• ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) |
341
|
|
|
|
Ayný saatlerde AKP ..... il teþkilatýnda “Heyyoooooo, vallahi de billahide dedi” diye baðýrýþmalar duyuldu..
Ýl baþkaný çocuklar gibi aðlýyordu.. nasýl aðlamasýn?
“Baþkasýnýn özgürlüklerine karýþma ve kýsýtlama özgürlüðünden mahrum býrakýlan”
Asil ve gerçek! Müslümanlara karþý yapýlan bunca zulmü! Korkusuzca dile getirmiþ bir Dýþiþleri Bakanýnýn kurucu üyesi olduðu siyasi partinin Ýl baþkanýydý...
|
|
342
|
|
|
|
Akþam saatleri daldýk marketten içeriye onu al, bunu al, þunu da al, yetmedi baþkasýný da al. Kasaya gel ’’Siz de veresiye defteri yoktu deðil mi, bu seferlik yazsanýz da ben sonra ödesem.’’ Kasiyer kýz pis pis bakar yüzüme... ’’Þaka yaptýðýnýzý biliyorum beyefendi hiç burada olur mu öyle þey?’’ bende ki de ne akýllar... ’’Bizim bakkal Hidayet aðabey yazýyor ama, siz de niye yok bu yazma iþi?’’ La havlevela kuvvete illa billahi aliyül azim, diyordur içinden mutlaka kasiyer kýzýmýz... |
|
343
|
|
|
|
“Bunlar da sizin.” dedi, elindeki yolluklarý salona býrakýrken.
“Ana”, dedim. “baþka satýcý ne zaman geldi de biz duymadýk?”
Güldü, sinsice.
“Oðul”, dedi. “Ben öyle demesem, satýcý yolluk fiyatýný düþürmezdi. |
|
344
|
|
|
|
klipsel bir trajikomedya :) |
|
345
|
|
|
|
Þaþýrýrým haliyle, siz þaþýrmaz mýsýnýz? On metre öteden, daha önce görmediðiniz, hiç tanýmadýðýnýz bir adam, O'larý da bir hayli uzatarak üstünüze üstünüze gelecek, belalý mý, alkolik mi, canlý bomba mý bilemeyeceksiniz. Eliniz, ayaðýnýz, her bir yeriniz birbirine dolanýr hem vallahi hem de billahi... |
|
346
|
|
|
|
3 g veya diðer teknolojik geliþmlelerin hayatýmýza iliþkilerimize kattýðý telaþ,görmemiþlik,ve karmaþa.. |
|
347
|
|
|
|
Yalnýz boyacý ustasý da tedirgin, eniþteye soruyor:
- Kayýnbiraderin dönüp gelmez deðil mi?
- ?
|
|
348
|
|
|
|
Ýki adet göz yaþartýcý bomba aralarýnda muhabbet ediyorlardý... Daha insanlarý aðlatmalarýna belli ki çok vardý, var olmasýna da yine de kullanýcýlarýn hali belli olmazdý. Þak diye depodan alýrlar tak diye birilerinin üstüne fütursuzca fýrlatýrlardý... |
|
349
|
|
|
|
Þehrin gariban kuytuluklarýnda dolanýrken yapayalnýz bir kardan adama rastladým. Boynunda ýslak bir atký, baþýnda palaçor bir þapkayla kaldýrýma oturmuþ gözyaþý döküyordu. Hayat meþgalesine boyun eðen kýlýbýk insan ýrký, her zamanki gibi kendi iþiyle meþguldü. |
|
350
|
|
|
|
Mahallenin koca koca iki tane çöp bidonu gelip de tam bizim dükkânýn karþýsýna alýnýnca, ilaçlamada yapýlmayýnca, sinek vatandaþlara gün doðdu, hayýr sevmem de keratalarý, fazla muhabbetimde yoktur, olmasalar da olur, olsalar da olmaz, illa da olmazlarý oldurmamalý aslýnda. Ne dedim ben yahu, nasýl cümlelerdi böyle. Sabah sabah bunlarýn saldýrýlarýndan kafam karýþtý haliyle kusura bakmayýn...
|
|
351
|
|
|
|
Gölgemiz altýnda ne haltlar karýþtýrmýyordu ki insanoðlu: çekirdek çýtlatýp kayýn validelerinin dedikodularýný yapmalarý, öðrencilerin sýnavlarda hocalarýnýn gözünün önünde nasýl kopya çektiklerini kahkahalarla bir marifet gibi anlatmalarý, genç kýzlarýn ve erkeklerin ilk öpücükten sonra orasýný burasýný oynama gibi çeþitli oynak haller bunlardan birkaçýydý.
|
|
352
|
|
|
|
Geçen sene bir arkadaþýn deposunda doðurdu, ondan önceki senede Yaþar'ýn Bakkal'ýnda, seneye de kimbilir bakarsýn bizim dükkanda doðurur. Bizim iþyerinde ki mahallenin bebeleri ile hergün besleriz hemen hemen o gün kimin cebinde para varsa sevabýna doyurur bu yavrularý analarýný iþte böyle bizim iþyerinin muhabbetleri...
|
|
353
|
|
|
|
- Þþþþtt birader sen bu gün bakýyorum þakýr þakýr, takýr takýr para sayýyorsun...
- Ne yapalým birader iþimiz bu. Sen saymýyor musun sanki?
- Doðru ben de sayýyorum da bu gün bana pek fazla iþ düþmedi... Hep fatura yatýranlar geldi, elli lira yüz lira senin anlayacaðýn...
- Olsun birader az da olsa çalýþtýn yine, iþleyen demir ýþýldar demiþ bu insanoðlu...
- Sen de çok iþ vardý bu gün sanýrsam... |
|
354
|
|
|
|
Politikadan bir beklentisi olmayanlar, bir dönem girerler, meraklarýnýn kefaretini öderler, çýkarlar. Bundan sonra parti binalarýnýn bulunduðu sokaklar çok kalabalýk görünse gerek arka sokaklardan dolaþýrlar. |
|
355
|
|
|
|
Yarým yamalak dillerimizle, az da tarzanca katarak, iþlemlerimizi tamamladýk. Dýþarý çýktýk terminalden, o sýrada iki bayan iki erkek; hangi millettense bizi çevirdiler. Necmiye çaktýrmadan göz kýrptým.''Hele dedim bunlar da bizim gibi yabancý'' anladý Necmi de. Turistin biri lafa bodozlama girdi.''Sprechensie Deutscsh''.''Len biliyom desem topu topu iki kelime'' kafamý arkaya salladým.''Yoh hemþehrim dedim''. Bu sefer öbür turist sordu''Parlevu franse''.Yine biz birbirimize baktýk bön bön.'' O da yoktur hemþehrim''. Yine ayný turist bu sefer''Parle vu italyano, du you speak english''dedi. Biz yine bütün büyük baþlarýn trene baktýðý gibi bakýyoruz adamlara... |
|
356
|
|
|
|
Hidayet Bey, benim köpeklerin ev de bir çuval mamasý var, atalým arabaya, sonrada köpek besliyoruz biz, nasýlsa, diyerek her yeri, dere tepe gezeriz. Ne dersiniz komþular? Ne diyelim ’’Körün istediði bir göz Allah verdi iki göz.’’ durumlarý resmen bu...
|
|
357
|
|
|
|
Ýyi o zaman seyret bu akþamdan itibaren ve en geç Pazartesi yazýyý gönder.
Ama Hüseyin abi benim bu akþam iþim var. Valla hiç boþ zamaným yok
Valla ben anlamam, ben o yazýyý Pazartesi sabahý isterim. Kýzýný öp benim yerime....
|
|
358
|
|
|
|
O sýrada sineklerde sekizinci hisleri ve duyargalarý ile durumdan haberdardýrlar... Dondurmanýn o çekici tadý ve kokusu hemen fark edilir sinek zibidileri tarafýndan... Dondurmaya doðru pike yapsalar bir dert, yapmasalar bin dert, dondurma ziftleneceðiz derken hayatlarýndan da olabilirler...
|
|
359
|
|
|
|
Güzel bir yaz günüydü... Ali Ýsmail iki can kardeþtiler... Ali Ýsmail'den iki yaþ büyük olduðu için her zaman kardeþinin koruyucusu idi... Ýkisi de uyanýk çocuklardý... Yokluk içinde büyümüþler ve bir iþte de çalýþmalarýna raðmen, zaman zaman ek iþler de yapýyorlardý...
|
|
360
|
|