• İzEdebiyat > Deneme > İtiraflar |
221
|
|
|
|
kendim için bazı şeylerden vazgeçtim...yada vazgeçmek zorunda kaldım...... |
|
222
|
|
|
|
Bu yaşıma gelmeden önce hürmetle içimde yetiştirdiklerim birer birer alındı elimden. Ben farketmeden. Kinime tutsak olmuş ben, fark etmeden. |
|
223
|
|
|
|
yıllar sonra bir dağbaşı çığlık çığlığa sessizliği yırtanlara |
|
224
|
|
225
|
|
|
|
Hiç bir şeyin aynı olmayışına sebep neydi?
Biliyorum artık her şey farklı ... bu sabah babamı çok özledim yine. Annemin içinde ki çığlıkları duydum gözlerinde. |
|
226
|
|
|
|
Bir umutsuz elem kaplamış, karanlık şehrin caddelere saplanan yüreğini. Bulut bulut olmuş, dağlanmış beton-arme vicdanlarda. Tükenmek üzere, tükenmeyi tüketmeden! |
|
227
|
|
|
|
Bak, her satır anlaşılmaz, ancak yaşanır bir fikr-i firarın ta kendisi yine. Sense en güzel gülüşünle gözlerimin önünde. Bana güç verdiğin için nasıl teşekkür etsem az sana. Çok garip, yine bilmeyeceksin bu anlattıklarımı da... |
|
228
|
|
|
|
Soluğunun olduğu atmosferde olmakla bile mutlu olan ben, yangın dolu gecelerde çığlık çığlığa yakıyorum kendimin her bir parçasını. Belki de gün gelecek sevecek bir ben bile kalmayacak. Sırf seni sevebilmek için kendimden bile vazgeçtim görmüyor musun... |
|
229
|
|
|
|
Öğle vakti göğsümü güneşe asıyorum artık. Derdim biraz kurumak, içimi kurutmak sanki. Gerçi buna kurumak mı denir, yoksa yokluğunun takvimin de kavrulmak mı, bilemedim. Bilemedim ama belki bir gün diye, o bir günün hatırına gizlendim işte neyleyim |
|
230
|
|
|
|
Yağmur damlaları bedenimin her yerini teker teker öperken, bende rüzgarı ellerimle tuttum ve her bir zerremden esmesi için ona izin verdim. |
|
231
|
|
|
|
Kötülerin meclisinde hainlerin ve zalimlerin yeri başköşedir. Gafiller ise orada sadece çaycılık yapabilirler. |
|
232
|
|
|
|
"Günler eskiyecek. Mevsimler, seneler, dakikalar yitecek suya bırakılan bir kâğıt gibi. Ve yüzün, yüzümden içte kalacak, bakmış olanın,bakıp göremeyeceği bir gölge gibi. “Acı zamanla tesirini yitirir” tesellisi verilse de, hatırda kalan her acı tazedir." |
|
233
|
|
|
|
Bu sabah sana uyandım her sabah olduğu gibi. Musluğu açıp sevdanı çarptım yüzüme. Hızla pencereye koşup sabah rüzgarının sırtındaki kokunu buyur ettim içeriye. |
|
234
|
|
|
|
alışmak, üretmek ve kazanmak adına bize söylenenlerin yalan olduğunu biliyorum. Sabahın köründen akşamın karanlığına kadar ağır işlerde çalışan insanların her fırsatta yorgun bedenlerini biraz olsun dinlendirebilmek için uyumaktan başka çareleri mi var? |
|
235
|
|
|
|
Gurbet kelimesi yoktu haznemde. Gitmene ihtimalim yoktu. Zamansız gidişinin tesellisini bulamadım ellerde... |
|
236
|
|
|
|
Çıkarcılığı eleştirirken bile, kendi çıkarlarını korumaya çalışan insanlar var. |
|
237
|
|
238
|
|
|
|
Seninle sevişmemi mi yoksa nü resmini yapmamı mı istersin? Seni öpücüklerle sevmemi mi yoksa tuallere çıplak resmini çizmemi mi daha çok istersin? Saçlarını okşamamı mı istersin yoksa onlara gül takma mı istersin? Sana veda ederken gözlerine bakma mı yoksa gözlerimi yumarak gitmemi mi, söyle hayatta hiçbir isteği gerçekleşmemiş sevgili ne istersin. |
|
239
|
|
|
|
...Onlar da aşk gibi günahsızlardı; lakin bir suretin vardı ki hepsine sıçradı... İbrahim oldu ahlak, mahrem bir cazibeye gözlerini bağlayıp, kırdı putlarını... Aşkın, İbrahim'e gebe olduğu zamanlardı...
|
|
240
|
|
|
|
Kullandıkları arabalarla kıyaslarlar beyinlerinin emiş gücünü. Bolca alkolle, süspansiyonlarını bozarlar. Hepsinin torku düşüktür, zekâları gibi. Çünkü diğer insanların aksine hayatta kalmak için zekâya ihtiyaçları yoktur. Yeterli mevkileri, lüks arabaları ve paraları vardır. |
|