Beklemek…
“Bekledim de gelmedin” şarkılarının yankılandığı topraklarda ne beklenenler benzer, ne de sihirbazlar gelir. Gelenler de sihirsiz değnekli gelir.
"Kitaplarınızı yakmayın; okuyun. Onları yakmak aptallığın en kötü şeklidir, okumak ise en iyi şeklidir." - Victor Hugo"
"Kitaplarınızı yakmayın; okuyun. Onları yakmak aptallığın en kötü şeklidir, okumak ise en iyi şeklidir." - Victor Hugo"
“Bekledim de gelmedin” şarkılarının yankılandığı topraklarda ne beklenenler benzer, ne de sihirbazlar gelir. Gelenler de sihirsiz değnekli gelir.
Alkolle dost olmak,ölüme meydan okumak demektir.Bu yiğitlik değil,aptallığın taa kendisidir.
İnsanlığın büyük evi dünyamızın beğenilerek, insanca yaşanılacak bir yer olmasını istiyorsak; sorunların değil, çözümlerin bir parçası olmalıyız.
Lise sınavlarındaki 69.’luk ile üniversite sınavındaki 80.’lik kara bir leke olarak olduğu yerde duruyor (m)arka şehir Gaziantep adına… 80. sırada Gaziantep, 81.sırada Şırnak… Moralimizi çok da bozmaya gerek yok, başlıkta da vurguladığımız üzere ne de olsa “Ötesi Şırnak…”
Kimse kimsenin işine karışmaz… Komşunun tavuğu, komşuya kaz görünmez… Kimse diğerini yolunacak kaz gibi görmez…
Elbette yalnızca bizi ilgilendiren bir çarpıklık değil bu. Alexander Graham Bellin hikayesini hepimiz biliriz. Telefonun icadında bile Hristiyan halk, İncili bahane ederek karşı çıkmış, bugün iletişim konusunda elimizden düşürmediğimiz böyle bir buluşa. İskoç mucit John Logie Baird televizyonu icat ettiğinde önce kimse ciddiye almamış onu.
Hayat birbiri ardına aynı yolda ilerleyen vagonlar gibi aynı sona aynı baştan.tükenmek bilmeyen bir kahır yaşamak böylece farketmeden farkedilmeden usulca ve aynıca geçip gitmek yeterince paylaşılamayan bir ömrün ortasından acı ve katlanılmaz derecede bağımlı hayallere.
Ben böyle anlarımda çok sabırsızımdır; içimde tutamam hissettiklerimiKarşımdakini ikna etmek adına, önce söylerim söylenecekleri, baktım karşı taraf aşırı üzerime geliyor, susarım ve çekilirim kendi sineme
Aydinlanmanin Tezgahindan Geçenler Ve Geçmeyenler
Beğenmediğim tipler ha..
Hangisini sayayım...
En iyisi lafı uzatmadan saymaya başlayayım:
Başlıyorum:
Bu yazı sonsuza dek kendisine olan saygısını kaybetmekten korkan tüm düşünen insanlara atfen kaleme alınmıştır . Kendimiz için ,kültürümüz için,ülkemiz ve dünyamız için kaygı güden tüm dostlara seslenen bir çağrının başlangıcıdır. İdeolojiklerden uzak , partiler üstü ,kişilerin tekelinde olmayan bir düşünme ve fikir üretme çağrısıdır .
Ölüm genç bir spor adamını aramızdan ayırdı. Türkiye Futbol Federasyonu’nun çiçeği burnunda başkanı Hasan Doğan 05 Temmuz Cumartesi günü geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Oysa bir hafta evvel Türk millî takımı Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Avrupa’nın ve dünyanın sayılı takımlarını diz getirerek Avrupa üçüncüsü olmuştu. Önce gruptan çıkmışlar,
Tyra Banks ve Orhan Pamuk'a itafen. Bir birlerini hiç görmeselerde bir öyküde yollarını kesiştirdim.
" Namuslunun orospusu,orospunun namuslusu! "
Alişan SATILMIŞ
-Esbab-ı Nuzülden, Tefsirden, Buhariden, Tırmiziden, Bakaradan, Nisadan, Ahzaptan ıslanmadan; iki salla, bir bağla yaparak Müslüman olduğunu sanan Sen.
-Rönesans ve Reformdan, 1789 dan, Tanzimattan, Cumhuriyetten kana kana içmeden; denize girip, bira içmeyi çağdaşlık sanan “elhamdülillah atatürkçüyüm” ya da “Allah laiklikten ayırmasın” diye absürd dualar eden Sen.
İskender Pala