|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Azmi, Bir Kadın, Bir Çocuk, Bir Bebek
İsa Kantarcı
Öykü > Aşk ve Romantizm
AZM, BİR KADIN, BİR ÇOCUK, BİR BEBEK
41 yaşındaki Azmi, hayvan tüccarıydı mutlu hayatında, sığır üretip satardı, bu işlerin içinde büyümüştü, babasının işi buydu, kurbanlık için da et ve et ürünleri üreten şirketler için. Köyde bir çiftliği vardı, tarlaları vardı. Ondan sığır
satın almak için gelen bir baba ve iki oğlu vardı, kamyonla, dört sığır satın almışlardı, asmanın altında çay kahve içmişlerdi,
Azmi müşterisi şişman adamı ve iki gen
[DEVAMI]
|
|
|
• İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) |
381
|
|
|
|
"Ana." demiş ablam gülerek "Gözlüğünün bir camı yerinde yok. Düşmüş galiba." |
|
382
|
|
|
|
Güzel bir yaz günüydü... Ali İsmail iki can kardeştiler... Ali İsmail'den iki yaş büyük olduğu için her zaman kardeşinin koruyucusu idi... İkisi de uyanık çocuklardı... Yokluk içinde büyümüşler ve bir işte de çalışmalarına rağmen, zaman zaman ek işler de yapıyorlardı...
|
|
383
|
|
|
|
Sekiz on arkadaş, belki de on beş var mıydık bilemiyorum, eski dostluğumuzu arkadaşlığımızı kutlamak için bir tavernaya gitmiştik... Günlerden sıcak bir haziran akşamı... Oturduk masalarımıza ufak ufak da demleneceğiz tabi... Müzik başlamış, piyanist şantör arkadaş eski hafif müzik parçalarından dem vuruyor, biz de bildiğimiz kadarı ile arkadaşa eşlik ediyoruz, kimi ellerimiz ile tempo tutuyoruz. Daha o zaman böyle kapalı yerlerde sigara yasağı da henüz başlamamış. Arkadaşlar hem rakılarından biralarından fırt çekiyor, hem sigaralarından... Bana da tutuyorlar sigara ''İsmail ne olur yak bir tane sen de.'' diye, ben bırakalı yıllar olmuş, şiddet ile ret ediyorum tabi, ben onu bir daha ağzıma alır mıyım? |
|
384
|
|
|
|
aramızda acayip birşeyler var. Ne olduğunu bilmiyorum ama farkındayım. Bir de kafayı takmışlığım hat safhada: Ulan bizim aramızda ne var? |
|
385
|
|
|
|
Meslek ayakkabıcılık olunca, eş, dost, arkadaş, akraba, arkadaşın arkadaşı, dostun dostu çevresi de haliyle bayağı geniş. Toplasan bir bölük, bir tabur hatta alay bile olurlar... Eeee o kadar popülaritemizde olsun artık canım. Kıskanmayın siz de... Sizin de vardır bir dolu akrabanız, eşiniz dostunuz... Ben size bir şey diyor muyum? |
|
386
|
|
|
|
Küçük bir ilçede yaşıyoruz ya, belediye hoparlöründen yapılan duyuru, doğal olarak herkesin ilgisini çekti. Gönüllerde yatan aslanların çoğu, kuyruklarını bir ters yüz edip havalandırdılar
|
|
387
|
|
|
|
Hidayet Bey, benim köpeklerin ev de bir çuval maması var, atalım arabaya, sonrada köpek besliyoruz biz, nasılsa, diyerek her yeri, dere tepe gezeriz. Ne dersiniz komşular? Ne diyelim ’’Körün istediği bir göz Allah verdi iki göz.’’ durumları resmen bu...
|
|
388
|
|
|
|
Gündüz Yunan askeri gelir, hayvan haşat, yiyecek içecek ne varsa toplarmış ya; gece de rahat yokmuş. Hava kararır kararmaz bu kez çeteler düze iner, onlar toplarmış ne var ne yok. Bir de erkeksiz ev görmeyegörsünmüş namussuzlar. |
|
389
|
|
|
|
Topluma malolmuş bir yazar olan Recep Sezgili bir gün odasında daktilosunun şeridiyle boğulmak suretiyle öldürülmüş olarak bulunur. Komşusu, Recep Sezgili’nin evinden gelen ölü insan kokusunu hayra yormamış, Recep Sezgili’nin kapısını kırarak içeriye girmiş ve Recep Sezgili’yi ölmüş bir vaziyette ve/fakat yüzünde bir tebessümle yerde yatar bir vaziyette bulmuştur. |
|
390
|
|
|
|
Geçen sene bir arkadaşın deposunda doğurdu, ondan önceki senede Yaşar'ın Bakkal'ında, seneye de kimbilir bakarsın bizim dükkanda doğurur. Bizim işyerinde ki mahallenin bebeleri ile hergün besleriz hemen hemen o gün kimin cebinde para varsa sevabına doyurur bu yavruları analarını işte böyle bizim işyerinin muhabbetleri...
|
|
391
|
|
|
|
"Hanım, seçimlere kadar üç çocuğu tamamlamamız lazım, yoksa listeye giremem" |
|
392
|
|
|
|
-Filankes fişmankes Devremülk ve dinlenme tesislerinden arıyorum, buyrun birkaç gün ücretsiz misafirimiz olun, tesislerimizi gezin, sizi üye yapalım beğenmezseniz almayın. Bizim üyelerimiz arasında tanınmış simalarda var, onlar ile komşu olmak istemez misiniz? |
|
393
|
|
|
|
Bilirsiniz, bu adamlar yıllar önce “devrim” adını verdikleri bir arabayı benzin koymadan yürütmeye kalkmışlardı, şimdi de “demokrasi” adını verdikleri bir arabaya bindiler; ancak buna da ileri vites koymayı unuttular. İşte o yüzden bizdeki “demokrasi” arabası hep geri vitesle gider ve oraya buraya da toslar. |
|
394
|
|
|
|
haftaiçi uyanamayıp her pazar olduğu gibi, bu pazarda sabahın köründe uyanınca yazmak şart oldu gari... |
|
395
|
|
|
|
Benim TC numaram, yani Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olduğumu belgeleyen numara aynen şöyle Yirmi iki milyar sekiz yüz doksan beş milyon dört yüz elli dört bin altı yüz altmış iki... Biz de böyle kardeşim, ne yapalım biz de böyle ezberlemişiz TE ve de CE numaramızı... Ha bir de rakam ile mi istiyorsunuz, oluuur onu da yazalım. 22 895 454 662 |
|
396
|
|
|
|
-Sinan; yakın arkadaşımdı, uzun boylu biri. Sayısal bölüm seçecekti. Aynı sınıfta olmayı hayal ediyorduk. O bana, ben ona kopya verme niyetindeydik. Ama henüz onun bana kopya verdiği bir ders olmamıştı. Pardon müzik dersinde kopya veriyordu, ama yakalanmıştım. Onu ele vermemiştim, ama…-- |
|
397
|
|
|
|
]İki bin iki yüz yetmiş altı yılına gelinmiş ve Türkiye'nin nüfusu iki yüz on dört milyon kişiye yaklaşmaktaydı. Başkent Ankara on altı milyona, diğer büyükşehir İstanbul otuz üç milyona yaklaşan nüfusları ile dünyanın sayılı şehirleri arasında ki yerlerini almışlardı. Gökdelenler büyük şehirlerde iki yüz elli üç yüz katlara doğru yol alıyordu. On ikinci Boğaz köprüsü daha yeni bitmiş ve hizmete açılmıştı. İstanbul'da ve Ankara'da uygulanan tek plaka ve çift plaka uygulaması yüzlerce yıldır sürüyordu... |
|
398
|
|
|
|
O güne kadar hiç yankesici görmamiştim. Yaı da ben öyle sanıyordum. Belki görmüşümdür de , sanatını icra etmeye kalkışmadığından farkına varmamışımdır. |
|
399
|
|
|
|
Muhittin Bey'in hikayesi de böyle işte |
|
400
|
|
|
|
Her bölümde elli altmış tane figüran telef oluyor. Eee, tabi o telef olan figüranları da bir öteki bölümde tekrar canlandırıp tekrar öldüremiyorsunuz... Seyirci hemen anlıyor, sosyal medyadan bizi mesaj yağmuruna tutuyorlar... Gerçi Allah var, figüranlarımızın hepsi kaliteli işin ehli adamlar, iyi de ölüyorlar, öleceksin bu bölümde dedin mi... |
|
|
|