• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
361
|
|
|
|
insanlar neden yaþamlarýnýn bir köþesinde el alem ne der sorusuna yer veriyorlar? |
|
362
|
|
|
|
Dönüp baktýðýnýzda neleri ya da kimleri cýkartirdýniz hayatinýzdan? |
|
363
|
|
|
|
Zamanýn ve mekânýn girdabýnda kaybolan dimaðý arýndýrýp, dünden bugüne kurulan köprülerin iplerini keselim ki yabancý topraklarýn bataklýklarýnda kendine yer edinmeye çalýþan Sen’i tanýmanýn ve anlamanýn derinliklerine yol alabilelim. |
|
364
|
|
|
|
...Hikâye deðil, roman hiç deðil yazdýklarým ara sýra bir þiir, kýsa yoldan anlatmak için duygularýmý, bazen de sayfalara sýðmayan laf kalabalýklarý. Devrik cümleler kurmayý seviyorum en çok, devrilmemek için. |
|
365
|
|
|
|
Gönül hem çay ister hem muhabbet |
|
366
|
|
|
|
Adý ne olursa olsun, bayramlarýn kültürümüzde hep birleþtirici bir gücü olmuþtur. Bayramlarda kin ve nefretler unutulmuþ, sevgi, dostluk ve barýþ baþ tacý edilmiþtir. Uzaklarý ve uzaktakileri yakýn etmiþtir dinî ve millî bayramlar… Sevgi hamurunun mayasý olan bayramlar, geçmiþten bugüne kadar yaþadýðýmýz ve yaþattýðýmýz ortak kültür deðerlerimizdir. Bayramlarda geçmiþten getirdiðimiz kýymet hükümlerimizi yeni nesillere aktarýrýz. Uzun bir tarihî geçmiþi olan nevruz da bizi bize yakýnlaþtýran, kenetlenmemizi saðlayan bir bayramdýr.
|
|
367
|
|
|
|
Bu imtihan hayatý süresince insan, karþýlaþtýðý her þeye sabýr göstermek, Rabb’ine tevekkül etmek ve güzel ahlak sergilemekle sorumludur. Her imtihanda Allah’ý görmek, tümünden zevk almaya, yaþanan her olayý þevkle karþýlamaya yol açar. |
|
368
|
|
|
|
Ýnsaný var kýlan, önemli kýlan, iþe yarar kýlan da týpký çýnar aðacý gibi geriye kalan , iz býrakabileceði bir yaþam. Bir yaraya merhem olabiliyorsak, bir çaresize çare, bir dertliye derman gerisi boþ ve anlamsýz. Ýþte geldik, iþte gidiyoruz.
|
|
369
|
|
|
|
“Zevkler ve renkler tartýþýlmaz” sözü gelebilir akýllara. Ancak, zevkler ve renkler tartýþýlýr bence. Zorunlu mu? Hayýr. Gerektiðinde tartýþýlabilir. Ne zaman gerekir? Kiþilere ve tartýþma isteklerine baðlýdýr. Tartýþýlýr, ama zorla kabul ettirilemez. Tartýþmayla, aðýz kavgasýný karýþtýrmayan insanlarýn tartýþmalarý da az keyif deðildir hani. |
|
370
|
|
|
|
etrafýmýzda yaþayanlara kendimizi anlatmakta neden bu kadar zorlanýyoruz? |
|
371
|
|
|
|
Ruhunuzda fýrtýnalar koparken, o gecenin sessizliði az da olsa huzur verir insanýn ruhunun derinliklerine... Hele bir de ince ince tatlý bir müzik, alýr sizi götürür kim bilir nerelere... Ay dolunay olmuþ ya da hilal, ne fark eder? Iþýðýný salýyor ya hem dünyaya hem de ruhumuza... |
|
372
|
|
|
|
“Kulenin kapýsý günde bir kez benim için özel kurulan bir tim tarafýndan açýlýrdý, anlýyor musun? Benim yaþadýðýmý gördüklerinde ilk mýrýldandýklarý da ‘bu gebermemiþ mi hâlâ’ olurdu. Önüme bir parça küflenmiþ ekmek ve insaflarý tutarsa kokuþmuþ bir parça peynir veya domuz yaðý falan atarlardý. Sanki köpeðin önüne atarmýþsýn gibi.” |
|
373
|
|
|
|
Sabaha karþý tel örgü boyundaydým. Otlar çoktan kurumuþtu. Toprak yürüdükçe tozuyordu. Önce tan yeri alacalandý. Ve yýldýzlar söndü. Gökyüzü önce griye döndü. Sonra sarardý, açýldý… Ýlk kuþlar göründü. Ýri kuþlar, kargalar, atmacalar, doðanlar… Tel örgünün ardýndaki kasaba hala uyuyordu. Güneþin ilk ýþýklarý evlerin taraçalarýna düþtü. Kerevetler hareketlendi. Beyaz örtüler toplatýverdi. Ara sokaklardan birinde bir motor sesi duyuldu. Fýrýncýdýr bu, dedim. Kesin fýrýncýdýr. Kendimden emin halim hoþuma gitmedi. Ya sütçüyse… Kasabalarda ilk önce imamlar uyanýr zaten. Sonra yaþlýlar. |
|
374
|
|
375
|
|
|
|
Böcekler öldüklerinde ne yazýk ki yaþadýklarýndan hiç bir iz kalmaz geriye. Ne cenaze törenleri olur ne de arkalarýndan aðlayan, varlýðý yokluðuyla eþ deðer...
|
|
376
|
|
|
|
Eðer bir gün sende beni susturmaya kalkýþýrsan................. |
|
377
|
|
|
|
Bir kolayýmýz yok þu hayatta. Bu yüzdendir insanlýðýmdan iðrenmem...
Ah be, neler var, neler!.. Kýþ boyu pencereme serçelerin ziyareti. Bahar uyanýþý. Zamansýz çiçek açan aðaçlara kalp aðrýsý yapan merhametim. |
|
378
|
|
|
|
Artýk çalýþmak yok. Çünkü; din-le-ni-yo-ruz!
|
|
379
|
|
|
|
Ve benim her akþam korkunç bir yýlgýnlýkla, çaresiz eve nasýl geldiðimi de bilemezsiniz. Zaman ýþýk hýzýyla akýp geçiyor ve onu yavaþlatacak hiçbir güç yok bu dünyada. Bizim çaresizliðimiz de onu büsbütün þýmartýyor, küstahlaþtýrýyor olsa gerek. Yüzümüze bile bakmýyor artýk, baksa da mütemadiyen kýzgýn… Bize günlerin soluk fotoðraflarýný býrakýyor, ýsýrýlýp atýlmýþ meyveler gibi, bir yýðýn yaþanmamýþ, dokunulmamýþ, zarfý açýlmamýþ anlarla baþbaþayýz… Arkasýndan bakýp kalýyoruz yazýk. |
|
380
|
|
|
|
Yanaklarý sararmýþ yapraklar gibiydi
Elleri kurumuþ topraklar gibi
Sen ilkbaharda solan çiçek misin be gülüm!
|
|