Sevgiliye Mektuplar...
Bu size yazdığım ikinci mektuptu aslında, lakin ne size vermeye hazırdı yüreğim.
Ne de muhtemel reddinize…
Bu size yazdığım ikinci mektuptu aslında, lakin ne size vermeye hazırdı yüreğim.
Ne de muhtemel reddinize…
EY SEVGİLİ... / Ey Sevgili! / Ben zahiri insan,
Şimdi Londra’nın karlı bir akşamından yazıyorum sana bu satırları. Hem de buzdan hayaller kurarak. Yokluğunda buz tutan ellerimle… Oysa sana sımsıcak düşlerle gelmiştim, sımsıcak umutlarla. Şimdi Pencerelerimden ışık sızmıyor, gece kendi karanlığında büyüyor sevgili…
21’inci yy. devlet stratejilerinin şekillenmesinde ve savunma politikalarının oluşturulmasında güvenlik ve tehdit algılamalarında önemli değişmelere yol açacak parametrelerin gelişmekte olduğu bir dönemdir…
Hep bir gün gidecek gibi yaşadık. / Yüreğimiz bir serçe ürkekliğinde tedirgin.
Evrene son dönemlerde iyi tohumlar ekilmiyor. Her şeye rağmen yaşam mücadelesi devam ediyor…
İyi ve kötünün savaşı…
Yenileşme, çağdaşlaşma, yaratıcı olma pazarlama ve bütün bu bileşkelerin sonucunda global bir oyunun ortasındayız. Kötülerin en iyi yaptığı; yüzyıllardır, bin yıllardır becerdikleri kamuflaj… İnsanları bireyselleştirdiklerini ve özgürleştirdiklerini
Demlerken hasretini gün batımında / Aşk yasaklandı, / Şimdi bütün
“Bir mıh bir nal kurtarır, bir nal bir at kurtarır. Bir at bir atlı kurtarır, bir atlı bir savaş kurtarır.”
Büyük yazarlar, ülkelerinde ikinci hükümet’ gibidirler.” Bu nedenle, hangi rejim olursa olsun önemsiz yazarları sever, asla büyük yazarları değil” demiş Aleksandr PUŞKİN yayınlanan bir röportajında.
Bir erkek ve bir kadın…
Nedir onları bir arada tutan, nedir onları hem bu kadar zıt, hem de birbirine bağlı kılan…
Aşk duyarlılık gerektirmez mi?
Zamana mı yoksa, / sana mı yenik düştüm? / Bilmiyorum...
Dile gelmeyen suskunluğunda boğuluyorum. Susarak bitirdiğin her sohbeti, sevdamızdan bahsedebilmek için sürekli virgüllerle uzatıyorum...
Kimbilir hangi rengindesin hayatın?
Aşk değdimi bir kez insanın yüreğine, büyüdükçe büyüyor.Yıldızlı gecelerin seyrine dalmış, seni var etmeye çalışıyorum, olmadığını, olmayacağını, olamayacağını bile bile...!
Güneşin sıcaklığını yansıtarak belki buralardan aynı sıcaklığı seninde hissetmen temennisiyle kuruyorum cümlelerimi
Biri tutsa ellerinden, bütün geçmişi silse bir kalemde. Avuçlasa yüreğini yinemi hayır diyeceksin? Ya seni senden daha iyi tanıyan biri çıksa.
Şimdi birkaç dakika da olsa gözlerini kapatıp hayallere sarılmanı istiyorum. Ve düşün acaba yeni bir aşka yelken açabilir miyim ? Yoksa alışkanlıklarıma kaldığı yerden devam mı ? etmeliyim
Hızlanan bir yarış içerisinde zamana karşı rekor kırmak için mi koşturup duruyoruz? Hepimizin hedefleri farklı, ama iyide olsa kötüde olsa mutlu yada mutsuz bir halde de olsa herkes aynı sona ulaşıyor.
Üşüyorum / Bedenim titriyor / Zamanamı,hayatamı /
Yıldızlar ülkesidir aslında hayallere açılan pencere ve hepimizin özgürce dolaştığı. Sorsanız ne bir rehberde kayıtlıdır, ne bir resmi makamda, ne de internet sitelerinde. Ne bir yönetimi, ne rejimi, ne dini, ne de yönetileni vardır. Yıldızlar ülkesinin.
Gel ey, gönlümün sultanı.!.. / Önce gülümsedin yüzümüze / Cennetten
Varlığını sorgulayan, nereden geldim, nerdeyim ve nere gidiyorum. Felsefesiyle şu anda bulunduğumuz yer arsında insan-ı kamil olma uğraşı içerisindeyiz. Aşk ateşinde pişerek olgunlaşmayı yol edinmiş
Saygı ve edep'le hayata karşı, fikirlere karşı tavrı ve tafraları olan bir uslub sahibiyiz.
Kalabalık ayak takımları arasında farkedilebilme ve fikirleriyle kaideleri yerinden oynatabilme kabiliyetine talibiz. Hünerimizi bu yolla sergileme uğraşı içerisindeyiz.
Anadolu'nun güneydoğusunda tarihi bağları güçlü, geçmişi süslü bir ilçesinde açtım dünyaya gözlerimi. O gün bugün seyyah olup devam etmekte hayat yolculuğu. Ne bir alkış, ne bir tezahürat beklentisi, yalnızca aşk'la kavrularak hikmete ve nihale erme arzusu yüreğimizdeki. Bu sevda içimizi kavururken; sözü kaleme dökebilme edebiyle cümleler kurup bu uğurda yol almaya devam etmekteyiz.
KENT
Denemeler, küçük hikayeler, öyküler ve şiir'ler
Necip Fazıl Kısakürek, Alev Alatlı, İsmet Özel, Cezmi Ersöz,