• İzEdebiyat > Deneme > Yaşam |
901
|
|
|
|
-Aforizmalar güvenlikli elbombalarıdır; hedefi bulmadan patlamaz!
|
|
902
|
|
|
|
Bugün bir kadın gördüm. Titrek bedeninde, sarsılmaz tek yer dudaklarıydı. Dudakları keskin çizgilerle yüzünde bir bıçak gibiydi. Dudakları tüm suskunluklarını ve haykırışlarını taşımaktaydı. Kollarını üst üste kavuşturmuş, elleriyle su şişesini tutmaktaydı. Yalnızdı kimsesiz bile olamayacak kadar. |
|
903
|
|
|
|
cılız bir yağmur tanesi gelip senin izini sessizce silip gitti. Artık senden ne bir iz, ne haber var... |
|
904
|
|
|
|
'ben' kelimesinin dünden bugüne değişmeden kullanılmasının yarattığı anlam karmaşası... |
|
905
|
|
|
|
Nerede başlar çılgınlığın uçurumu, ussallığın sınırı nerede biter. Hangi vazgeçilmezlerimiz bizi, yeknesak bir hayatın ipleriyle bağlamıştı... |
|
906
|
|
907
|
|
|
|
Denizden Istanbul’un bilmem kaçıncı tepesine doğru önemsizmiş gibi tırmanan bu dar sokağın başından doğru başlamak gerekirse, Çorumlu olmayan bir kuruyemişçisi, Edirneli olmayan bir tekel bayii, Trabzonlu olmayan bir kahvehanesi ve ileride ne gibi çeşitli kanser türlerine yakalanabileceğinden bihaber Kastamonulu açık deterjan satıcısı dışında geneli Karadeniz den kopup ne için olduğunu kestiremeden İstanbul a nihayetinde Günebakana yerleşmiş küçük ve orta büyüklükte aileler. |
|
908
|
|
909
|
|
|
|
An’lardan anılara kuyruklu bir yıldızınız olsun yaşamınız boyunca...
|
|
910
|
|
|
|
Bütün bu, bana artık anlamsız gelen soruların ve cevaplarının açıklamaya yetmediği, bunların çok üstünde bir durum var. 11 ocağa daha, ateş düştü. Ve, daha kaç ocak yanacak? |
|
911
|
|
|
|
An gelir elde bir çiçek.
An gelir bir keleş.
An olur eller tanrıya yakarır.
An olur dilenir.
|
|
912
|
|
|
|
Yeni bir yıla girmeye gün saymaya başladığımızda her yıl olduğu gibi tartışmalar yine başladı. Yıl başında yeni yılı kutlamaları günah mı, değil mi? Ben her yıl olduğu gibi yıl başını evimde geçireceğim. |
|
913
|
|
|
|
Şarabıma, sigarama, yastığa inat, yerdeki halıya inat, ‘Türk’ kışkırtmalarına inat Kürtçe, İbranica, Lazca, hatta tüm dünya dillerince ağlamak istiyorum. Yeter ki notalar otursun yüreğimin bam teline… |
|
914
|
|
|
|
Bütün bu gıcırtılar tamamen benim kapımdan çıkanlardır, komşulardan özür
Herkesle herşeyi herkesle aynı şeyi yaşayamazsın.
|
|
915
|
|
|
|
Bulamıyorum... Her yere baktım ama kaybolmuş. Yine birilerine çaldırdım galiba... Hep böyle oluyor, ne zaman bulsam birileri alıp götürüyor. Ya da ben çok hızlı koşuyorum ve onu bir yerlerde düşürüyorum. Ha pardon, ne mi arıyorum? Kendimi...
|
|
916
|
|
|
|
Bir avuç küp şeker gibi yağmurun altında erimekteydik…
‘’Şemsiyesiz çıkmak’’ -akıl karı değil ki bu!
Üstelik turuncu otobüs de kaçtı… Yok yok… Hayat işte; bizi pamuk helva yapıp, çocuklara dağıtacaktı… |
|
917
|
|
|
|
Hastalık vücuduna yavaş yavaş hissettirmeden girmişti.
www.emrullahemin.net |
|
918
|
|
|
|
Kalemini kağıdını kaybetmiş bir tek kelime… |
|
919
|
|
920
|
|
|
|
Bu bir ödev yazısıdır.
Konu: Hoca tarafından verilen türküye uygun bir hikaye yazılacak.
|
|