• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
181
|
|
|
|
Bandýrma'dan Gagauz özerk bölgesine bir seyahat, Gagauz Türklerini tanýma gezisi. |
|
182
|
|
|
|
“Edebiyat marangozluktan farklý bir iþ deðildir.” demiþti Gabriel Garcia Marquez; 1981’de, Meksiko City’nin görülmeye deðer, renk renk çiçekleriyle dolu eski ve þirin semti San Angel Inn’deki evinin hemen arkasýndaki ofisinde, Paris Review dergisinden Peter H. Stone’a verdiði o uzun söyleþide. (Yazarýn Odasý, Timaþ, Çev: Öznur Ayman)
|
|
183
|
|
|
|
hayata karþý verilmekte olan mücadelelerde kayba uðramamak için sonuna kadar yürümemizi gerektiren sonunu baþarýlý bir þekilde bitirmemiz icap eden engebeli bir yoldur. |
|
184
|
|
|
|
Herkesin önceliklerini þaþýrdýðý garip bir çaðda yaþýyoruz. Adýna yaþam denilecekse bu hayatýn içinde yaþýyor olmak boðuyor artýk beni… Kimileri kelinin, kimileri belinin, kimileri makamýn, kimileri þanýn, þöhretin, kimileri paranýn, pulun peþinde at gibi koþturuyor… En yakýnlarýmýz da deðil! Sen, ben de deðil! Yeryüzünde yaþayan insanlar zývanadan çýkmýþ durumda. Sanki herkes birbirini delirtmek için yaþýyor bu hayatý… |
|
185
|
|
|
|
Hayatta bir þeyleri elde etmenin hiç bir anlamý yoktu, çünkü korkunç bir sýfýrý barýndýrýyordu yaþam içinde. |
|
186
|
|
|
|
Ýnsaný yýkayan en temiz suyun kendi teri olduðuna inanmýþ olacak ki, uzun zamandan beri vücuduna baþka su deðdirmemeye özen gösterdiði ilk bakýþta anlaþýlýyordu. Kýrçýl saçlarý öyle yapaðýlaþmýþ ki görseniz içiniz acýr… Ýri yapýlý, badem gözlü, yüzü çopurlaþmýþ, buðday rengi yüzünü kapatan 5 aylýk sakalý, aðzýna doðru sarkan intizamsýz býyýðý ile bir insan baþýndan ziyade görüntü olarak adeta yosun tutmuþ bir volkanik kaya kütlelerinden bazalt taþýný andýrýyordu... |
|
187
|
|
188
|
|
|
|
insanlar dedikodu peþinde koþmaya neden bu kadar gereksinim duyuyorlar? |
|
189
|
|
|
|
Kalbim acýyor vesselâm. Çok..mutfaðýmda kokan tarçýnlý kekten hatta ve hatta yediðim ekmekten utanýyorum. Dünya için aðlýyorum bugün. Içindeki kötüler için...Içindeki masumlar için.. Sahip olduklarýmdan utanarak. Gizlice... Bu güzel balkonda. Bu guzel kuþ civiltilarina aðlýyorum... |
|
190
|
|
|
|
Öyle böyle bir can korkusu deðil benimkisi, farklý bir þey, anlatýlmaz. Kelimeler yok anlatacak, ifadeler yetersiz |
|
191
|
|
|
|
* Süre giden bir tanýþýklýk sürecinde “sevmek” ilk andan beri vardýr. Ama “farketme âný” sevmenin baþlangýcý deðil var olan fakat bilinmeyen bir sevginin fark ediliþidir. Hani: “Seviyorsun ama sevdiðini bilmiyordum.” demiþtin ya sebebini daha iyi anladým.
|
|
192
|
|
|
|
bayýlýyorum bu baþkanlýk sistemine!..vay beh!..:))) |
|
193
|
|
|
|
Sen giderken, çýðlýk çýðlýk susmalýyým... |
|
194
|
|
|
|
Soluk bir ten, asýk bir surat, her þeye kayýtsýz bir sýfat! Bugünün yüzü böyle… |
|
195
|
|
|
|
Bütün doðrular ve yanlýþlar olduklarý yerde duruyor. Onlara farklý anlamlar yükleyen, sürekli hareket hâlinde olan biz insanlarýz kuþkusuz…
|
|
196
|
|
|
|
karanlýðý gece ile gündüzü birbirinden ayýran fark olarak tanýmlamamýz mümkündür |
|
197
|
|
|
|
Ege’de yaz baþkadýr. Gecesiyle gündüzüyle…Siz hiç Ege’den yýldýz savaþlarýný izlediniz mi mesela?
Ýncecik kesilmiþ köy ekmeðinin üzerine salça sürüp bahçeye dalarak yeþil soðan, maydanoz, taze bakla yediniz mi mesela?
Sapanýnýzla keskin niþancýlýk yapar mýydýz peki? |
|
198
|
|
|
|
Aristoteles in konuþ ki seni göreyim fikirlerimizi suya sabuna dokunmadan söylemek yerine gerçekleri sivri bir dille anlatmak deðerlidir. Ona uydur buna uydur dersek unuturuz düþünmeyi... |
|
199
|
|
|
|
Varoluþun yarattýðý sýkýntýlarý, problemleri, acýlarý, sorularý çözümlemenin tek bir yolu var: Varoluþçuluk. Özgür düþünceye dayanan, her türlü otoriteyi reddeden, insana varoluþunun farkýnda olmasýný saðlayan bir varoluþçu anlayýþ. |
|
200
|
|
|
|
Su kadar sevdim ellerini… Bahar kokusu sinen ellerini… Tuz tadan ellerini…
Ezberimdeki bütün cümleler, adýnýn kapladýðý yere kendini býrakacak kadar çok sevdim seni.
Sen, ýlýk bahar rüzgârý… Sýcak yaz kokusu… Sen deniz… Sen martý… Martý… ? |
|