• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
2221
|
|
|
|
yeten birşeyler aramakla geçen dünyamıza küçük notlar halinde bir yazı...((((sonucu bilinen soruya verilmek istenen yanıtlar)))))) |
|
2222
|
|
|
|
Yalnızlığım sapladı sivri ucunu kalbime ve giderek derinlere ilerliyor, sessiz çığlıklarımdan boğuluyorum. Etrafıma şöyle bir baktım, bu ne koşuşturma böyle, herkes iş çıkışı evine gitmek için yollara düşmüş, otobüs, dolmuş duraklarında uzun kuyruklarR |
|
2223
|
|
|
|
Değil mi ki, sıradan yaşanılan bütün hayatlar, sonunda tümüyle anlamsız, önemsiz ve yokluğa mahkum. O halde ben hayatta ne yaptım? Diye kendime soruyorum. |
|
2224
|
|
|
|
O, yalnızları çok iyi tanır, ne zaman geleceğini de, onun kötü yanı dilsiz olmasıdır. Siz konuşursunuz o dinler. iyi bir dinleyicidir. Haksız olsanız da sizi onaylar, destekler, gün ışırken hoşçakalın der ve gider
|
|
2225
|
|
|
|
Bir meyveyi dalından koparıp yemeyeli, bahçeli müstakil bir evde sabahın mis gibi toprak kokusunu duyup gülümseyerek uyanmayalı ne çok olmuş.Oysa benim yaşamak istediğim hayat , şehrin kalabalıkları içinde asılan suratları gülümsemeye sevk etmek için çaba |
|
2226
|
|
|
|
Evet biz yarattık, tüm mutsuzlukları ve biz kendimiz aldık elimizden, tüm bahşedilmiş mutluluklarımızı. |
|
2227
|
|
|
|
Anlam nedir? Anlaşılmak nedir? Anlaşılmamanın suçu kimdedir? |
|
2228
|
|
|
|
Ölüme, ölümle dostluk kuranlara... |
|
2229
|
|
2230
|
|
|
|
senin mavi gözlerin var, uzandığın zaman dokunabileceğin, ince parmaklı dostların... |
|
2231
|
|
|
|
Gereksizlik üzerine yazıların ikincisi, belkide uzun süre devamı gelmeyecek olan serinin ikinci yazısı... |
|
2232
|
|
|
|
Paylaşmadan çoğalmıyor insan, |
|
2233
|
|
|
|
önce anne dogurdu çocogu aciya, sonra çocuk aciya anneyi ve ölümü katti. |
|
2234
|
|
|
|
Ama bazı şahsiyetler vardır ki, hangi koşullarda yaşarsa yaşasın dirayet ve şecaat konularında daha samimi, ön yargıdan uzak durmayı başararak daha duyarlı oluyorlar, feragat konusunda örnek alınacak değerlere haiz bulunuyorlar.
|
|
2235
|
|
|
|
Sosyal ve demokrat zihniyetinin temsilcileri asla statükoyu savunamazlar.
Şayet savunurlarsa, kendilerini bir açmazın girdabına hapsederler.
Sosyallik, ahenksizliği reddeder.
|
|
2236
|
|
|
|
yazıyoruz hayatı.
kendi ellerimizle birer birer tüketerek... |
|
2237
|
|
2238
|
|
2239
|
|
|
|
Sen istersin ki bildiğim yoldan gideyim, yoldan yordamdan hiç çıkmayayım. |
|
2240
|
|
|
|
Ayırdına varmadan girdim dibi karanlık düşüncelere...
Ne yaparsınız işte bu hatun konuşur
böyle kendi, kendine 'sen sus, sus söyleme'
deseler de...
|
|