"Kelimelerin gücüyle dünyaları değiştirin."

Eleştiri

Ey İzmir Barosu!

İzmir barosu mensupları; illa güzel bir şey yapınca, arkasından yaptıklarınızı yıkmak zorunda mısınız? Eskiler "Bir şey biliyorsan söyle, ibret alsınlar. Bir şey bilmiyorsan sus da, adam sansınlar" derlerdi. Tam da sizin için söylenmiş bir söz.

yazı resimYZ

15 Temmuzlu Milsiz Eğitim

Okulların tatil olduğu bir güne denk gelen ve muhatapları tarafından bayram kabul edilen suni bir gün... Ancak bundan kurtulmak pek de mümkün olmadı. Her yıl okulların açıldığı ilk hafta bu kutsal(!) gün, emirle, hem ders kitaplarına destan adıyla girdi, hem de temmuzu eylüle taşıdı okul kutlamaları için.

Kedicikden Mesaj Var

Öğlene doğru telefon çalmaya başladı. Açmak istemedim, çünkü ya birileri kitap satmak için ya internet ve televizyon yayınlarını pazarlamak için ya da market tanıtımı için arıyor olabilirdi. Ayrıca Telefon, ücretsiz check up v.s kazandınız gibi vaatlerle dolandırıcılık yapmaya çalışan birinin aramış olabileceğini de düşündüm. Telefon çaldı çaldı, cevap

Sahi, Ülkemde Darbe mi Oldu?

Evde erzak yok denecek kadar azalmıştı.
Üstelik de ne ekmek, ne kahvaltılık vardı. Cumartesi nasıl olsa semt pazarımız kurulacaktı. Köylülerden alırım, diye ertelemiştim.
Banka kartımı alıp Vakıfbank ATM den para çekmek için evden çıktım.
Aneee o da nee?
Yazlıkçılar bankamatik

Belediye Ağaç Katliamı Yaparsa!

Bizim mahallemizin yolu, sağlı sollu çam ağaçları ekili. Kuruyanları kestiler. Yerine ağaç dikeceklerdi. Aylarca bekledim. Kimse yerine ağaç dikmeyince ben de 2 nar, 1 tane de yenidünya fidanı diktim. Bu ağaçlar ezilmesin diye de etrafını parke taşlar ördüm.
Ben, okulda görev yaparken geldiler. Ağaçların yol güvenliğine

Referandum Gününden Hoş Sedalar

Komşum, tarla kuşu gibidir. Sandıklar açılır açılmaz oyunu kullanıp gelmiş. Oldukça yaşlı bir hanımla karşılaştığını, oracıkta kısa bir söyleşi yaptıklarını anlattı. Belli ki hanım da yazlıkçılardan ya da buralı ama olağan programı dışında gelmiş. Belki de geri dönecek.

Biz Metin Biçer'in Öğrencileriyiz

Bir 23 Nisan günüydü. Erdoğan ile anlaşmıştık. Sinemaya gidecektik. Ben, babamdan harçlığımı almıştım. Erdoğan'ın ise sinemaya gidebilmesi için çalışması ve bilet parasını çıkarması gerekiyordu. Bu nedenle boya sandığına sarılmıştı.
Kadirli'nin tam merkezinde Çamlı Kahve denilen meşhur bir yer vardı. Neredeyse bütün Kadirli halkı oraya gelirdi. Yan

Dershaneme Dokunma!

Bu konudaki son sözü gene Oruç Babaya bırakalım. Oruç Baba Der ki:Ortada bir hasta ve bir de acemi doktor var. Hasta: Eğitim Sistemi, Acemi Doktor: Dershanecilik. İktidar, hastayı tedavi edip iyileştirmeye çalışacağına acemi doktoru öldürerek sorunu çözebileceğini zannediyor!

Başa Dön