Havada Bok Kokusu Var Baba
																															Bizim en yumuşak karnımız, yerimiz dinimizdir.  
 Yeter ki o kısma bir kroşe atılmaya görsün.  
 Anında DİNSİZ yaftası yapıştırırlar vallahi!
																													
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."
																															Bizim en yumuşak karnımız, yerimiz dinimizdir.  
 Yeter ki o kısma bir kroşe atılmaya görsün.  
 Anında DİNSİZ yaftası yapıştırırlar vallahi!
																													
																															Bir gün, artık işlevlerini yerine getirmekten aciz ve modası geçmiş buzdolabınızı değiştirmeye karar verip bir gıcır gıcır NO FROST almaya karar verirseniz ve hemen akabinde aldığınız yeni dolabınız sizi hayal kırıklığına uğratırsa n"aparsınız?
																													
 YZ
YZKemalizm’in kurucu unsur olmakla meşruiyetliği tartışılmazdır. Kemalizm "Sevir anlaşması" gibi yurdun parça parça olmasını onaylayan sürece karşı oluştur. O atamız diye övündüğünüz son Osmanlı Sevr’i imzalamıştı. Açıktan bu; meşru olana ve vatana ihanetti. Son Osmanlının ihanetçi tutumla işgali onaylaması ve işgalcilerle iş birliği içinde olmasıyla meşruiyet ligini yitirmesi
Gaye Boralıoğlu
																															Kendisine hak veriyorum. Gerçekten Türkiyeden gelen nesil, yavaş yavaş bu kültürü unutmaya başladı. Çünkü kendi halk danslarıyla haşır neşir olamıyorlar. Davul zurnayı bilmiyorlar. Öğrenilen halk oyunları da KKTCye has oyunlar. Yani sadece buranın oyunlarıyla kalıyorlar. Bu nedenle bir şeyler eksik kalıyor sanki  
 Oysa her alanda olduğu
																													
																															Öz kimlik değerlerini inkar eden veya edilen birey ve ulustan halkların, kendilerine hiçbir faydası olmadığı gibi, mecburi sahiplendikleri düzene de yararları söz konusu değildir, sadece kullanılırlar
																													
																															Sedat Öğüt, bizi alarak Hocam, buraya kadar gelmişken buyurun Edebiyat Sokağımızı görün dedi. Hep beraber kalkıp ikinci ve üçüncü kattaki özel olarak yapılmış Edebiyat Sokağına gittik.  
 Tamamen farklı ve çok iyi düşünülmüş bir projeydi. Bir ayrıcalığı vardı. Beğenmemek veya hayran kalmamak mümkün değil. Burayı görüp de
																													
																															Tarım-Orman Bakanlığı'ndan şimdi bir mesaj aldım. Mesaj "11 milyon fidan sahiplenildi. Sahiplenmeye bağışa devam. Rekora koşuyoruz. gelecegenefes.com'a gel, 1923'e Nefes yaz 10 TL'ye fidan bağışla" bu satırlardan ibaret. Okuyunca gözlerim yaşardı. Bu nasıl bir duyarlık, bu nasıl bir özveri...
																													
																															nasıl da güzel okuyoruz ilahileri!..
																													
Ne zaman bir yetkili, bir vatandaş memleket meseleleri ile ilgili iktidarın görüşüne karşı görüş belirtse; sayın başbakan hemen esip gürler: Sen kimsin! Haddini bil. Bu konuda konuşmak istiyorsan parti kurarsın, seçime girersin, sonra meclise gelir, orada konuşursun." Milletvekili değilsen, konuşamazsın yani.….Siyasi konularda konuşan, görüş belirten, iktidarı eleştiren herkes
																															" Anne o abiler ne içiyor?"  
 "Alkol içiyorlar kızım."  
 "Bende içebilir miyim?"  
 "Hayır, sana zararlı çocuğum."  
 "Zararlıysa onlar neden içiyor anne?  
																													
																															Memlekette adam kalmamış gibi Ekrem İmamoğlu umudu verildi size… Belediye başkanlığını kazandı mesela… Öncesinde iktidar kaybetti dedi. Sizler direndiniz, sandıklara sahip çıktınız… Sizin sayenizde de tekrar seçildi… Sizler de direnince sandınız ki bir şeyler değişecek…
																													
Onlar, o altı kocaman açılmış, soran altı çift gözün ona dik dik baktığını ve bunun Alan’ı nasıl mahvettiğini, nasıl kahrettiğini, nasıl utandırdığını ve bu utancın ne kadar dayanılmaz olduğunu nasıl anlayacaklar? Alan mecburdu. Alan çaresizdi. Kendi gözlerini oymak gibi bir şeydi. Ama onlar gördü. Onlar Jill’le ne yaptıklarını
Doğan Cüceloğlu
 
					 
				