Gülen Gözlerimi Geri Verebilir misin?
“Seviyorum” yazıyordum; yetmiyordu... “Özlüyorum” yazıyordum; dolmuyordu... Tüm imla kılavuzlarını çöpe atıp; “bdkjadjıdaDHŞWD” yazıyordum; anlamıyordun...
“Seviyorum” yazıyordum; yetmiyordu... “Özlüyorum” yazıyordum; dolmuyordu... Tüm imla kılavuzlarını çöpe atıp; “bdkjadjıdaDHŞWD” yazıyordum; anlamıyordun...
Yokluğun..hiç alışamayacağımı biliyorum.Her mutluluk acımın gölgesinde tüllenecek.Ve ben seneler geçsede hüzünleneceğim.Acılarım yansımayacak güleç yüzüme.Ben seni hep seveceğim inci tanem…
Sonra geceleri yazılan her şiir bir hayaldir yüreğine. Yüreğinde kanat çırpan o binlerce minik gözlü kuşlara,kelebeklere. Görürmü dersin hayat seni. Hayat seni sende umut kalarak bir daha yaşayabilirmi dersin....
Hayat karşısında soruları olan insanlar büyük insanlardır, ama huzurlu olanlar tatmin edici cevapları bulunanlardır…
! Yaşanacak güzel günlerin yeminini etmişken; aşk eksikleri tamamlayacakken şimdi dur gitme nasıl denir ki? En güçsüz anlarda yaşamda olman beklenirken gitmen gerekir senin aşk gibi...
Umutsuz bir bekleyişti benim ki.Umut hep vardı aslında ama gün geçtikçe mutsuzluk kök saldı...
Ya o güneşle buluşması ? Onunla dansına ne demeli?
Kıskanırım çoğu kez onları.
Ayrılırken bile O'ndan
sarı, turuncu renk cümbüşüdür yaşadığı.
Hüzün yoktur bu ayrılıkta, çünkü az sonra
Bazen de umarsızca sevdiğini , onun da senin kadar seni özlediğini umarak beklersin. Aynen şu an benim yaptığım gibi.
Günün en sakin zamanlarında hoyrat bir alışkanlığa terkettiğim hatıralarımı çalıyorum aşktan yana . Serenad öykünmelerinde paranoya kurgularına gömülüyor tutkularım...
Çok güçlü bir cin zamanın birinde bir şişeye kapatılmış ve okyanusun dibine atılmış. Yıllarca vazgeçmeden yalvarmış cin, tam beş yüz yıl boyunca "beni buradan kurtaranın sonsuz dileğini yerine getireceğim" diye; ama ne gelen olmuş ne giden.
Sen bana benziyorsun. Bir yanın hep kırılgan, hep gölgelerin arasında yaşayan, çaresiz. Bir yanın küçük çocuk, duyarlı dokunuşların değerini bilen, her sevdanın ince devinimlerini ölesiye yaşayan, sevimli serseri.
Bu sessizlik bana öyle mutluluk vermiyor aslında. Hayat artısında belki kazanç belki kaybettiğim yanlarından yarım bir dünya,sevdasına yenik kıyılarda...
Sen benden gittin gideli, ben de gittim kendimden...
Nerde unuttum yüreğimi?....
Bir omuz istiyorum...
Başımı yaslayıp uzun uzun ağlayabileceğim. Yıllardır biriktirdiğim hüzün tanelerini tek tek dökebileceğim bir omuz...
Hafta sonu ise; Gittiğimiz Sakarya’da Büyükşehir Belediyesi Türk Müziği topluluğu koro şefi Dr. Ferdi Koç eşliğinde hüzzam makamında bir şarkı. Bu şarkının sözlerini anlamama rağmen beni alıp götürüyor derinlere. Yıldırım Bekçi – ‘’Özlediğim Şarkısın’’ kulaklarımda.
Belirsiz bir saat, yeniden dışarı atıyorum kendimi.Aradığımın ne olduğunu bilmeyen yada bilerek inkar eden gözlerle görüyorum cadddeleri. Seni mi arıyorum?
Karlı bir gece kalbimi kaldırımlarda bulan tüm dostlarıma ithafen bir mektup bu aslında...