Öl Benimle Birlikte
Yoksa... Merkezinde olsak da zamanın, kaybediyoruz onu. Bütün renklerin gride buluşmasını seyrediyorum bugün. Cehennemi hakediyoruz. Bilmiyorum farkında mısın?
Yoksa... Merkezinde olsak da zamanın, kaybediyoruz onu. Bütün renklerin gride buluşmasını seyrediyorum bugün. Cehennemi hakediyoruz. Bilmiyorum farkında mısın?
Artık, okuldaki hocalarımızı kötü not verip sınıfta bıraktığı için,
Taksi şoförünü, fazladan para aldığı için,
Manavı, araya çürük meyve koyduğu için,
Hükümeti ‘akıl almaz tavizlere dayalı politikası’ için
Şikayet edemiyoruz.
İstanbul’u gezmenin bir âdâbı olduğu gibi, okumanın da bir âdâbı vardır. Çünkü ömür kısa, okunacak eser çoktur. Seçici olmak, zaman israfının önüne geçmede en etkili yöntemdir. Bunun için de kişinin (okurun) ilgilerini, hobilerini, zevklerini, dünyayı algılayışını bilmek gerekir ki, en etkili yöntemi için işin uzmanları tavsiyelerinde isabet oranını
Bakmıyor, görmüyor, duymuyor, hissetmiyor. Aklı, ruhu, beyni başka yerde. Ne oldu diye sorsam? Duyacaklarıma hazır mıyım, kabul eder miyim? Kabul edilir mi? peki kim kabul eder? Sorulardan çok alınan cevaplardan kaçar insan. Duymamak, kabul etmemek için kaçar.
Kaçmıyorum. Soruyorum.
Meğer aşk kapıyı çalmış kapı
Hayatımda hissettiğim en güzel kum taneleri üzerindeyken, bunu biliyorken, kabul etmişken, olmadıklarını söyleyebiliyorum. Dört kişilik birkaç yaz günü. Masum mutluluk, farkında olmadan yaşananı... İsmen Alinko ve kalben “aile”dir buna sebep
Efendim adettendir: Sözlük manası olarak "çalakalem"; çabuk, gelişigüzel ve ilmi olmayan yazı yazmak gibi manalara gelir. "Çala" eki önüne geldiği isme çabukluk, süreklilik, "özensizlik" gibi anlamlar verir ve fiile bağlanır. İmlâ kılavuzunda "çala kalem"
...Bu gün yaşama konuğum ben. Penceremden kışa inat sızan mahçup gün ışığı yorgun ruhumu okşuyor. Omuzlarım düşmüş, başım eğik, gözlerim isteksizce dalıp gidiyor.Sağdan soldan, dört bir tarafımdan bilinmezlik sızıyor, kan gibi, karanlık gibi, nem gibi hüc
Sahi başlık bir masal giriş cümlesiydi değil mi? Binlerce yıldır, milyonlarca kez tekrarlanan ve her defasında ilgiyle ,zevkle dinlenilen masalların girizgâhı.
yağmurun sesi kesilir de dün gibi olur, çiçeğe durmuş özlemler, hicrana düşen yürek, kanayıp duran vuslat, hayatı yoran, dürtükleyen sevda çoğalır; künyemize şivan, bahtımıza gurbet düşer. . .
Paul Auster’in eşliğinde geldi kar. Kehanet Gecesi’ni okurken bastırdı. " Böyle bir olayın açıklaması olmaz, neden şuna değil de buna âşık olduğumuzu açıklayacak nesnel bir gerekçe yoktur.”Ama varmış işte bay Auster. Hem de tam tahmin et
Hiç bitmeyecek gibi gelen uzuun tren yolculukları vardı hayatımda. Bir şehirden başka bir şehire değil bir yürekten başka bir yüreğe hiç değildi...sadece istasyondan ayrılma vakitleriydi...