• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
2441
|
|
2442
|
|
|
|
Yıllar önceydi, genç bir üniversite öğrencisiyken ben, yolda bir Amerikalı anne ve çocuk yürüyordu önümde.
Annenin kucağında büyük bir alışveriş çantası.
3 yaşlarındaki güzelim kız çocuğu yere düşüverdi birden. Elbette kaldırmak için atıldım ben!..
Gülümseyerek dedi ki anne "no..."
Hayır dedi, lütfen kaldırmayın, kendisi kalkmayı öğrenmek zorunda!...
|
|
2443
|
|
|
|
Huzur, sükun ve sükut sözcükleri buğulandı demliğin nefesiyle. Semaver ateşle ünsiyet etti çayın hatırına. Asırlar sürecek bir dostluğa merhaba dedi dudaklar. Kısa günde kırk kere hatırlandı bu ünsiyet. Vefa sözcüğünün sıcaklığı sardı sineleri.
|
|
2444
|
|
|
|
Kendi içinizde bir yolculuk yapmaya çıkarsanız , önce beyninize misafir olmayı deneyin.Çok şaşıracaksınız. |
|
2445
|
|
|
|
krallığın sona ermiştir artık ve bütün kraliyet mensupları senin cenazene katılmak için bir bir sıraya girer, ama onlar yüzünden öldüğünün farkında bile değillerdir, onlar sadece eğitilmiş ama kör birer katildir… |
|
2446
|
|
|
|
Camdan sarayların efsane gelini midir çay onu görünce efsanelerin dili tutulur, lâl rengine bürünür hayal. Zamana ipek ilmekle nakış nakış işlenen buğulu bir tebessüm müdür yoksa. Ya da bir gül nihalin yanağından süzülen ıtır mıdır rayihası. Belki de Mecnun’un Leyla’sı… |
|
2447
|
|
|
|
Dünya hayatı hakkındaki "ölümlü dünya", "iki günlük dünya" sözcükleri insanların çok sık kullandığı deyimlerdir ancak samimiyetsizce söylenir. Dünyanın geçiciliği onlara ahireti değil, ölümle birlikte yitirecekleri zevkleri çağrıştırır. Bu nedenle kısa olan hayatlarını, ‘dünyaya bir daha gelinmeyeceği’ düşüncesiyle ‘doya doya’ yaşamaya çalışırlar. |
|
2448
|
|
|
|
Ben öğretmenim, “Bize öğretin” diyen ışıl ışıl gözler isterim. Beni dinleyen bilgiye aç gözler. Ben en çok size bir şeyler öğrettiğimde öğretmen olurum.
|
|
2449
|
|
|
|
Ah bu mecburiyetler yok mu hapishaneden beter. |
|
2450
|
|
2451
|
|
|
|
Sancılı saatlerin içinden cımbızla çekip almaktır şefkati... Sevmektir canınızdan kopan canı... Sevmek sadece sevmek... İçinizden çağlayan sevgi pınarında yıkamaktır güzel varlığı... Kollarının arasına almaktır sıcacık küçük bedeni... Şarkıyı andıran ilk çığlıkları duymaktır boşlukta... Cennetin kokusunu içine çekmektir... Öpmektir titrek sallanan minicik elleri... Doyurmaktır aralanan pembe dudakları... Ve bağrına basamaktır ana sütü kadar saf masumiyeti... |
|
2452
|
|
|
|
Atalarımız: “Yuvayı dişi kuş yapar” demiş.
Ne doğru bir söz…
Kadınlar aile kurumunun temelidir.
Aslında kadınla erkek,bir elmanın iki eşit parçasından başka bir şey değildir.
İkisi bir araya gelerek bir bütün |
|
2453
|
|
|
|
Nazın, vefanın, güzelliğin bu denli mütevazı sunumu bizi celbeden ve cezbeden iksir. Sırça saraylardan gülümseyen dilber çağırır biz de yollara düşeriz gönülsüzce, gözsüzce. Gönül gözüyle görenlere selam verebilmektir muradımız. Ateş ,su, semaver,demlik çaydanlık o yüzden en hatırlı unsur ve avadanlık yanımızda. Biz topraktan yaratılmanın künhüne erebilmeyi umarız onalrın sayesinde. Suyun azizliğinden medet umarız dem dem. |
|
2454
|
|
2455
|
|
|
|
Güzel bir yaşam isteyen insanın güzelliklere, iyilik isteyenin iyiliğe, doğruluk isteyen insanın da diğer insanları doğruya çağırması zorunludur. Bu çağrıyı yaparken bilinmesi gereken, güzel sözü insanlar üzerinde etkili kılacak olanın ancak Allah olduğudur.
|
|
2456
|
|
|
|
Kimsenin suçu yok.Bilirim tabancanın bile bir asaleti vardır.Kendimi vursam kurşun yüreğime saplansa, bütün silahlar benden iğrenir.Kendimi denizlere atsam, dalgalar bedenimi sahile vursa, martılar bile ağlamaz.Bilirim hayat boynumdaki kirdir.Yaşarken her gün gömlek değişsem de, ölümümden sonra kefenim üzerime kanımla yapışacak, o zaman kirimi kim çıkaracak? Boynuma ip geçirsem enseme yapışan bu kirden beni hangi intihar kurtaracak? |
|
2457
|
|
|
|
Şiir sabır ve tahammül ister. İnce bir iştir şiir… Kuyumcu titizliği ve sabrı gerektirir. Yahya Kemal’in ömrü boyunca şiirlerini bir kitap haline getirmemesi, bir kısım şiirlerinin tamamlanmasını on yıllara yayması şiirde titizliğin önemine işaret eden müşahhas örneklerdir.
|
|
2458
|
|
2459
|
|
|
|
Daha sonra bu hoş sesli genci unutmaya çabalayarak , sıkıntının ortasında gelen bu tesadüfe anlamlar yüklemek isteyerek ve fakat şu yaşadığı yıllar boyunca asla bu tarz sevimli tesadüflerin kendisine çatmadığını hatırlayarak işine devam etmiş. |
|
2460
|
|
|
|
Ne çok şey söylenir sabırla ilgili;
“Sabrım taştı”, “Ben sabır taşı mıyım?”, “Sabır taşı bile bu durumda çatlar".....
Oysa sabır tahammül değildir; yaşananlar karşısında dişlerini sıkmak değildir..Sabır zorluk geldiğinde Yüce Allah’ı hatırlamaktır. Ardından gelecek kolaylığı beklemektir. İmtihanımızda Allah’ı görürsek, o zaman imtihanı severiz. İmtihan olmamız, Allah’ın Kendisini hatırlatmasıdır, bizi unutmadığının işaretidir. Ne kadar zorluk isabet ederse, Allah’a o kadar yakınlaşırız.
|
|