• ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam |
821
|
|
|
|
Bir yanýmýz hep boþalýr yavaþ yavaþ, içimizden bir rüzgâr esip geçer, bir saðanak baþlar da, anlayamayýz kalbimiz bizden utanýr, rahmet kesilir hanemizden, gözlerimiz aynalardan utanýr. Öfkeyle söylenirken arkasýndan, o giden kendimizdir.
|
|
822
|
|
|
|
Adam hayatini boyle planlamamisti. Nerden cikmisti bu kiz, neden girmisti hayatina? |
|
823
|
|
|
|
Her zaman mutlu olalým, hep mutlu olalým...
Peki ya olabilir mi böyle bir þey?
Belki birbirimize biraz yardým edersek olabilir.Hayatta mutlu olmak için birçok neden var.Onlarý bulmalýyýz. |
|
824
|
|
|
|
Herþeyi olduðu gibi sürdürmenin sizi risklerden koruduðunun ve görece bir güvenlik duygusu verdiðinin farkýndayým. Peki ya düþleriniz? Özlemleriniz? Yýllar yýllar önce ya da yýllardýr kurduðunuz hayaller? Yapabileceðinizi sezdiðiniz, hatta belki bildiðin |
|
825
|
|
|
|
Yakýn olmasam da bilirsin duygulara sýnýr yoktur. Ulaþamayacaklarý yer yoktur. Yeter ki çaldýðýnda kapýyý bir açan bulunsun. Uzak olan nedir? Yaný baþýnda oturan, uzatsan eline dokunabildiklerin, nefesini duyabildiklerin sana ne kadar yakýndýr? Ya ben? Ben ne kadar uzaktayým sence ? Sadece bir kelime kadar, bir cümle kadar, bir merhaba kadar uzak… Ve bir o kadar yakýn. |
|
826
|
|
|
|
Çýðlýklarým müziðin ahengiyle, duruþlarým özgürlüðün nihai yüceliðinde...Yapay safsatalarla dost binbir suskunlukla. Düþünüyordum düþünemezken. Biliyordum tamamen bilgisizken. Haykýramýyordum yine de |
|
827
|
|
|
|
Gençliðim ve umutlarýmla asýlmýþtým dallarýna.
Bir baktým;
Gençliðimi ve umutlarýmý asmýþsýn dallarýnda |
|
828
|
|
|
|
Bir an gök yüzü yarýlýyor, her yer aydýnlanýyor... Ýçimde birþeyler kopuyor... Ardýndan acýklý korkutucu bir ses... Þimþek çakýyor... |
|
829
|
|
|
|
yalnýzlýða dair garip bir deneme. yalnýzlýðýn ne olduðunu, bize neler katýp, bizden neleri götürdüðünü anlatmayý denedim. |
|
830
|
|
|
|
Varsýn deðiþsin herþey, deðiþebildiði kadar ! |
|
831
|
|
|
|
Anne! Karamsarlýðýmý çok görme. Bu melankolinin yaþý þiirin yüreðime deðdiði günle bir. O sarýþýn kadýn yüreðimin duldasýnda Türkçe aðladý aðlayalý altý kýrmýzý ile çizili cümleler yazýyorum. |
|
832
|
|
|
|
Kusmak, istemsizdir. Seçilmemiþtir. Biyolojik sisteminizin kabul etmediklerinden kurtulmanýn en iyi yöntemidir. Manifestodur, eylemdir, isyandýr kusmak!
|
|
833
|
|
|
|
Bir davudi ses bendeki, konuþurken ses desibeli fazla olsa da renginden kurtarýyoruz da, þarký söyler, türkü çýðýrýrken ben sanýyorum çaðlýyorum, onlar sanýyor böðürerek aðlýyorum!...
|
|
834
|
|
|
|
beni ve tabi ki sizi ilgilendiren bir þey. öyle olmasa yazmazdým zaten:) |
|
835
|
|
|
|
Öðreniyorum yaþamayý, hala, lakin ders almýyorum, ruhuma sarýlmýþým, sýcacýðým. |
|
836
|
|
|
|
Yine ayný baþlangýç cümleleri dökülüyor dilimden. Yine nasýl baþlayacaðýmý bilmiyorum ve yine soruyorum “nereden baþlamalýyým?”. Her baþlangýç neden bu kadar zor olur ki? |
|
837
|
|
|
|
Dünyayý kim yönetiyor? Lütfen düþünün! Bu tür sorulara cevap arýyor olmamýz, zamanýnda dünyayý yönetenlerin düþünmemesinden kaynaklanýyor. Lütfen düþünelim. Unutmayalým ki insanlarý diðer canlýlardan ayýran temel özellik düþünebiliyor olmamýzdýr. |
|
838
|
|
|
|
Sakin sessiz köþeme oturmuþ, kitabýmý okumakta olduðum ve Ciciannenin Genç Türkiye Cumhuriyetinin kurulduðu ilk yýllarda piyanosunun baþýna geçip, derin bir aþkla baðlý olduðu Rýza Selim Bey ve konuklarýna piyano resitalleri verdiði zamanlarýn kýyýsýnda dolaþýrken, minik kýzýmýn parmaklarýnýn notalarla buluþmasýyla odaya doluveren eþsiz müzik naðmeleri, beni zaman içinde bir yerlerde donduruverdi… |
|
839
|
|
|
|
Ýnsanýn adýnýn önüne “büyük” sýfatýný koymakla büyük olunmuyor maalesef. Öyle olsa idi, tarihte kahramanlýkla anýlan ve adýna sinema filmlerinin çekildiði “Büyük Ýskender”, cüssesi gibi küçük deðil, adý gibi büyük olurdu. |
|
840
|
|
|
|
Bana ilk anne diyen sendin yavrum... Bu benim duyduðum en güzel söz oldu. Sesini hatýrlamaya çalýþýyorum ama sanki zamanýn bir yerinde kaybettim... |
|