' diyecek?" - Voltaire"
"Yani diyorsunuz ki, 2025'te bile insanlar hâlâ 'yarın yaparım' diyecek?" - Voltaire"
Hayat hem acı hem de zevkli. Doğmak acı, yaşamak acı, ölmek acı (kim bilir belki de zevkli)…
Ey ahali, sizi elinizde ki diplomaları yırtmaya davet ediyorum!
Zamanın hızla ilerlediğini farkedebilmek için şöyle geriye dönüp bakalım. Uzun yıllar geçmesine rağmen herşey sanki dün yaşanmış gibi gelir insana. Çocukluk yılları, okul heyecanı, evlilik ya da hayatımızın dönüm noktası olan diğer olaylar.. Hepsinin üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen herşey yeni gibidir hafızamızda..
Hayatı kabullenme konusunda başarısız oldum. Bahaneler uydursam kurtarır mıyım kendimi bu sorumluluktan bilemiyorum.. Almanlar kaybedince ben de kaybetmiş sayıldım. Yine de önemli olan katılmaktı..
Hastalık vücuduna yavaş yavaş hissettirmeden girmişti.
www.emrullahemin.net
Hayatta göz ardı edip, üzerine düşmediğimiz gerçeklerin bize üzgü olarak yansıması..
Allah, hayatı da ölümü de biz canlılar için var etmiştir. Zira insan, melek, cin, hayvan ya da bitki, hepsi ölüme mahkûmdur. Yani her canlı bir gün mutlaka ölüm gerçeği ile karşılaşacaktır. Ölüm meleği olan Azrail bile elbet bir gün ölecektir. Hayatta kalan sadece bütün varlıkların tek ve hakiki
zamansız çekip giden ve bir daha da göremediğim babama ...
uzun zaman affetmediğim...içimde bildiğim...içimden silemediğim...yokluğuna sarılıp yokluğunda büyüdüğüm ...onsuzluğumu dolduramadığım boşluğuma yazdım...içimden ne geliyorsa babama söyleyemediğim...söyleyemediklerimi yazdım...
yerin doldurulamaz baba...
Baba demek...
Evlilik iki insanın birbirini severek, bir ömür boyu hayatın tüm güzelliklerine ve zorluklarına katlanma kararı alması mıdır; yoksa toplumsal kaygılarla, çevreyi mutlu etmek için giriştiği bir çark mıdır?
Bu konuda yazmak nereden aklıma geldi ise?Yazdım,umarım,iyi etmişimdir.
Her şeye rağmen Törük Utca’nın tepesindeki türbeden, yeniden kilise çanlarına dönüştürülmüş Kanuni’nin top güllelerinden başka iz taşımayan Estergon’a kadar ulaşan Tuna Nehrine, gül yaprakları döküldüğünü görmüyor kimse.