• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
501
|
|
|
|
İçinden keşke o zamanlar biraz daha çok sarılsaydım, koklasaydım, öpseydim diyor telefonda oğlunu dinlerken… Sünnet düğününde oğlunun boncuk boncuk gözyaşlarına dayanamayıp onunkinden daha çok miktarda gözyaşlarını içine akıttığı günü hatırladı.
|
|
502
|
|
|
|
kaybedilen baharların çocuklarıyız biz...pus yüzlü eylüllerin... |
|
503
|
|
|
|
Anlatacak çok şeyim var yazacak hiç bişeyim... |
|
504
|
|
|
|
Aklındaki düşünceler gibi hızlı hızlı gitmek istemiyordu. Bütün gün usanmadan denize dönük banklara arkadaşlık eden, sabah serinde gelip balık umudu sıcağa kalan amatör balıkçılar, biraz önce denizde alabildiğine ıslanan köpeklerin sandal gölgesinde miskinliklerine bakıp bir yerlere dalıyorlardı yakalamaya çalıştıkları balıklardan önce.
|
|
505
|
|
|
|
Karamsarlığın piçi,bedbinliğin üvey oğlu, bedbahtlığın öz evladı, ta bizi bulana kadar mutluyuzdur yaşama sevincini tadarak....
|
|
506
|
|
|
|
başlık abartılı değildir. o dünyanın en masum, en samimi, en hakiki yayıncısıydı.
kimdi bu yayıncı, onun kişisel dünyasında kısa bir yolculuk yapalım... |
|
507
|
|
|
|
Yapayalnızsın! Dört duvar arası bir pencereli küçük bir odada. Kilitli kapılar ardındasın. Sen ve sana bakan duvarları seyredip ağlayacaksın. Uzaklardan, ta uzaktan kopup geldin. Ana, baba, sıla ve yardan ayrıldın. Artık garip bir kuşsun bu gurbet odasında. Kanadı kırılmış, mecali kalmamış yaralı bir kuş… Bağrına “gurbet” adlı hançer saplanmış. Çekip çıkarmaya yetmez ki gücün… İstanbul’la aranda sıra sıra sarp, geçit vermez, üzerleri karlı, başları efkârlı, dumanlı dağlar var. Bu dağların ismi de “gurbet”. Artık geriye dönüşün yok. Şimdi tek hakiki arkadaşın; yalnızlık ve gözyaşların… |
|
508
|
|
|
|
Hele Kirve oradan bir çay ve simit ver. Ver ki teyit edelim bizzat yukarıda söylenenleri. Hiçten saadetler ülkesinde saadet kapısının altın kolunu çevirelim tevazu ile sonra vira Bismillah diyelim, simitten bir parça koparalım, çaydan bir yudum alalım açılalım tevazu denizine…
|
|
509
|
|
|
|
Bazen buz tutmuş olsa da o pencere, inanmaktan
vazgeçmedim, sıcacık bir ateşin alevleri vardır diye içinde bir yerde... |
|
510
|
|
|
|
Sanırım onun dışında başka hiç ama hiç kimseyi ,ölene dek ve her sigara yakışımda hatırlamayacağım. |
|
511
|
|
|
|
... bir anda, öyle birdenbire... |
|
512
|
|
|
|
Ben bugün de uyuyacağım. Bugün de hiç bilmediğim ve yaşamadığım bir hayatı yaşayacağım. Bugün de her zamanki gibi hayallerimin ötesinde bir oyuncu olacağım… |
|
513
|
|
|
|
Savaş, akla gelen her şeye sahip olmak ve bunları ‘öteki’ nden korumak için, gücü elinde tutmak isteyen; cehaletle yoğrulmuş bir üstünlük duygusuyla saldırganlaşan insan ya da toplumların yakalandığı korkunç bir hastalık halidir. |
|
514
|
|
|
|
Yalnızlar şehri burası.
Burada sadece yalnız olanlar yaşar, aldatılmışlar, darbe almışlar, en sevdikleri tarafından kandırılmışlar yaşar. |
|
515
|
|
|
|
Biz toplum olarak kuklaları çok severiz. Onların eylem ve söylemlerini zevkle ve heyecanla izleriz. Sabah akşam onlardan söz ederiz. Çılgınlıklarına, cesaretlerine, giyimlerine ve yaptıkları işlere hayran kalırız. Ve onlara benzemeye çalışırız. |
|
516
|
|
|
|
Öyle düşünüyordum kendi kendime işte... Döküldü kalemden inceden... Çok da ciddiye almamak lazım aslında yazarı. |
|
517
|
|
|
|
Vatanları için savaşan bütün Müslümanlar, her zaman olduğu gibi, ölüm korkusunu biz çoook yıllar önce yendik. Savaşırken da aklımıza bile gelmez, gavurların askerleri gibi... Biliriz ki vatanları için ölenler şehittir ve yine biliriz ki şehitler mahşer günü seyitler ile peygamberler ile yan yanadırlar... Büyük bir ödüldür bu Müslümanlara... |
|
518
|
|
|
|
Firkat-ı intizâr cavan çağları
Mehhebet-i leb’e yazabilmirem
Mihr-ü mah şeb-î yavan dağları
Vuslat-ı dide’ye dözebilmirem... |
|
519
|
|
|
|
İşitme kaybının olumlu yanları hakkında bir deneme. |
|
520
|
|
|
|
Bir şehir vardı aklımdan hep seninle geçen batıyor şimdi, yokluğa karışıyor. Hissettiklerimden var etmeye çalıştıklarım hep geri döndü.Haklıydın belki de geç kaldım. Hayatımda kaldığın bunca zamana baktığımda anladım ki anılarla onarılmıyor güçlü de olsa sevgiler...
|
|