• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
2541
|
|
|
|
her ýrmak bir deniz olmak ümidiyle akar durur hiç durmadan, duraksamadan. Sense kocaman ümit ve deniz nedir bilmedin hiç, küçük bir ýrmak için deniz olduðunu da!.. |
|
2542
|
|
|
|
Kaç ‘eksik yan’a, kaç insan düþer? Kaç insana, kaç acý? Kaç acýya, kaç kabulleniþ? Aldatan insanlar gördüm, aldatýlanlarda…En eski günahýmýz bu... |
|
2543
|
|
|
|
Acep nerdeler, ne haldeler o anneler babalar çocuklar, sütçüler, dondurmacýlar, sakýz horoz þekerleri, halkalý þekerleri satan çocuklar, sýcacýk komþular, mahallenin bakkalý, kahvecisi, en güzel kýzý, delikanlýsý nerde? Hani nerde o günler |
|
2544
|
|
|
|
Cehaleti besleyip büyüten insan. Kinlenen, kibirlenen, intikam alan, ezen, aþaðýlayan insan. Özünü unutan, geçmiþini reddeden, geleceðini satýn almaya kalkýþan, insan. Ölüme raðmen. |
|
2545
|
|
|
|
Bir bebeðin sözü,hayali bile utanç mýydý acaba aralarýnda?. |
|
2546
|
|
|
|
Þaþar kalýrsýn yaþamýn sana sunduklarýna. Hep eza mý? diye sorarsýn, isyan etmekten korkarak. Sonra anlarsýn ki bu düþüþler daha büyüklerini engellemiþ hep. Her acý da bir mutluluk gizliymiþ. O an çözememiþ, þaþýrmýþsýn. Bakakalmýþsýn. Aradan hep zaman ge |
|
2547
|
|
|
|
“susalým” diyorum bu defa benim olan sesin, benim olan gerçekliðiyle…
Bazen susmak gerekirmiþ…
|
|
2548
|
|
2549
|
|
|
|
Cümleler kuruyor, aðlýyor, gülüyor, düþünüyor, hissediyoruz… yalnýzýz ama… sen de benim kadar… iki koca yalnýzlýktan, bir bütün paylaþým tamamlanmýyor, biliyoruz.
|
|
2550
|
|
2551
|
|
|
|
Çeliþkileri ve ayrýntýlarý topladý Tanri, adýna kadýn dedi… |
|
2552
|
|
|
|
Kulaðýmda sakin sakin çalan müzikle dönmeye karar verdim. Geldiðim yollarý tekrar adýmlamaya baþladým. Gülümsememi de yanýma alarak tabii. Herkese gülümseyerek yürüdüm. Mutluluðun sýrrýný bulmuþ bir mucit edasýyla. Mutluluðun sýrrý yaþama güzel bakmakta |
|
2553
|
|
|
|
Toplumda, dürüstlüðün insaný kayba uðratacaðý gibi gerçek dýþý bir inanýþ yerleþmiþtir. Ýnsanlarýn çoðu küçük yaþtan itibaren bu telkinle yetiþtirilir. Bu yanlýþ mantýða sahip pek çok anne baba çocuklarýna vicdanlý, dürüst, samimi davranmayý deðil, yalnýzca kendi çýkarlarýný korumayý öðüt verir. Bu onlarýn ‘mantýklý’ hareket etme üzerine kurulu dünya görüþleridir.
|
|
2554
|
|
|
|
Yaralarým içimde büyüsün, boþluk açmasýn
diye çabalarým ... Bilirim ki, açýlan boþluklarýmý açanlar
geri gelseler bile, dolduramazlar açtýklarýný,
silemezler yüreðimdeki kendi izlerini....
|
|
2555
|
|
|
|
Beyaz bir yalnýzlýk
Sarý bir hüzün,
Koptuðu yerde sözün
Býrak benimle kalsýn
Kar rengi yüzün... |
|
2556
|
|
|
|
Allah dünyada sayýsýz güzellik var etmiþtir. Ancak bunlardan gerçek anlamda haz alabilmek için, bu güzellikleri takdir edebilecek bir anlayýþ gerekir. Örneðin bir çiçeðin yapraklarýndaki özel bir oran dahilindeki kusursuz dizilim, etkileyici kokusu, dokusundaki yumuþaklýk bu muhteþem güzelliðin büyük bir nimet olarak var edildiðinin göstergesidir. Bunu gerçek anlamda görebilenler ise ancak imanýn kazandýrdýðý net bir bakýþ açýsýna sahip olan insanlardýr. |
|
2557
|
|
|
|
Evet… Nerede kalmýþtýk?
“Arkasý yarýn”a benzedi bu yazý, hatýrlayan kaç kiþi kaldýysak? Zaman sular gibi akýp gidiyormuþ gerçekten, vallaha bunlardan söz edeceðimi hiç zannetmezdim!
Evliliklerde de böyle oluyor…Hiç benzemeyiz sanýyoruz, hani þu restoranlarda gördüðümüz doðru dürüst iki laf etmeden oturan, etiketi üstünde eski evlilere, ama… Biz görmüyoruz yaþarken de… Bir anda benzemiþiz bile…
|
|
2558
|
|
|
|
Sen ve ben… Asla kutsayamayacaðýz ne yaþamýmýzý ne ölümümüzü…
O yüzden haydi devam edelim yaþamaya, yaþamanýn oksijen ve karbondioksit boyutunda!
|
|
2559
|
|
2560
|
|
|
|
Harflerin ýþýðý çayýn buðusu ile karýþýr hayalimizde. Buðulu kelimeler, efsane cümlelere yol bulur yudum yudum. Her paragrafýn nazlý temasý olur çay. Çaydanlýk ve demlikten huruç eden gizemli hâller bardaðýn sinesinde tebessüm gülü olur billur misali açar. Bir renk ve ahenk seremonisi baþlar tam da bu demde.
|
|